Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), cezaevinde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili Türkiye'nin temyiz başvurusunu kabul etti. AİHM, Demirtaş için verilen 'tutuklulukta makul sürenin aşılması ve tahliye' kararını yeniden ele alacak.
Kararın sadece hükümet başvurusu nedeniyle alınmadığı belirtilen açıklamada, "Yeniden inceleme, Demirtaş'ın yaptığı başvuru maddeleri bakımından da yapılmasını içermektedir. Büyük Daire, Daire kararını tamamen veya kısmen doğru bulabileceği gibi, tarafların iddialarının bir veya daha fazlasını yeniden inceleyip yeni sonuçlara da ulaşabilir" denildi.
Gazete Duvar'ın aktardığı habere göre, Demirtaş'ın avukatlarının açıklaması şöyle:
BEŞ HAKİMDEN OLUŞAN PANEL KARAR VERDİ
— Daire kararında 10. maddeye ilişkin iddiaların incelenmemesinin, hem başvurunun temel iddialarının cevapsız bırakılmasına hem de başvurucunun diğer taleplerinin de eksik incelenmesi sonucuna yol açtığını; milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması ile ilgili olarak yapılan değişikliğin denetlenmemesinin kanunilik ilkesine aykırı olduğunu; Demirtaş'ın tutuklanmasında makul suç şüphesi bulunduğuna ilişkin saptamanın, AİHM'in ifade özgürlüğü içtihadı ile çeliştiğini; tutukluluğun devamına ilişkin kararların siyasi etki ile verildiği belirtilmekte birlikte, bu siyasi etkinin en azından dokunulmazlıkların kaldırılması sürecinin tartışmaya açıldığı 2015 yılından başlatılmamasının 18. madde içtihadı açısından tutarsızlığa yol açtığını ileri sürmüştü. 18 Mart 2019 tarihinde toplanan ve söz konusu ilk kararı veren Dairede yer almayan beş hakimden oluşan panel, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 43. Maddesi uyarınca davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire tarafından yeniden ele alınma koşullarını karşılayıp karşılamadığını incelemiş ve hem başvurucunun hem de Hükümetin talebini kabul ederek yeniden inceleme kararına varmıştır.
DEMİRTAŞ'IN BİZZAT BULUNMASI İSTENDİ
'KARAR YOL GÖSTERİCİ OLACAK'
— Demirtaş başvurusu, hem AİHM'in özellikle temel hak ve özgürlüklerin Sözleşmede gösterilenden sınırlama sebepleri dışında sınırlandırmasına ilişkin 18. maddesinin genel yorumu açısından hem de Türkiye'deki yaygın insan hakları ihlali şikayetleri açısından özel bir öneme sahiptir. Bu nedenle Büyük Daire'nin vereceği karar, bireysel sonuçları ötesinde, Mahkemenin Avrupa Konseyi ülkelerinde hukuk devleti ilkelerinin zayıflaması ile bağlantılı hak ihlalleri içtihadı açısından da yol gösterici olacaktır.