Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığında yapılan kazıların bu yılki bölümü, 10 kişilik ekiple yürütülüyor.
Bugüne kadar 8.5 milyon senelik pek çok kalıntıya ulaşılan kazılarda, bu yıl deve kuşu yumurtası bulundu.
Prof. Dr. Erol, yaptığı açıklamada, kazılarda fil, gergedan, at, domuz, zürafa, keçi, geyik, koyun, su samuru ve kılıç dişli kaplan başta olmak üzere 30'un üzerinde türün kalıntılarına ulaştıklarını söyledi.
Bölgenin çok sayıda türe ev sahipliği yaptığını anlatan Erol, "Çorak yerlerde pek çok türe ait fosil buluntusu elde etik. Bunlar, boynuzlulara ait 13 tür, filgillere ait türlerin fosilleri, atlar ve zürafaların atalarına ait fosiller. Bu açıdan burası çok önemli bir yer" dedi.
Erol, "Bu seneki buluntular arasında deve kuşu yumurtası var. Bu alanda ilk kez deve kuşu yumurtası bulduk. Deve kuşu yumurtasının küçük bir parçasını elde ettik. Diğerleriyle aynı döneme ait olan deve kuşu yumurtası fosili 8.5 milyon yıllık geçmişe sahip" diye konuştu.
Bölgenin çeşitli coğrafi özelliklere sahip olduğuna işaret eden Erol, şunları kaydetti:
"Deve kuşları daha çok açık alanlarda yaşar. Dolayısıyla burada deve kuşunun yaşayabileceği bir alan olduğunu öğreniyoruz. Gergedanlar, oklu kirpiler ve su samuru ise genelde sulu ortamlarda yaşar. Bunun dışında bölgede 'Çankırı kaplanı' dediğimiz bir türün yaşadığını biliyoruz. Pek çok hayvanın yaşadığı bu bölge, çeşitliliği fazla olan bir ekolojik alanı kapsıyor. Bu da bölgede orman alanları, dere yatakları, nehirler ile at, zürafa ve deve kuşlarının dolaştığı savanaların olduğu anlamına geliyor."
BULUNDUĞU YERDEN ÖZENLE ÇIKARILDI
Kazıya katılan ekipten Hitit Üniversitesi Antropoloji Bölümü araştırma görevlisi Erhan Tarhan ise deve kuşu yumurtasını diğer fosillerin yanında bulduklarını söyledi.
Fosili bulunduğu yerden özenle çıkardıklarını anlatan Tarhan, "Kırılmaya çok uygun bir parça olduğu için özenle alıp laboratuvarımıza getirdik. Laboratuvarda çok ince fırça ve bisturi ile üzerindeki toprak ve taşı temizledik. Belli başlı noktalardan birleştirip bilimsel çalışma için uygun hale getirdik" diye konuştu.