https://anlatilaninotesi.com.tr/20240606/batinin-kieve-destegi-artik-kosulsuz-gorunmuyor-1084557627.html
Batı'nın Kiev'e desteği artık koşulsuz görünmüyor
Batı'nın Kiev'e desteği artık koşulsuz görünmüyor
Sputnik Türkiye
Daha önce Kiev’e koşulsuz destek konusunda tutarlı görünen Batılı ülkelerin, çatışmanın uzaması, kaybedilen topraklar, yolsuzluk ve başarısız karşı saldırıyla... 06.06.2024, Sputnik Türkiye
2024-06-06T11:38+0300
2024-06-06T11:38+0300
2024-06-09T12:32+0300
ukrayna krizi
ukrayna
askeri yardım
abd
avrupa birliği
avrupa parlamentosu (ap)
joe biden
donald trump
vladimir zelenskiy
politico
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e7/0c/0d/1078391921_0:160:3072:1888_1920x0_80_0_0_6b1e3b2feca7351cd50bea50ba49824d.jpg
ABD merkezli siyasi gazete Politico, 2. Dünya Savaşı'nın en önemli olaylarından biri olarak görülen ve Avrupa'nın kurtuluşunun yolunu açtığına inanılan Normandiya çıkarmasının 80. yıldönümünde, Batı cephesinde Ukrayna'daki çatışmaya ilişkin görüş ayrılıklarının sarsıntılı bir şekilde devam ettiğini yazarken, “Batılı liderler, anma etkinliklerinde şehitlerin mezarlarına çelenk koyarak ve Kiev'e sarsılmaz destek sözü vererek birleşik bir cephe sergileyecek. Ancak Ukrayna'daki savaş alanında hissedilen ruh hali ve küresel siyasetteki kapsamlı değişimler bize farklı bir hikaye anlatıyor” ifadelerini kullandı.Bu yıla kadar Kiev'e silah yardımı yapan Batı'nın desteğinin artık değişmez ve koşulsuz görünmediğine dikkat çeken gazete, Donald Trump’ın NATO ve Avrupa Birliği’ni (AB) korkutan geri dönüşüyle birlikte dünyanın yeni olası sismik değişimlere hazırlandığına, bu nedenle de Ukrayna'ya verilen destek ve dayanışma sözlerinin boş olduğunun ortaya çıkabileceğine vurgu yaptı.Haberde, “Avrupalılar, mevcut ABD Başkanı Joe Biden'ın bu sonbaharda Beyaz Saray'daki koltuğunu eski başkan Donald Trump'a kaptırması halinde Ukrayna'nın en önemli müttefikini kaybedebileceğinden korkuyor” denilirken, bu görüşü destekleyen Fransız siyaset analisti Nicolas Tenzer de, “Biden yeniden seçilse bile, yönetimindeki tüm üyelerin Ukrayna ile güçlerini birleştirmek ve Rusya'ya karşı muzaffer bir karşı saldırıya öncülük etmek istemeyeceğini söyledi” diye ekliyor.Politico gazetesi, adını vermediği 3 yetkiliye atıfla verdiği haberde, Beyaz Saray temsilcilerinin, Kongre’nin onay verdiği ve Başkan Joe Biden’in imzaladığı Ukrayna'ya 61 milyar dolarlık askeri yardım paketine rağmen Kiev’in savaş alanında başarılı olacağına inanmadığı ifade edildi.Kaynaklardan biri, gazeteye açıklamasında, “Kazanmak için ihtiyaç duydukları her şey alacaklar mı? Nihayetinde evet. Ama bu, kazanacaklarını garanti etmiyor” dedi.Son aylarda savaş alanındaki durumun çok değiştiğini dile getiren yetkililer, bunun büyük ölçüde Ukrayna ordusunun yaşadığı mühimmat kıtlığı yüzünden meydana geldiğine dikkat çekse de yardım tahsis edildikten sonra bile “aylarca ve yıllarca süren toprak kayıplarını tersine çevirmek ciddi çaba gerektireceğini” savundu.AP seçimleri ve aşırı sağın yükselişiBu arada Avrupa genelinde geleneksel partiler, bu hafta başlayan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde aşırı sağın büyük bir zafer kazanmasından endişe ederken, birçok uzman tarafından, güç dengesinin süper güçler tarafından belirlendiği ve bu güçlerin doğrudan savaş içerisine girmeyip savaşı üçüncü dünya ülkeleri içerisinde yürüttüğü Soğuk Savaş dönemine geri dönüldüğü iddia edilen son dönemde, küreselleşme, uluslararası göç, değişen üretim süreçleri, demografik değişimler, neoliberal politikalar, derinleşen eşitsizlik, kitle iletişim araçlarıyla çeşitlenen ve artan sosyal hareketler gibi etkenlerin aşırı sağ olgusunu yeniden ve hızla canlandırdığı gözlemleniyor.Küreselleşmenin hızla artan etkisi ve hegemonya arzusuyla benimsenen tek taraflı yaptırımlar sonrası Avrupa içerisinde artan sanayisizleşme sorunları da önemli işsizlik sorunlarını ortaya çıkarırken, giderek tükenen Avrupa sanayisi içerisinde orta sınıfın güç kaybetmesi, Çin önderliğindeki Asya’nın en büyük rakip pazar olarak yükselişi ve bireylerin refah düzeyinde görülen azalmanın ciddi sosyal ve sınıfsal sorunları da beraberinde getirdiği anlaşılıyor.Neoliberal politikalarla sürdürülen küreselleşme hırsı sonrası daha da artan adaletsiz sermaye dağılımı, ‘daha iyi yaşam’ isteyen kitleleri göçe zorlarken, muhafazakar, dar gelirli ve liberal siyasi sisteme karşı tepkili sosyal gruplar kendilerini temsil eden ve seslerini duyurabilecekleri tek kapı olarak aşırı sağ partilere doğru kaymasına neden oluyor.
https://anlatilaninotesi.com.tr/20240606/trumptan-ukrayna-degerlendirmesi-3-dunya-savasi-yaklasiyor-1084554003.html
ukrayna
abd
avrupa birliği
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2024
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
ukrayna, askeri yardım, abd, avrupa birliği, avrupa parlamentosu (ap), joe biden, donald trump, vladimir zelenskiy, politico
ukrayna, askeri yardım, abd, avrupa birliği, avrupa parlamentosu (ap), joe biden, donald trump, vladimir zelenskiy, politico
Batı'nın Kiev'e desteği artık koşulsuz görünmüyor
11:38 06.06.2024 (güncellendi: 12:32 09.06.2024) Daha önce Kiev’e koşulsuz destek konusunda tutarlı görünen Batılı ülkelerin, çatışmanın uzaması, kaybedilen topraklar, yolsuzluk ve başarısız karşı saldırıyla birlikte Ukrayna'ya destek konusunda giderek koşullu yardıma yönelmeye başladığı gözden kaçmıyor.
ABD merkezli siyasi gazete Politico, 2. Dünya Savaşı'nın en önemli olaylarından biri olarak görülen ve Avrupa'nın kurtuluşunun yolunu açtığına inanılan Normandiya çıkarmasının 80. yıldönümünde, Batı cephesinde Ukrayna'daki çatışmaya ilişkin görüş ayrılıklarının sarsıntılı bir şekilde devam ettiğini yazarken, “Batılı liderler, anma etkinliklerinde şehitlerin mezarlarına çelenk koyarak ve Kiev'e sarsılmaz destek sözü vererek birleşik bir cephe sergileyecek. Ancak Ukrayna'daki savaş alanında hissedilen ruh hali ve küresel siyasetteki kapsamlı değişimler bize farklı bir hikaye anlatıyor” ifadelerini kullandı.
Bu yıla kadar Kiev'e silah yardımı yapan Batı'nın desteğinin artık değişmez ve koşulsuz görünmediğine dikkat çeken gazete, Donald Trump’ın NATO ve Avrupa Birliği’ni (AB) korkutan geri dönüşüyle birlikte dünyanın yeni olası sismik değişimlere hazırlandığına, bu nedenle de Ukrayna'ya verilen destek ve dayanışma sözlerinin boş olduğunun ortaya çıkabileceğine vurgu yaptı.
Haberde, “Avrupalılar, mevcut ABD Başkanı Joe Biden'ın bu sonbaharda Beyaz Saray'daki koltuğunu eski başkan Donald Trump'a kaptırması halinde Ukrayna'nın en önemli müttefikini kaybedebileceğinden korkuyor” denilirken, bu görüşü destekleyen Fransız siyaset analisti Nicolas Tenzer de, “Biden yeniden seçilse bile, yönetimindeki tüm üyelerin Ukrayna ile güçlerini birleştirmek ve Rusya'ya karşı muzaffer bir karşı saldırıya öncülük etmek istemeyeceğini söyledi” diye ekliyor.
Politico gazetesi, adını vermediği 3 yetkiliye atıfla verdiği haberde, Beyaz Saray temsilcilerinin, Kongre’nin onay verdiği ve Başkan Joe Biden’in imzaladığı Ukrayna'ya 61 milyar dolarlık askeri yardım paketine rağmen Kiev’in savaş alanında başarılı olacağına inanmadığı ifade edildi.
Kaynaklardan biri, gazeteye açıklamasında, “Kazanmak için ihtiyaç duydukları her şey alacaklar mı? Nihayetinde evet. Ama bu, kazanacaklarını garanti etmiyor” dedi.
Son aylarda savaş alanındaki durumun çok değiştiğini dile getiren yetkililer, bunun büyük ölçüde Ukrayna ordusunun yaşadığı mühimmat kıtlığı yüzünden meydana geldiğine dikkat çekse de yardım tahsis edildikten sonra bile “aylarca ve yıllarca süren toprak kayıplarını tersine çevirmek ciddi çaba gerektireceğini” savundu.
AP seçimleri ve aşırı sağın yükselişi
Bu arada Avrupa genelinde geleneksel partiler, bu hafta başlayan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde aşırı sağın büyük bir zafer kazanmasından endişe ederken, birçok uzman tarafından, güç dengesinin süper güçler tarafından belirlendiği ve bu güçlerin doğrudan savaş içerisine girmeyip savaşı üçüncü dünya ülkeleri içerisinde yürüttüğü Soğuk Savaş dönemine geri dönüldüğü iddia edilen son dönemde, küreselleşme, uluslararası göç, değişen üretim süreçleri, demografik değişimler, neoliberal politikalar, derinleşen eşitsizlik, kitle iletişim araçlarıyla çeşitlenen ve artan sosyal hareketler gibi etkenlerin aşırı sağ olgusunu yeniden ve hızla canlandırdığı gözlemleniyor.
Küreselleşmenin hızla artan etkisi ve
hegemonya arzusuyla benimsenen tek taraflı yaptırımlar sonrası Avrupa içerisinde artan sanayisizleşme sorunları da önemli işsizlik sorunlarını ortaya çıkarırken, giderek tükenen Avrupa sanayisi içerisinde orta sınıfın güç kaybetmesi, Çin önderliğindeki Asya’nın en büyük rakip pazar olarak yükselişi ve bireylerin refah düzeyinde görülen azalmanın ciddi sosyal ve sınıfsal sorunları da beraberinde getirdiği anlaşılıyor.
Neoliberal politikalarla sürdürülen küreselleşme hırsı sonrası daha da artan adaletsiz sermaye dağılımı, ‘daha iyi yaşam’ isteyen kitleleri göçe zorlarken, muhafazakar, dar gelirli ve liberal siyasi sisteme karşı tepkili sosyal gruplar kendilerini temsil eden ve seslerini duyurabilecekleri tek kapı olarak aşırı sağ partilere doğru kaymasına neden oluyor.
