Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Sputnik’in de aralarında bulunduğu basın kuruluşlarının Ankara Temsilcileri ile bir araya geldi. Çavuşoğlu burada Sputnik’in sorusu üzerine Rusya Devlet Başkanı Putin’in 8 Ocak’ta gerçekleşecek Türkiye ziyaretini değerlendirdi.
'Putin ile İdlib ve Libya’daki son durum görüşülecek'
Rusya Devlet Başkanı Putin’in TürkAkımı’nın açılışı için Türkiye’ye geldiğini anımsatan Çavuşoğlu, “Putin’in gelişinin sebebi belli. TürkAkımı doğalgaz boru hattının açılışını yapacağız. Bunun için esasen geliyor. Fakat zamanlaması bakımından önemli ve stratejik bir ziyaret olacak. Burada ikimizi de ilgilendiren ikili ilişkilerin dışında iki önemli konu var. Birincisi İdlib’deki saldırganlığın artması ve bunu bir an önce durdurmamız lazım. Çok ciddi sorunlar yaşanmaya başladı. İkinci konu ise Libya’da ateşkesin tesis edilmesi” dedi.
Libya’da çatışmanın durması ve siyasi çözüme odaklanmanın önemine vurgu yapan Çavuşoğlu, “Ateşkes konusunda biz zaten Serrac (Ulusal Mutabakat Hükümeti lideri) yönetimine hep telkinlerde bulunuyoruz, onlar da hazır. Burada hazır olmayan Hafter. Önemli olan burada Hafter’in durdurulması, saldırganlığının durdurulması. Bunu sağladığımız zaman siyasi süreç daha da hızlanır” dedi.
‘Süleymani’nin öldürülmesi dengeleri çok değiştirdi’
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu gazetecilerle buluşmasında 2019 yılının bir değerlendirmesini yaptıktan sonra gündeme ilişkin soruları da yanıtladı. Sorular üzerine İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin hem İran’da hem Irak’ta dengeleri değiştirdiğini vurgulayan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Irak Meclisinin kararı bağlayıcı değil’
Irak parlamentosu, ABD askerlerinin ülkeden çıkarılmasını öngören yasa tasarısını onaylaması ve bu kararın Türkiye’ye etkisine ilişkin Çavuşoğlu, “Irak Meclisinin kararı bağlayıcı değil. Ama en azından Şii grubun bir tutumunun göstergesidir, Süleymani’nin öldürülmesinden sonra” dedi. Çavuşoğlu şöyle devam etti:
‘Pompeo ile sürekli online kalmak konusunda mutabık kaldık’
“Diyalog konusunda ABD ön şartsız hazırım diyor. Bunu yeni söylemiyor, daha önce de söylemişti. Bunun için bazı girişimler de oldu. Fakat İran da mevcut yaptırımlar çerçevesinde bu diyalog olmaz diyor. Belli bir noktada buluşmaları gerekiyor. Ama esas arzu ettikleri o doğrudan temasın sağlanması. Ondan sonra bir arabulucuyu tercih ettiklerini sanmam. Doğrudan temasın sağlanması için gerekli katkıları vermek lazım. Özellikle bu son gelişmeden sonra bu konudaki çabalarımızı da Türkiye olarak Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde yoğunlaştıracağız.”
‘İdlib’de göç dalgası devam ediyor, hazırlıklarımızı yapıyoruz ama…’
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İdlib ile ilgili sorular üzerine de burada göç dalgasının devam ettiğini, 300 binden fazla yerinden edilmiş insan olduğunu, bunların yaklaşık 100 binin de Türkiye’nin sınırına doğru yaklaştığını ifade etti. Çavuşoğlu, “Elbette hazırlıklarımız var, hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ama bu göç dalgası devam ederse Türkiye’nin tek başına üstesinden gelebileceği bir sorun olmaz. Özellikle de Suriye içinde İdlib bölgesinde gerekli alt yapı çalışmalarını yaptık ki onlarda ülkesinde kalabilsinler. Suriye’de muhalefetteki yöneticiler de bunu arzu ediyor, orada kalsınlar, orada gerekli yardımı yapalım diyorlar” dedi.
‘İnsani yardımları ulaştırmamız lazım’
Çavuşıglu, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde de Suriye’de yaşayanlara insani yardımın ulaştırılması konularını konuştuklarını söyledi. Çavuşoğlu, “Tel Abyad bölgesinde üçüncü bir kapının açılması vardı. Amerika, Irak tarafından bir kapı açılmasını istiyor, Rusya Tel Abyad’dan açılmasını istemiyor. Amerika, Irak tarafından olmazsa diğerini de bloke ederiz diyor. Yani bu insani konuları bile böyle siyasi bir rekabet haline getirdiler. Bundan rahatsızlık duyuyoruz. Bunun çözülmesi için çaba sarf ediyoruz” dedi.
8 Ocak’ta Türkiye’ye gelecek olan Rusya Devlet Başkanı Putin ile de bu konuları görüşeceklerini söyleyen Çavuşoğlu, “Dolayısıyla Suriye içindeki yerinden edilmiş insanlara da ya da zor şartlar altında yaşayan insanlara da insani yardımları ulaştırmamız lazım” diye konuştu.
Suriye’de Anayasa Komitesi’nin çalışmaları
Suriye’deki anayasa çalışmalarını da bir soru üzerine değerlendiren Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Anayasa Komisyonu ile ilgili de ikinci toplantıda anayasa ile ilgisi olmayan şartların gündeme getirildiğini söyledi. Çavuşoğlu, “Örneğin diyorlar ki, ‘Rejim güçlerinin dışındaki tüm güçler terörist ilan edilsin.’ Yani muhalefete ‘siz önce kendinizi bir terörist olarak ilan edin, ondan sonra anayasayı görüşmeye devam edelim’ diyor. Orada yine muhalefet çok olgun davrandı, ‘bunlar siyasi konular biz anayasayı görüşelim’ dediler. Şimdi üçüncü toplantının gerçekleşmesi için, tıkanıklığın aşılması için çalışıyoruz. Rusya'nın da süreçte olumlu katkı yaptığını söylemek isterim. BM Özel Temsilcisi Peterson'ın da yine en son yaptığımız görüşmede Rusya’nın yine yardımcı olduğunu söylediler. Bugünlerde Peterson’un Şam'a bir ziyareti öngörülüyor, o ziyaretle beraber bu tıkanlığı aşacağımızı düşünüyorum. Tek çözüm yolu bu. Aksi taktirde bu çatışmalar devam eder, çok daha uzun sürer, bu da Suriye'nin sonu olabilir. O yüzden tek çözüm yolu siyasi çözüm” dedi.
İsrail, Mısır ve Suriye ile diplomatik ilişki kurulabilir mi?
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bu yıl Suriye, Mısır ya da İsrail ile diplomatik bir ilişki kurulup kurulamayacağına ilişkin soru üzerine, “Esasen Suriye ile zaten istihbarat düzeyinde görüşmelerin olabileceğini Sayın Cumhurbaşkanımız da 2019 yılı içinde de açıklamıştı. Özellikle terörle mücadele konusunda, YPG/PKK konusunda ve diğer konularda istihbari düzeyde görüşmeler olabilir. Ama siyasi bir çözüm olmadan sizin beklediğiniz anlamda bir gelişme olamayacağını söyleyebilirim” dedi.
Mısır ile zaten kendi düzeylerinde görüşmelerin yapıldığını ifade eden Çavuşoğlu, New York'ta da Mısır Dışişleri Bakanı ile geçen yıllarda olduğu gibi yine bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi. Çavuşoğlu, “Mısır’ın istikrarı önemli, bizim için de önemli, İslam dünyası, Ortadoğu için de Afrika için. Ama şu anda Mısır’ın istikametini doğru bulmuyoruz, yanlış buluyoruz. Bizim düzeyde görüşmeler devam eder ama Mısır’ın ortaya koyduğu şartlar bizim açımızdan kabul edilir şartlar değil” diye konuştu.
'ÖSÖ mensupları Libya’ya gitmedi'
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bir soru üzerine de kendilerindeki bilginin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) mensuplarının Libya’ya gitmediği şeklinde olduğunu söyledi. Tunus, Cezayir ve diğer komşu ülkelerle Libya konusunda nelerin yapılabileceğini konuştuklarını vurgulayan Çavuşoğlu, Berlin sürecine de özellikle bu iki ülkenin Katar ile birlikte dahil edilmesi konusunda ısrarcı olduklarını anlattı.
Libya’da sahadaki son durum
Libya’daki son duruma ilişkin soruyu da yanıtlayan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Libya’da ise şu anda dengeler havadan bakarsak biraz Hafter’in lehine. Mısır’ın savaş uçakları yine Birleşik Arap Emirlikleri’nin sağladığı İHA’lar sebebiyle biraz havadan üstünlük sağlamışlar gibi. Ama dün BM Genel Sekreteri ile mutabık kaldığımız gibi herkes şunu anlamalıdır ki, karada bu savaşın kazananı olmaz. Yani bu savaş eğer durdurmazsak uzun süre devam eder. Hele hele Trablus'un içine girerse sokak savaşlarına döner ve maalesef çok sayıda insan da ölür” dedi. Çavuşoğlu, Libyalıların birbirlerini bu şekilde vurmaya başlamasının da Libya’ya kaos getirebileceğini, Libya’nın bölünmesine bile yol açabileceğini söyledi. Çavuşoğlu, Libya’daki durumun karada ise dengeli olduğunu ifade ederek, “Şu anda Hafter, Trablus’a girmek istiyor ama giremediğini her seferinde püskürtüldüğünü de görüyoruz” diye konuştu.
'Tescil süreci yaklaşık 4 ila 6 ay sürüyor'
'BM önerisi gerçekçi bir yaklaşım değil BM yapılanması parçalanma sebebiyle'
CHP’nin Libya konusundaki BM önerisini de değerlendiren Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “BM’nin bir barış gücü gönderebilmesi için öncelikle Güvenlik Konseyi’nden geçmesi lazım. Güvenlik Konseyi’ndeki parçalanmayı görüyorsunuz. BM Genel Sekreteri'nin açıklamasını destekledik, kendisine de söyledik, iyi bir adım ama BM’nin bu konuda daha aktif olması lazım. Bir yere BM barış gücü göndermek kolay bir şey değil. Yani arzu ederiz tabi ki, şu anda bir an önce ateşkes olsun BM barış gücü oraya göndersin ve çatışmaları durdursun, siyasi süreci de hemen canlandıralım, siyasi süreci biz herkesten daha fazla istiyoruz. Ama bu gerçekçi bir yaklaşım değil maalesef çünkü BM yapılanması ve içerideki parçalanma sebebiyle” ifadelerini kullandı.
'Kongre konusunda çabalarının devam ettiğini Pompeo bizzat söyledi'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bir soru üzerine de Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirdi. “ABD ile S-400 konusunda belirsizlik devam ediyor.” diyen Çavuşoğlu şöyle konuştu:
'Burada önemli olan Montö ruhunun kalmasıdır'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na yöneltilen sorulardan bir de Kanal İstanbul projesi ile gündeme gelen Montrö Anlaşması’na ilişkin tartışmalar oldu. Kanal İstanbul’un Türkiye’nin iç sularını bağlayan bir kanal olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Elbette geçen gemilerden ücret alabiliriz. Şu anda boğazdan geçen gemilerden Montrö Anlaşması’na göre ücret alamıyoruz, ne alıyoruz servis bedeli alıyoruz. Rehber veriliyor, fener vesaire buna benzer. Kısıtlamalar var mı var, gerekçesi ne güvenlik. Örneğin boğazlardan şu anda likit gaz yüklü gemiler geçemiyor. Geçmişte yaşadığımız bir kaza var. Örneğin Ukrayna bugüne kadar çok ısrar etti bu gemilerin geçmesi Rusya ile doğalgaz sorunu yaşadığı günlerde ya da yıllarda, aylarda. Ama boğazlardan geçişine biz izin vermedik. Ukrayna ilişkilerimiz kötü mü hayır. Şimdi bu gemiler Kanal İstanbul’dan geçebilir mi, geçer. Geçtiği zaman da para alabilir miyiz, tabi alırız. Yani sadece hizmet bedeli değil ücret de alabiliriz. Burada önemli olan Montö ruhunun kalmasıdır. Savaş gemilerinin de nereden geçtiği önemli değil. Montrö'de önemli olan Karadeniz'deki dengenin bozulmaması. Yani burada gemilerin kaç gün kalabileceği ve tonaj sınırlaması bellidir Montrö'ye göre. Bu ortadayken Kanal İstanbul'dan geçse de boğazdan geçse de bir şey fark etmiyor. Dolayısıyla gerektiğinde Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi Kanal İstanbul'dan da geçebilir." diye konuştu.
'Muhammed Dahlan’a ödül koyduk'
"Muhammed Dahlan Filistin vatandaşı ve Filistin yönetiminde görev almış bir kişiydi. Ama İsrail ajanı olduğu belgelendiği için görevden atıldı, daha sonra BAE'ye kaçtı. Ne kadar pis işler varsa orada onları yürütüyor, yönetiyor. Bize yönelik özellikle bu bölgenin tüm uyguladığı politikalarda aktif rol oynayan bir kişi. O nedenle zaten kendisi hakkında ödül konuldu. Bu kişinin yakalanıp ülkemize getirilmesi dahil biz çabalarımızı sürdüreceğiz. Sadece başına ödül koyup oturmak değil çünkü bize yönelik hasmane politikaları var. Düşmanca tutumlara alet oluyorlar maalesef."
'BAE’nin Türkiye ile ikili bir meselesi yok'
“BAE'nin Türkiye ile ikili bir meselesi var mı, yok. Nedir mesele? Mısır’daki darbeyi desteklemedik diye bize düşman kesildiler. Onların derdi ne? Müslüman Kardeşler. Müslüman Kardeşlerden korkuları ne? BAE'de şu anda sürdürdükleri saltanatı sarsar, rejimi yıkar korkuları bu. Bize de diyorlar ki siz Müslüman Kardeşleri destekliyorsunuz diyorlar. Maalesef içerde de bazı siyasi partiler buna alet oluyor. Biz de onlara diyoruz ki Müslüman Kardeşler iktidara gelirse bir yerde çalışırız. Bunlar da bir akım seversin sevmezsin. Bizim için fark etmez ama bunlar böyle korkuyorlar, adeta korkuyorlar… BAE ile bizim şahsen hiçbir problemimiz yok. Niye olsun ki, ikili hiçbir konumuz yok,”