Mutabakatın göçün suç örgütlerinin ellerinden alınıp hükümetlere teslim edilmesi açısından gerekli olduğuna işaret eden Dujarric, mutabakatın göçmenlerin güvenli ve onurlu bir şekilde hareket edebilmesine olanak sağlayacağını söyledi.
Başta ABD olmak üzere mutabakata taraf olmayan ülkelerin eleştirilerine de cevap veren Dujarric, ''BM, Küresel Göç Mutabakatı ile ülkelerin sınırlarını ellerinden almıyor, aksine ülkelerin egemenlik haklarına saygı duyuyor'' diye konuştu.
Göç konusunu küresel boyutta ele alan, işbirliğini teşvik eden ve insan kaçakçılığıyla mücadeleyi hedefleyen ilk uluslararası mutabakat bugün Marakeş'te 164 ülkenin katıldığı konferansta kabul edildi.
Ancak mutabakat birçok ülke tarafından kabul görse de aşırı sağcı siyasetçilerin ve popülizmin hedefi haline geldi.
Donald Trump yönetiminin sert göçmen politikaları nedeniyle ABD, geçen yıl aralıkta mutabakatı boykot edip müzakerelere bile katılmayarak uluslararası toplumdan kendini soyutladı.
ABD'nin müzakerelerden çekilmesinden 7 ay sonra ise göçmenler konusunda sert politikalar yürüten Macaristan da müzakerelerde ve mutabakatta yer almayacağını açıkladı.
Bu iki ülkeyi daha sonra Avustralya, İsrail, Polonya, Slovakya, Çekya, Avusturya, İsviçre, Bulgaristan ve İtalya izledi.
Yaklaşık 30 ülke de konferansa katılmadı.
Mutabakat, uluslararası yasal bağlayıcılığı bulunmasa da göç konusunda anlaşmaya varılan ilk uluslararası sözleşme olma özelliğini taşıyor.
Birleşmiş Milletlere göre dünya genelinde 250 milyondan fazla göçmen bulunuyor ve göçmenler dünya nüfusunun yüzde 3'ünü oluşturuyor.
Küresel Göç Mutabakatı'nda 23 hedef yer alıyor ve devletler arası işbirliğiyle ülkelerin egemenlik hakları da dikkate alınarak göçün yasal, güvenli ve düzgün bir hale getirilmesi amaçlanıyor.
Hiçbir ülkenin küresel göç ile tek başına mücadele edemeyeceğine dikkat çekilen mutabakatta, göçmenlerin haklarının düzenlenmesi, çocuk ve kadın göçmenlerin haklarının korunması ve insan kaçakçılığıyla mücadele hedefleniyor.