Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım, "Köyümüze dönüyoruz" başlığıyla yayımlanan yazısında iç göçe dair Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerini okurlarına aktardı.
"Kur şokunun tetiklediği faiz, enflasyon, büyüme ve istihdamda yaşadığımız geçen yıl yaşadığımız zincirleme etki, Türkiye'yi bir de göç şokuna sokmuş. Göç geleneksel haliyle doğudan batıya yapılır. Küçük illerden büyük illere, gelişmemiş veya az gelişmiş bölgelerden gelişmiş bölgelere göçülür" diyen Yıldırım, yazısına şöyle devam etti:
— En büyük göç veren il de geçmiş yıllarda en büyük göç alan İstanbul. İstanbul geçen yıl net bazda 210 bin 321 kişilik göç verdi.
— İstanbul'un aldığı göçün toplamı 385.482'de kalırken, verdiği göç sayısı 595.803'e yükseldi. İstanbul'da ilk kez yarım milyonu aşkın insan göç etti. Net bazda göç eden sayısı da 210 bin ile rekor düzeyde.
İSTANBUL ÜÇ YILDIR NET GÖÇ VERİYOR
— Net bazda göç vermesine karşılık İstanbul'un nüfusu artmaya devam ediyor. Çünkü göç etmeyenlerin doğurganlık hızı var. 2017 sonunda 15 milyon 29 bin olan İstanbul'un nüfusu 2018'de 38 bin 493 artarak 15 milyon 68 bine çıktı.
— İstanbul en son 2015 yılında 50.543 net göç almıştı. 2016 yılı geldiğinde İstanbul için göç tersine döndü ve tarihinde ilk kez 71.307 net göç verdi. 2017 yılında net göç azalmakla birlikte 5.912'ye oldu. 2018'de ise 210 bin ile rekor kırdı. Böylece İstanbul son üç yıldır üst üste net göç veren il haline geldi.
— 2016'da İstanbul'dan net bazda göçü başlatan temel faktör ise 2015'in ikinci yarısında terör olaylarının patlak vermesi yanında turizmin terörden etkilenerek çöküş yaşamasıydı.
— Terör olaylarından dolayı bazı yabancılar da İstanbul'dan ayrıldı. Bu faktörler önce gayrimenkul piyasasını vurdu. Sonuçta 2015 ortasından beri İstanbul'un gayrimenkul fiyatları gerileme eğilimine girdi. Geçen yıl da İstanbul konut fiyatları kaliteden arındırılmış halde yüzde 1.3 arttı ve yüzde 20.3 yükselen enflasyon karşısında reel kayba uğradı.
— İstanbul'da gayrimenkul fiyatlarının kırılmasıyla inşaat faaliyetlerinin zayıflaması da, istihdamı azaltan ve köye dönüşü hızlandıran bir gelişme oldu.
— Tersine göç olayı sadece İstanbul'la sınırlı değil. Aşağıda TÜİK verilerinden net bazda en çok göç veren 10 ili çıkardık. Ankara, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa, Van, Kayseri, Diyarbakır, Hayat, Mersin diye gidiyor. Bu kentlerin hepsi geçmiş yıllarda net göç alan illerdi. 10 ilin toplam verdiği net göç 335 bin oldu. Bunun oranı da binde 9.7.
— Verilen bu göç nereye diye bakılırsa, geleneksel göç merkezi olarak Antalya ile Balıkesir hattının Güney batısı, Ege ve Akdeniz kıyıları geliyor. Klasik göç alan şehirler olarak Muğla, Antalya, İzmir ve Balıkesir bu özelliğini koruyor.
KÜÇÜKLERE SIĞINMA
— Turizm ve inşaat sektörlerindeki durgunluk, genel işsizlikte iki puanlık daha artış, hayat pahalılığı ve özellikle gıda fiyatlarındaki yükseklik tersine göçün en önemli nedenleri olabilir.
GAYRİMENKULU ETKİLEMEYEBİLİR
— Çünkü bu il ve bölgelerde öncelikle ekonominin ve sektörlerin canlanması, istihdamın artması ve kişi başına gelirin yükselmesi gerekir ki, en sonunda gayrimenkul piyasası da canlanabilsin. Bireylerin ve hane halkının en büyük harcaması veya yatırımı konut veya ticari gayrimenkul satın almak. Gelir ve gelirden tasarruf etme yoksa, üretim ve ticaretten kar yapılamıyorsa gayrimenkule yatırım da kıtlaşıyor.
— Kaldı ki enflasyonla faizlerin de yüksek oluşu gayrimenkulün finansmanını ve gayrimenkule erişimi zorlaştırıyor.
— Türkiye'nin yeni göç haritasının bize söylediği, konut ve ticari gayrimenkul stokunun fazla olduğu yerlerden, İstanbul ve Ankara gibi, göçün olduğudur. Bu da gayrimenkuldeki toparlanma sürecini uzatabilir.
— İnşaat sektöründeki canlanma dönemleri de daralma dönemleri de normal ekonomiden daha uzun sürüyor. 2001'de ekonomi 4 çeyrek daraldı, inşaat sektörü 5 çeyrek, 2008-9'da ekonomi 5 çeyrek daraldı, inşaat sektöründe daralma 7 çeyrekte son buldu.
— Şimdi yaşamakta olduğumuz süreçte henüz iki çeyreklik daralma gerçekleşti. Bu yılın ilk çeyreği ile üçüncüsü gelecek. Muhtemelen devamını da görebileceğiz. Ne de olsa, enflasyonun düşmesi, faizlerin kalıcı biçimde gerilemesi, istihdamdaki azalmanın durulması ve artmaya başlaması, gelir artışı yanında belli ölçüde tasarruf edilmesi zaman gerektiriyor."