https://anlatilaninotesi.com.tr/20251119/prof-dr-konukman-ekonomide-olen-olur-programi-yurutuluyor-1101126093.html
Prof. Dr. Konukman: Ekonomide ‘ölen ölür’ programı yürütülüyor
Prof. Dr. Konukman: Ekonomide ‘ölen ölür’ programı yürütülüyor
Sputnik Türkiye
Prof. Dr. Aziz Konukman, enflasyonla mücadelede yanlış teşhis konulduğunu belirterek, yüksek kâr marjları ve bozuk maliyet yapısının ekonomiyi “ölen ölür”... 19.11.2025, Sputnik Türkiye
2025-11-19T14:26+0300
2025-11-19T14:26+0300
2025-11-19T14:26+0300
ankara farki
radyo
ekonomi
merkez bankası
enflasyon
asgari ücret
faiz
kur korumalı mevduat (kkm)
kur
döviz
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e9/07/17/1098088235_0:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_302ef8c8a16d3fb873b592beca83d6e4.jpg
Türkiye ekonomisinde enflasyonla mücadele programının sonuçları tartışılmaya devam ederken, üretim daralması ve gelir dağılımındaki bozulma gündemin üst sıralarına yerleşmiş durumda. Kur politikası, ithal girdilere bağımlı yapı, yüksek faizli kredi ortamı ve tekelci firmaların fiyatlama gücü; hem sanayi kesimini hem de emekçileri sıkıştıran bir tablo yaratıyor. Ekonomistler, bu koşullar altında uygulanan dezenflasyon programının “sahada karşılığı olmayan” bir anlayış üzerine kurulu olduğu uyarısında bulunuyor.Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına Prof. Dr. Aziz Konukman konuk oldu. Türkiye ekonomisindeki mevcut tabloyu değerlendiren Konukman, şu değerlendirmeleri yaptı:‘Ekonomik sıkıntının kaynağı yanlış teşhis edildi’Prof. Dr. Aziz Konukman, enflasyonun kaynağının yanlış teşhis edildiğini söyleyerek sorunun ücretlerde değil; yüksek üretim maliyetleri, kur politikası ve tekelci firmaların kâr odaklı fiyatlamasında olduğunu dile getirdi. Konukman, sözlerini şöyle sürdürdü:‘Asgari ücret tespit komisyonunda ‘orta oyunu’ oynanıyor’Prof. Dr. Aziz Konukman, enflasyonun sebebi olarak emekçilerin hedef gösterilmesini eleştirdi. Dezenflasyonun ancak yüksek kârların vergilendirilmesi ve gelir dağılımının düzeltilmesiyle mümkün olacağını vurgulayan Konukman, asgari ücrette yılda bir kez zam yapılmasını “orta oyunu” olarak nitelendirerek, ücretin kısa sürede açlık sınırının altına düştüğünü söyledi:‘Kur Korumalı Mevduat sistemi ile servet transferi yapıldı’Prof. Dr. Konukman, Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) kamu kaynakları üzerinden büyük bir servet transferi yarattığını ve Merkez Bankası’na ağır maliyet yüklediğini söyledi. Faiz indirimlerinin piyasaya yansımadığını; sadece mevduat faizlerini düşürerek tasarruf sahiplerini mağdur ettiğini vurgulayan Konukman, şunları kaydetti:‘Sanayi üretimindeki düşüş sürpriz değil’Sanayi üretimindeki düşüşün yüksek faiz, kontrolsüz kur ve ithal girdilere bağımlılık nedeniyle sürpriz olmadığını söyleyen Prof. Dr. Konukman enflasyonun düşmemesinde de bu fiyat yapıcı büyük şirketlerin etkili olduğunu vurguladı:‘Merkez Bankası’nın kredibilitesi düşüyor’Merkez Bankası’nın sürekli hedef revize etmesini “gayri ciddi” olarak niteleyen Prof. Dr. Konukman, kurumun kredibilitesinin hızla eridiğini kaydetti:
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2025
İsmet Özçelik
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e7/02/0d/1066989326_0:0:192:192_100x100_80_0_0_ee8cef4f79fd9fdf6ceed2669b3bc23c.jpg
İsmet Özçelik
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e7/02/0d/1066989326_0:0:192:192_100x100_80_0_0_ee8cef4f79fd9fdf6ceed2669b3bc23c.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e9/07/17/1098088235_0:0:2732:2048_1920x0_80_0_0_bb816d12a237654156d872fadb2c9727.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
İsmet Özçelik
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e7/02/0d/1066989326_0:0:192:192_100x100_80_0_0_ee8cef4f79fd9fdf6ceed2669b3bc23c.jpg
radyo, ekonomi, merkez bankası, enflasyon, asgari ücret, faiz, kur korumalı mevduat (kkm), kur, döviz, kobi̇, dezenflasyon
radyo, ekonomi, merkez bankası, enflasyon, asgari ücret, faiz, kur korumalı mevduat (kkm), kur, döviz, kobi̇, dezenflasyon
Prof. Dr. Konukman: Ekonomide ‘ölen ölür’ programı yürütülüyor
Prof. Dr. Aziz Konukman, enflasyonla mücadelede yanlış teşhis konulduğunu belirterek, yüksek kâr marjları ve bozuk maliyet yapısının ekonomiyi “ölen ölür” anlayışına sürüklediğini vurguladı. Konukman, mevcut programın hem KOBİ’leri hem de emekçileri dışlayan, sürdürülemez bir çizgi izlediğini söyledi.
Türkiye ekonomisinde enflasyonla mücadele programının sonuçları tartışılmaya devam ederken, üretim daralması ve gelir dağılımındaki bozulma gündemin üst sıralarına yerleşmiş durumda. Kur politikası, ithal girdilere bağımlı yapı, yüksek faizli kredi ortamı ve tekelci firmaların fiyatlama gücü; hem sanayi kesimini hem de emekçileri sıkıştıran bir tablo yaratıyor. Ekonomistler, bu koşullar altında uygulanan dezenflasyon programının “sahada karşılığı olmayan” bir anlayış üzerine kurulu olduğu uyarısında bulunuyor.
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına Prof. Dr. Aziz Konukman konuk oldu. Türkiye ekonomisindeki mevcut tabloyu değerlendiren Konukman, şu değerlendirmeleri yaptı:
‘Ekonomik sıkıntının kaynağı yanlış teşhis edildi’
Prof. Dr. Aziz Konukman, enflasyonun kaynağının yanlış teşhis edildiğini söyleyerek sorunun ücretlerde değil; yüksek üretim maliyetleri, kur politikası ve tekelci firmaların kâr odaklı fiyatlamasında olduğunu dile getirdi. Konukman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dezenflasyon programı yanlış değil ama sebep-sonuç ilişkisi yanlış. Siz enflasyonunun temel faktörünün emekçiler olduğuna inanırsanız, emekçilerin ücretleri diye düşünürseniz, ‘bunun nedeni iç taleptir’ derseniz yanlış teşhis koymuş olursunuz. Bugün yapılan o. Halbuki fiyatları artıran şey iç talebin yüksek olması değil. Üretim maliyetleri, ithal girdileri bağımlı yapı, kur politikası… bunlarla kavga verin. Tekelci yapılarda adam ciddi bir biçimde geçmiş enflasyonun üstüne kâr marjı ekleyerek üretim maliyetlerinin üstüne fiyatlarını belirliyor. Kar çekişli bir enflasyon var. Yüksek kar üzerine çalışan bir sektör enflasyonun aşağı düşmesini gerçekleştiremez. Siz enflasyonun nedeni yüksek kar değil, yüksek ücretler derseniz KOBİ’leri mahvedersiniz, talep yetersizliği öyle boyutlara varır ki bir bakarsınız mevcut KOBİ’lerin bile kapasitelerinin düşmesine neden olursunuz. Üretimlerinde ciddi düşüş görürsünüz. Bakış açışı, teşhis yanlıştır.”
‘Asgari ücret tespit komisyonunda ‘orta oyunu’ oynanıyor’
Prof. Dr. Aziz Konukman, enflasyonun sebebi olarak emekçilerin hedef gösterilmesini eleştirdi. Dezenflasyonun ancak yüksek kârların vergilendirilmesi ve gelir dağılımının düzeltilmesiyle mümkün olacağını vurgulayan Konukman, asgari ücrette yılda bir kez zam yapılmasını “orta oyunu” olarak nitelendirerek, ücretin kısa sürede açlık sınırının altına düştüğünü söyledi:
“Sorun ücretlerin yüksekliğinden kaynaklı talep itişli bir enflasyon olsaydı canı gönülden desteklerdik. Ama böyle bir durum yok. Böyle olmayan bir durumda siz emekçileri günah keçisi gibi gösterirseniz sisteme de kötülük yapıyorsunuz. Siz kapitalizmi savunuyorsunuz ama kapitalizmin sürdürülebilirliğine engel oluyorsunuz. Kapasiteniz düşüyor, üretim yapamıyorsunuz, iç talep de dış talep de daralıyor. Ne olacak böyle bir yapıda? Bu, sürdürülemez bir noktaya gidiyor. IMF’e ne bakıyorsunuz? IMF’i kimin canının yandığı ilgilendirmiyor. Bu, bu tür kuruluşların reçetelerinin artık geçersiz olduğunu gösteriyor. Sizin kendinize dönüp ne yapacağınızı formüle etmeniz gerekiyor. Burada esas dezenflasyon programının başarısızlıkla sonuçlanmasında bu yüksek kar elde edenlerin yüksek karlarını vergilendirerek bunun üzerinden bir gelir dağılımı yaratarak sistemi oturtmak. Ama siz tersini yapıyorsunuz ve yoksulu daha da yoksul yapacak bir sürece doğru itiyorsunuz. Ben bunun çıkar yol olmadığını, artık burada durmaları gerektiğini ve inandırıcılıklarının olmadığını düşünüyorum.
Bir de asgari ücreti bir kez belirlemenin ciddi bir problem olduğunu söyleyelim. Bir ‘orta oyunu’ oynanıyor. Diyelim ki yüklü bir zam yapıldı, bir süre sonra açlık sınırının altına gidecek. Sürekli olarak açlık sınırını geriden takip ediyor. Türkiye’de yoksulluk sınırında olmak şans.”
‘Kur Korumalı Mevduat sistemi ile servet transferi yapıldı’
Prof. Dr. Konukman, Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) kamu kaynakları üzerinden büyük bir servet transferi yarattığını ve Merkez Bankası’na ağır maliyet yüklediğini söyledi. Faiz indirimlerinin piyasaya yansımadığını; sadece mevduat faizlerini düşürerek tasarruf sahiplerini mağdur ettiğini vurgulayan Konukman, şunları kaydetti:
“Faiz sebep, enflasyon sonuç ısrarı üzerinden Kur Korumalı Mevduat diye bir uygulama getirdiler. Bunun ekonomiye korkunç maliyetleri oldu, bir sürü insana servet transferi yapıldı. Bir hizmet üretimi varmış gibi bütçeden kaynak ayrıldı ve bunu kapattık. Merkez Bankası bunu büyük zararlarla üstlendi. Sonuçta büyük kayıplara yol açtı. Rasyonel politikalar izliyorum diyen Mehmet Şimşek, Babacan aynı yolun yolcuları. İkisinin arkasındaki siyasi şahıs da aynı. Çünkü bakanlar memur. Faiz yükseltildi, sonra ‘Kardeşim ne yapıyoruz biz? Sanayiciyi öldüreceğiz. Bunu düşürmeye başlayalım’ dediler. Fakat politika faizi düştüğü zaman hemen piyasalara yansımıyor. Mevduatları düşürmek için işe yarıyor. Bankalar para toplarken ‘Ne yapalım? Politika faizi düştü’ deyip mevduat faizlerini düşürüyorlar, tasarruf sahiplerini mağdur ediyorlar.”
‘Sanayi üretimindeki düşüş sürpriz değil’
Sanayi üretimindeki düşüşün yüksek faiz, kontrolsüz kur ve ithal girdilere bağımlılık nedeniyle sürpriz olmadığını söyleyen Prof. Dr. Konukman enflasyonun düşmemesinde de bu fiyat yapıcı büyük şirketlerin etkili olduğunu vurguladı:
“Bizde öz kaynaklarıyla çalışan bir KOBİ yok maalesef. Büyükler ise zaten güçlü. Her türlü muafiyet, istisnadan onlar yararlanıyor. Sonuçta yüksek bir faiz yapısı oluştu ve kur da ateşi söndürülemeyen bir kur oldu. Tabii sıcak para da eskisi gibi gelmiyor. Maalesef politik nedenlerle rezervlerde de ciddi erimeler oldu. Fakat sanayi kesimine şöyle bir durum oldu; kredi faizleri hala yüksek artı kur nedeniyle çok ciddi bir girdi fiyatları artışı var. Bu tarımsal girdilerde de sanayi girdilerinde de aynı. İthal girdilere bağlı bir sanayi yapısı var. Zaten bu yapı cari açığı yapısal hale getiriyor. Cari açığı kabul ediyorlar, mesele bunun nasıl finanse edileceği. Dolayısıyla sanayi hem ulusal paranın bedelinin yüksek olduğu hem de ithal girdilere bağımlı olan bir ekonomi olduğundan ciddi biçimde girdi fiyatlarının yükselmesiyle karşı karşıya kalınıyor. Bu da nedir? Ciddi bir üretim maliyeti. Ve bir sürü KOBİ doğal olarak karlarını da azaltmak durumunda kalıyorlar. Büyükler hariç. Eğer bugün hala Türkiye'de enflasyon bütün dezenflasyon programına rağmen yüksek düzeyde seyrediyorsa hala o büyük firmaların fiyatlama davranışlarını değiştirmemesi nedeniyle. Yani onlar girdi maliyetlerindeki artışları çok rahat fiyatlara yansıtıyorlar ve tekelci yapılarından dolayı fiyatlama davranışlarında fiyat yapıcısı durumdalar. Fiyat alıcısı değil. Bunun altını çizelim. Dolayısıyla yüksek karlarla çalışabiliyor. Yüksek karlar da geçmiş artışlara endekste olabiliyor. Yani emekçilere gelecek enflasyon diye mesaj verenler bu büyük şirketlere nedense bir şey demiyorlar. Onlar geçmiş enflasyon verilerinden hareket ederek geleceğe dönük fiyatlama davranışı yapıyorlar.”
‘Merkez Bankası’nın kredibilitesi düşüyor’
Merkez Bankası’nın sürekli hedef revize etmesini “gayri ciddi” olarak niteleyen Prof. Dr. Konukman, kurumun kredibilitesinin hızla eridiğini kaydetti:
“İş emekçilere gelince beklenen enflasyon. Çünkü dezenflasyon programı var. Gücünün geçerli olabileceği yer burası. KOBİ’leri zaten silmişsin bir kenara atmışsın. Senin emekçilerine düşük ücret politikan onun talep yetersizliğine neden oluyor. Satamıyor adam. Dükkan siftah edemiyor. Krediler almış başını gidiyor. O yüksek faizden kredi kullanamıyor, erişemiyor krediye. Girdileri de ithal. Döviz fiyatları almış başını gidiyor ve onlar mağdur. Ama büyük şirketler, tekelci olanlar fiyatların yüksek olmasına katkıda bulunuyorlar.
Merkez Bankası hedeflerinde neden saptığı konusunda Meclis’e bilgi verecekler. Ne yaptınız? Hedefini 3-4 kez revize etti. Bir hedef enflasyon, bir de tahmin açıklıyor. Nereden çıktı bu hedef? Hala 24’te ısrarcıyız’ diyor. Yani gayri ciddi bir tutum var. Merkez Bankası’nın kredibilitesi devamlı aşağı doğru gidiyor. Bir de eski Başkan Yardımcılarından birinin hakkında soruşturma oldu, o da maalesef kurum için iyi bir şey olmadı. Ölen ölür programı yürürlükte.”