Bilim insanları, mezarlıkların M.Ö. 4. yüzyılın başı ila 3. yüzyılın sonuna denk gelen bir döneme ait olduğunu tahmin ediyor.
Mezarların, gömülenlerin yaşı ve sayısı dışında onlarla birlikte gömülü eşya zenginliğiyle dikkat çektiği ifade edildi. Mezopotamya’daki kadınlar ve çocukların nadir olarak mezara hediyelerle gömüldüğüne, normalde bu hediyelerin kişisel eşyalar olduğuna dikkat çeken bilim insanları, yeni bulunan mezardaki hediyelerin biraz farklı olduğunu kaydetti.
'KAZARA YA DA DOĞAL YOLLARLA ÖLMEDİKLERİNE DAİR KANITLAR VAR'
Doğal Tarih Müzesi’nden Dr. Brenna Hassett, “Mezardaki gençlerin kazara ya da doğal yollarla ölmediklerine dair çeşitli kanıtlar var. Muhtemelen onlar kurban edildi” diye konuştu. Hassett, sözlerini şöyle sürdürdü: “İki çocuk mezarda yan yana, diğer 8 gencin ayakları dibine yan yan uzanmış olarak gömülmüştü. Dikkatli şekilde konumlandırılmışlardı. Değerli mallarla ve özenli dekorasyonla süslenmişlerdi ki toplumsal açıdan değerli oldukları görüntüden belliydi."
İskeletlerden en az ikisinin mezarın dışında şiddetli darbelere maruz kaldığına dair travma izleri bulunduğunu anlatan arkeolog, izlerin bıçaklama ve kesme gibi doğal olmayan ölümleri gösterdiğini kaydetti.
Hassett, insan kurban etme uygulanmasının, Mezopotamya'da ortaya çıkan karmaşık medeniyetlerin iktidarını pekiştirme biçimlerinden biri olduğunu da sözlerine ekledi.