A1 Capital Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal, yeni ekonomi politikasını kur, enflasyon, istihdam ve borsa üzerinden Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.
Atılal, kur politikasının ihracatçılar üzerinde etkisini “Ne diyor hükümet yetkilileri? ‘İlk üç ayda izlemede duracağız, 4-5-6’ıncı aylarda çalışıp çalışmadığını göreceğiz’ diyorlar. Kendi ifadeleri bu yönde, hemen çalıştığı yönünde bir etki yok. Yatırım tarafına baktığında öyle uçan kaçan bir yatırım da yok. Kurun ve faizin ne olacağını bekliyorlar. Kurun üzerine baskıyı kurarak indirdik. Daha doğrusu ek katkı yaparak şirketlere dövizi TL’ye çevirirlerse kurumlar vergisinden istisna tutacağımızı dolayısıyla vergi ödemeyeceklerini söyleyerek ödül de verdik. İhracat yapan şirketlere baktığımızda iki gündür bütün kanallarda onların konuşmaları var: İhracat bedelinin yüzde 25’ini Merkez Bankası’na yatırdım. TL kredi istiyorum, bana döviz alamayacağım söyleniyor. Dövizle iş yapıyorum. O dövizi nereden alacağım? İşin enflasyon tarafını gündeme getiriyor. Kuru 18’den 13 buçuğa indirdik ama elinde döviz varsa 18’den adım adım 16, 15, 14 iner. O sırada sen onu bozdurursun, makuldür. Ama ertesi gün gözünü açtın 18’den 12.5-13 gördüğünde döviz tevdiat bozulmaz. Bozulmadı da zaten, çok sert indi ve bozulmadı. 13.5 da dengelenmeye çalışılıyor” diye açıkladı.
‘Yüzde 30’un altında kredi faizi yok, yüzde 14’lük faizi bankacılık sektörü alıyor’
ÜFE-TÜFE arasındaki farkın açıldığına dikkat çeken Atılal, bu durumun yatırımcıyı eurobonda yönlendirdiğini söyledi:
“Yeni ekonomik projede yatırım yapın deniyor. Yıllık faiz 36, kredi faizlerine baktığında 30’un altında kredi faizi yok. Bu 14’lük faizi kim alacak? Basit mantıkla diyoruz ki: Bankacılık sektörü alıyor, Merkez Bankası’na ihalelerle aradaki fark kadar kazanıyor. Faiz oranları yüksek olunca, ÜFE-TÜFE makası açılınca enflasyon ve hayat pahalılığı, hepsi birbirine girdi. Her hafta aldığın ürünün fiyatı artıyor. Enflasyondan yatırım yapamadım. Fiyatlar inanılmaz arttığından dolayı giderleri kısmam gerekiyor. Zaten tasarruf da edemiyorsunuz. Bakiyesi milyonun üzerinde olanlar da paralarını eurobond tarafına yönlendiriyorlar”
‘Biraz yabancı girip çıkabilir ama istihdam için doğrudan yatırım olması gerekiyor’
Atılal, Türkiye’ye gelen yabancı yatırım konusunda “Aralık ayında TL’ye yönelik tahminde bulunmamaya başladılar. TL’ye yönelik tahminde bulunmayınca doğrudan yatırım gelmez. Sıcak para gelir ama gelmesi için de borsa dahil olmak üzere kurun belli bir bantta hareket etmesi lazım. Yılbaşından bu yana kur belli bir bantta hareket ediyor. Biraz yabancı girip çıkabilir ama istihdam için doğrudan yatırım olması gerekiyor. Son 2-3 gündür yabancılar Türkiye ile ilgili rapor yazmaya başladılar. Biri ‘Ortalama 50 lira enflasyon bekliyorum’ diğeri ‘kuru 20 lira bekliyorum’ diyor. Biz cari fazla vermeye odaklandık. Cari fazlanın en büyük kriteri de turizm gelirleri, petrol fiyatı bu kadar arttığından yerli turizm tarafı nasıl olacak” dedi.
‘Hisselerin çoğu yüzde 10 düştü’
Atılal, borsadaki hareketleri “İnsanların elinde TL var. TL mevduat faizi yüzde 15, dolar da yukarı gitmiyor. Borsa tarafına geliyorlar. Borsa’da dünkü gibi Rusya’da adamlar 1.5 düşerken ben 5 düşünce ‘burası tekin değilmiş’ diyorsun ama endeks yüzde 5 düştü. Hisselerin çoğu yüzde 10 düştüler. Yarım saatten az süre kaldığından eşleşme seansı yapamadık. Eşleşme seansı yapamayınca gün sonunda kapatacaktın. Kredini aldın, şimdi onu ödeyeceksin. Kapatamadın. Viop’ta terstesin, pay senedindesin. Nasıl kapatacaksın? ‘Viop gece çalışıyor’ deniyor ama endeks çalışıyor. Pay senedi çalışmıyor. Onun da faizi var. Bunu kurumun da ödemesi lazım, kendi pozisyonunda belki o da aynı şekilde aldı ve kapatamadı. İlginç bir darbeyle karşı karşıya kalacağız. Net olan ne var bizim tarafta? Kırılganlık son derece yüksek, derinlik yok. 35-40 milyar hacim olduğunda güzel diyoruz ama gördük, bir saat içerisinde adamın algoritması piyasayı darmadağın etti” diye aktardı.