Habertürk yazarı Fatih Altaylı, son dönemde medyada yaptığı transferlerle çok konuşulan Olay TV'nin sahibi Cavit Çağlar ile konuştu.
Sürecin başıyla ilgili olarak "Ekrem İmamoğlu televizyon kuruyor, danışmanlığını da Nuri Çolakoğlu yapıyor. Bu amaçla Olay TV’yi satın aldılar, İstanbul’a taşıdılar diye başlamıştı hikaye. Hatta Fatih Portakal da arkadaşı İmamoğlu’nun televizyonuna geçmek için Fox’tan ayrılmıştı. Pek yakında Olay TV’de başlayacaktı" hatırlatmasında bulunan Altaylı, şöyle devam etti:
- "Belediye’de basın ekibinde yer alan Süleyman Sarılar da Olay TV’ye geçince dedikodular iyice pekişti. 'Ekrem Başkan’ın televizyonu' kuruluyordu. Ardından Olay TV’nin sahibi Cavit Çağlar’ın televizyonu sattığı yazıldı. Konu iyice inandırıcı hale geldi. Ama birkaç gün sonra da Cavit Çağlar’ın televizyonu satmadığı açıklandı. Olay tam bir muammaya dönüştü. Bu arada ben de 30 yıldır tanıdığım Cavit Çağlar’ı aradım ve konuşup işin doğrusunu öğrendim ama ne yalan söyleyeyim yazmak istemedim.
- Medyanın konusuydu, okuru çok da ilgilendirmiyordu. Fakat okurlar sormaya başlayınca anlatayım bari öğrendiklerimi dedim. Televizyon gerçekten Cavit Çağlar’ın. 'Fatihcim, Olay TV’nin yüzde 100'ü benim. Bursa’dan İstanbul’a taşıdım çünkü medyanın merkezi İstanbul. Türkiye çapında bir iş yapacaksak İstanbul’da olmak lazım'."
Altaylı, daha sonra yazısına soru-cevap şeklinde devam etti. Altaylı'nın soruları ve Çağlar'ın yanıtları şöyle:
- Peki Çağlar niye televizyon kuruyor, niye dertsiz başına dert alıyor?
Neredeyse 20 yıldır bankaya el konulması nedeniyle uğraşıyordum. Çok şükür 20 yılda devlete olan tüm borçlarımı ödedim. Yaklaşık 1 milyar dolar borç ödedik. Alacağımızı aldık, satacağımızı sattık. Kimseye tek kuruş borcumuz kalmadı. Benim de işim kalmadı. Şu anda yapacak işim yok. Bari medya patronluğuna döneyim dedim. İşim gücüm yok bir iş yapayım dedim. Sıkılıyordum. Zaten biliyorsun NTV’den bu işi ülke çapında iyi yapmayı da öğrenmiştik.
Medyaya döneyim dedim. Başına da Nuri’ye getirdim (Çolakoğlu) çünkü NTV’yi de onunla kurmuştum. O beni bilir, ben onu. O zaman iyi de iş yapmıştık. O kuruyor. Ben de arkada duruyorum.
- Niye arkada duruyorsun, niye bir anlamda saklanıyorsun?
Fatihciğim o kadar işsiz gazeteci varmış ki, inanamadım. Çoğu da eski dostum. Biliyorsun beni kolay kolay hayır da diyemem kimseye. O yüzden karışmak istemedim işlere. Tüm yetki ve sorumluluk Nuri’de olsun diye.
- Ekrem İmamoğlu’nun televizyonu dediler ona da ses çıkarmadın.
Herkes her şeyi der. Sonra doğru ortaya çıkar. Ben hayatımda Ekrem İmamoğlu ile bir araya gelmedim. Belki bir iki karşılaşmışızdır. Karşılaşırsak merhaba, merhaba. Tabii ki, İstanbul Belediye Başkanı olarak saygımız vardır ama tanışmayız bile.
- Başına Belediye’den Süleyman Sarılar da geçince kesin İmamoğlu’nun televizyonu oldu ama...
Süleyman Sarılar’ı getiren Nuri Çolakoğlu. Ben de tanırım Süleyman’ı. Kanal D döneminden. Ama getiren Nuri. Nuri iyidir ama solcudur işte. Solcuları topluyor herhalde' diye kahkaha atıyor.
- 'Muhalif kanal olacak diyorlar ama biliyorum ki sen Tayyip Erdoğan’ı her yerde methediyorsun. Nasıl olacak?
Evet doğru. Ben Tayyip Bey’i severim. Tutarım. AK Partili hiç olmadım ama Tayyip Erdoğan’ın yaptığı çoğu şeyi beğeniyorum. Zaten bizim muhalif bir kanal olma iddiamız yok. Bizim dürüst bir kanal olma iddiamız var. Tarafsız, dürüst, inanılır olmak istiyoruz. Hatırla NTV’nin kuruluşunu.
- Nevşin Mengü de gelince kesin çok muhalif bir kanal olacak izlenimi oluştu. Sonuçta bazı kesimlerin Fox Haber'e uygun gördüğü, Olay TV olmasa Sözcü TV’de başlayacak olan bir isimdi.
Ben bu işlere hiç karışmıyorum. Galiba orada bir İzmir dayanışması falan var. Nuri Çolakoğlu ile Nevşin’in ailesinin tanışıklığı var. Nuri getirdi. Gelen kim olursa olsun bizim prensiplere uyacak. İsimler o kadar da önemli değil, kanalın tavrı önemli. Tarafsız, bağımsız. Kanalın hiçbir konuda tavrı, bırak tavır almayı yorumu bile olmayacak. Tamamen haber yapacağız. Hiçbir tavır, tutum almayacağız. Tamamen yorumsuz olacağız. Buna uymayan gider. Yorum yapacak olan, taraf tutacak olan bizim orada olmaz. Hemen gider ya da biz yollarız. Yüzde yüz tarafsız, yüzde yüz yorumsuz olacağız.
- Bu zaman tarafsız olmak kolay mı?
Bana sorarsan kolay. Devletle işim yok. Kendine bak. Yıllardır tanışırız. Bana da neler yazdın, neler dedin. Bir gün küstük mü, bir gün selamı sabahı kestik mi? Çünkü herkes biliyor ki Altaylı tarafsızdır, kimsenin adamı değildir. Yanlış doğru kendi fikrini söyler. Borazanlık yapmaz. Kimse sana dokunabiliyor mu? Demek ki, mümkün?
- İktidar baskı yapmayacak mı? Bu zamanda tarafsızlık zor ve zahmetli. İktidar onlardan yana durmanı istemeyecek mi, destek vermeni talep etmeyecek mi? Destek vermezsen tu kaka olmayacak mısın? En azından reklam vermeyerek zora sokmayacaklar mı?
Zannetmiyorum Fatih. Beni bilen biliyor. Bak NTV’yi kurduğumda kendi siyasi partime bile destek vermedim ya da karşı çıkmadım. Tam tarafsızdım. Bugün de öyle olmak istiyorum. Haa de ki, senin dediğin gibi oldu. De ki, baskı yaptılar. Kolayı var. Kapatır giderim. Vururum kapıya kilidi, çekilirim. Bir kez daha söylüyorum. Tam tarafsız, tam yorumsuz olacağız. Buna rağmen birilerinin baskısı olursa kolayı var. Kapatırım televizyonu.