Erdoğan: Adalet sisteminde tıkanıklık varsa neşteri vurup çözeceğiz
12:20 09.10.2024 (güncellendi: 13:46 09.10.2024)
© AA / Mustafa KamacıCumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
© AA / Mustafa Kamacı
Abone ol
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Emniyet teşkilatımız içinde bir zafiyet varsa neşteri vurup bunu gidereceğiz. Adalet sisteminde tıkanıklık varsa neşteri vurup onu da çözeceğiz. Sosyal medyada suçu teşvik etmede gerekli müdahalede bulanacağız." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu:
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:
Kobani bahanesiyle kışkırtılan olaylarda 2 emniyet görevlimiz şehit olmuştu, dün yıl dönümüydü.
Demokratik siyasette şiddete yer yoktur. Bir elde silahla siyaset yapılmaz.
Bahçeli'nin açıklamalarını takdirle karşılıyoruz. Cumhur İttifakı'nın uzattığı elin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını ümit ediyoruz
Meclis'te kapalı oturumda milletvekilleri bilgilendirildi. Her iki bakan da idrak kapısı açık olanlar için fotoğrafı çok net ortaya koydu. CHP Genel Başkanı'nın toplantı sonrası açıklamasını esefle karşıladık. Sayın Özel'den ülke güvenliği konusunda daha olgun bir tavır beklerdik.
Açık ve net söylüyorum. Vadedilmiş topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır.
İsrail siyonist bir terör örgütüdür.
Tarih, elinde on binlerce çocuğun, kadının, sivilin kanı olan bir canavarı ayakta alkışlayanları asla affetmeyecektir
Çevremiz ateş çemberinden geçiyor. Nihai hedefin neresi olduğunu görüyoruz
Ülkemizin 2018 yılından beri küresel siyasi gerilimin kovidin yol açtığı ekonomik sıkıntılar da var.
Sene başından itibaren rahatlama, insanımızın günlük hayatına yansımaya başlayacaktır.
Onlarca suç kaydı olan kriminal tiplerin ellerini sallayarak ortalıkta dolaşması bizi de rahatsız ediyor. MYK'da bu olayları değerlendirdik. Bu çerçevede bazı önemli adımlar atma kararı aldık. İnsanların sokakta iş yerinde evinde hayatını güvenle sürdürebilmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız.
Emniyet teşkilatımız içinde bir zafiyet varsa neşteri vurup bunu gidereceğiz. Adalet sisteminde tıkanıklık varsa neşteri vurup onu da çözeceğiz. Sosyal medyada suçu teşvik etmede gerekli müdahalede bulanacağız.
Belirli suçlarda infaz hükümlerinin, alınan cezanın yüzde 10'u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacaktır.
Tutukluluk süresi, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı belirlenecek. Bu husus toplum vicdanını yaralayan belirli suçlar için geçerli olacak
Mesela 5 suç kaydı olan birinin, diğer davalarının bitip sabıka kaydına işlenmesi beklenmeden tutuklu yargılanmasının önü açılacak.
Son dönemde medya organlarımız özellikle reyting kaygısı ile, basın ilkelerini umursamayan sorunlu bir yayın politikası izlemeye başladı. İfade tutanaklarından polis kayıtlarına, önü sonu belli olmayan videolara kadar her türlü bilgi belge ekranlarda çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Habercilik adına mağdurlar tekrar mağdur ediliyor. Cinayet vakaları insanımızın ailecek televizyon izlediği saatlerde en ince detayına kadar anlatılıyor. Meselenin sosyal öğrenme boyutu göz ardı ediliyor. Buna rıza göstermemiz söz konusu olamaz. Basın elbette özgür olmalı ama toplumsal olaylarda sorumlu yayıncılık yapmaya mani değildir.
Kadın hakları konusunda bize ders verecek muhalefet partisi yoktur. Kadının statüsünün güçlendirilmesinde elimize su dökecek kimse yoktur. Kadına şiddetle mücadele noktasında ülkemize çağ atlatan kadro biziz.
Sayın Özel, bir taraftan kadına şiddetin engellenmesinden bahsederken diğer taraftan alkol ve içki tüketimini teşvik edecek vaatlerde bulunuyor.
Tüm dünyada kadına çocuğa şiddetin en önemli sebeplerinden biri içki tüketimi, alkol bağımlılığıdır.
Sayın Özel'e şunu tavsiye ediyorum, şayet kadına yönelik şiddete iki eli havada katkı sunmak istiyorsan, rakı reklamı yapmaktan vazgeç
2023 yılında yapılan bir düzenleme ile boşanmış eşe karşı işlene şiddetin cezası artırıldı. Bu düzenleme İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizden sonra yapılmıştır. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin kadın hakları ve kadına yönelik şiddetle mücadelede en ufak bi menfi etkisi olmamıştır. Türkiye'de kadına yönelik şiddetin çelikten kalkanı söz konusu sözleşme değil, 6284 sayılı kanundur.