Türkiye COP28 zirvesinde neden imza atmadı?
14:05 06.12.2023 (güncellendi: 12:54 07.12.2023)
Serhat Ayan'la Yeni Seyler Rehberi
Abone ol
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi kıdemli uzmanı Dr. Ümit Şahin, Türkiye'nin de katıldığı COP28 Dünya İklim Değişikliği Konferansı hakkında değerlendirmelerini paylaştı.
Dubai'de düzenlenen COP28 Dünya İklim Değişikliği Konferansı'nda Türkiye, Yenilenebilir Enerji Taahhüdü’ne imza atmadı.
Akademisyen Dr. Ümit Şahin, Türkiye’nin COP28 bildirilerine neden imza atmadığı yönünde şu yorumu yaptı:
“Türkiye’nin herhangi bir bildiriyi imzaladığını görmedik. Buna, yenilenebilir enerji de dahil. Bu, ilk günden ortaya çıkan bildirilerden birisi. Sanırım 128 ülke imzalamış durumda. Giderek artıyor. Bu tür bildiriler genelde taahhüt olur. Ülkeler, yenilenebilir enerji kapasitesini 2030'a kadar üç katına çıkarma sözü veriyor. Bu, uzun zamandır Uluslararası Enerji Ajansı tarafından bir koşul olarak öne sürülüyordu. Fosil yakıtların tamamen terk edilmesi, yenilenebilir enerji kapasitesinin arttırılması ve enerjinin verimliliği şeklinde üç aşama öngörülüyor. Dolayısıyla Türkiye’nin bunu imzalamaması tuhaf olur. Eğer bu madde nihai bildiriye girerse, Türkiye’nin de karşı çıkması gerekir. Peki Türkiye neden böyle yaptı? Anlamak şu açıdan kolay değil: Türkiye’nin kömürden çıkış hedefleri pek olmasa da, yenilenebilir enerji artışı konusunda epey güçlü sayılabilecek hedefleri var: Zaten Türkiye’nin ulusal enerji stratejisi, güneş ve rüzgar elektriği kapasitesini 2030’a kadar 2,5 katına çıkarmayı hedefliyor. Dolayısıyla taahhüde imza atmamış olması ilginç.”
Türkiye’nin resmi pozisyonuna değinen Şahin, resmi politikaların gözden geçirilmesinin gerekebileceğini belirtti:
“Türkiye’nin resmi pozisyonu şu: Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin yüzde 55 olduğu. Peki bu yüzde 55 nereden geliyor? Buna hidro dahil edilince de yüzde 55 oluyor. Fakat biyokütle, jeotermal, rüzgar ve güneş yenilenebilir enerji sayılıyor. Bunların toplamı Türkiye’de yüzde 25 civarı. Türkiye eğer bu yenilenebilir enerjiyi hidro elektrik dahil anladıysa bu mümkün değil. Burada asıl kastedilen, güneş ve rüzgar. Sadece bu kastediliyor. Bunu üç katına çıkarmak da Türkiye’nin zaten enerji planında var. Bu yüzden imzalanması gerekebilirdi. Ama yüzde 55 açıklaması ile çelişebilirdi. Bu açıdan resm politikanın gözden geçirilmesi gerekebilir.”
Dünyanın giderek ısındığı uyarısında bulunan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha ileriye dönük doğru adımlar atılıyor ama çok yavaş atılıyor. Şu anda 2023 yılı, tüm zamanların en sıcak yılı olacak. Ve bu hızla gidersek 1,5 dereceyi göreceğiz ve çok hızlı hareket edilmesi gerekiyor. Bu işin temel meselesi de tamamen fosil yakıtlardan çıkış. Kömür, petrol ve doğal gazın, 30 yıl içinde tamamen terk edilmesi gerekiyor.”