"Geçtiğimiz hafta, geçtiğimiz ay ve hatta neredeyse geçtiğimiz yıl yaşanan olaylar şunu açıkça ortaya koymaktadır: Gazze'de derhal ateşkes sağlanmasının, tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasının, Gazze'deki Filistinlilere insani yardımların etkin bir şekilde ulaştırılmasının ve iki devletli çözüm yolunda geri dönülemez bir ilerleme kaydedilmesinin tam zamanıdır"
Dün gece (1 Ekim) Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait iki Typhoon savaş uçağı ve bir Voyager havadan havaya yakıt ikmal tankeri, Orta Doğu'da gerilimin daha da tırmanmasını önleme çabalarında rol oynayarak Birleşik Krallık'ın İsrail'in güvenliğine olan sarsılmaz bağlılığını ortaya koydu.
Bu saldırının doğası gereği, herhangi bir hedefe saldırmadılar ancak daha geniş çaplı caydırıcılık ve daha fazla tırmanmayı önleme çabalarında önemli bir rol oynadılar.
Danimarka polisinin basına yaptığı açıklamada, meydana gelen iki patlamanın kaynağının el bombaları olduğu açıklandı.
İsrail Büyükelçiliği çevresinde meydana gelen iki patlamada, yaralanan olmadığı bildirilmişti.
İsrail'in ölen askerlerini duyurmadığını belirten Afifi, "Adise ve Marun er-Ras beldelerinde yaşanan sadece başlangıç, Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'ın hazırlık durumu en üst düzeyde" ifadelerini kullandı.
Afifi, İsrail'in 23 Eylül'den bu yana hava saldırıları düzenlediği Dahiye'de hedef aldığı binalarda hiçbir silahın bulunmadığını da söyledi.
Lübnan ordusundan yapılan yazılı açıklamada, İsrail askerlerinin güney sınırını ihlal ettiğine işaret edilerek "Düşman İsrail'e bağlı güçler, Mavi Hattı ihlal ederek el-Udeyse ve Yarun beldelerinin olduğu bölgede yaklaşık 400 metre Lübnan topraklarına girdikten kısa süre sonra geri çekildi" ifadeleri kullanıldı.
BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 1701 sayılı kararı, İsrail'in Mavi Hat'tın gerisine çekilmesini ve bu hat ile Lübnan'daki Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılmasını, burada sadece Lübnan ordusu ve BM Lübnan Geçici Barış Gücü'ne (UNIFIL) ait silah ve askeri araç-gerecin bulundurulmasını öngörüyor.
Katz, BM Genel Sekreteri Guterres’i Ortadoğu’da gerilimin acilen düşürülmesi yönündeki çağrıları nedeniyle 'istenmeyen adam' ilan ettiklerini bildirdi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Dışişleri Bakanı Katz, BM Genel Sekreteri Guterres'i 'istenmeyen kişi' ilan ederek ülkeye girişini yasakladığını belirtti. Bu karar, Guterres'in İran'ın İsrail'e yönelik olarak iğrenç saldırısına tepkisini bu ciddi saldırganlığı kınamadan göstermesi ışığında alındı" dendi.
Bir tutuklama olup olmadığı hakkında bilgi vermeyen Danimarka polisi, konu hakkında soruşturma başlatıldığını bildirdi.
Ordudan yapılan yazılı açıklamada, 36. tümenin Lübnan'a kara saldırılarına katılacağı belirtildi. Açıklamada, kara saldırısına katılacak tümenin tatbikat görüntüleri de paylaşıldı.
Fransa Cumhurbaşkanlığı İdaresi'nden yapılan açıklamada, "İsrail'in güvenliğini sağlama konusundaki bağlılığını koruyan Fransa, İran tehdidine karşı koyulması için Ortadoğu'daki askerlerini seferber etti" dendi.
IDF Sözcüsünün bu sabah yaptığı açıklamada İsrail ve ABD ordusunun "İran saldırısının öncesinde, sırasında ve sonrasında savunma ve işbirliği amacıyla" birlikte çalıştığına dikkat çekti.
İsrailli yetkililer, İran'a karşı atılacak misilleme adımlarına ilişkin henüz bir karar verilmediğini, zira bunlar için ABD'den onay almak istediklerini söyledi.
ABD Savunma Bakanlığı'ndan (Pentagon) yapılan açıklamaya göre, İran'ın İsrail'e füze saldırısının ele alındığı görüşmede Austin, ABD'nin İran karşısında İsrail'e desteğini yineledi.
İran'ın saldırılarına karşı koordine şekilde savunma yapılması konusunda memnuniyetini ifade eden Austin, ayrıca Tel Aviv yakınlarındaki Yafa kentinde düzenlenen silahlı saldırıda hayatını kaybedenler için başsağlığı diledi.
Ayrıca, Lübnan sınırındaki Misgav Am Yahudi yerleşim birimindeki büyük bir İsrail piyade birliğine füze ve topçu atışlarıyla düzenlenen saldırılarda isabetli vuruş yapıldığı ifade edildi.
Yine Lübnan sınırı yakınlarındaki Shtula yerleşim birimine 2 Burkan füzesiyle isabetli bir saldırı gerçekleştirildiği kaydedildi.