Yeni Şafak'ta "Neyi bekliyorsun?" başlığıyla yayımlanan haberde, "Eylül 2018'de faizi bir kalemde 625 baz puan yükselterek yüzde 24'e çıkaran Merkez Bankası, iş dünyası ve tüketiciden gelen 'faizi düşür' talebine kulak tıkıyor. Geçen yıl inşaat sektörünü durma noktasına getiren yüksek faiz, sanayi üretimi ve istihdamı da vurmaya başladı" ifadesi kullanıldı.
— Tavrıyla piyasaya yön vermeye çalışan Merkez Bankası'nın yüksek faiz ısrarı, yüksek faizde kalmayı seven bankalar için bir bahane oluyor. Konut, araç, ticari ve tüketici kredi faizlerinin hala çok yüksek kalmasında Merkez Bankası'nın yüksek faizde ısrar etmesinin büyük payı olduğu ifade ediliyor.
'YÜZDE 25'LİK YILLIK FAİZLE YATIRIM İMKANSIZ'
— İnşaat başta olmak üzere birçok sektör üzerinde aşırı olumsuz etki yapan yüksek faizlerden bu yıl en çok otomotiv, beyaz eşya, mobilya ve tekstil de etkilenmeye başladı. Devletin sağladığı vergi muafiyeti gibi sübvansiyonlarla dönmeye çalışan birçok sektör, faizlerin düşürülmesini bekliyor. Çünkü şu anda konut, araç ve tüketici kredilerinin faiz oranları yüzde 25'ler civarında seyrediyor. Birkaç bankanın proje bazlı olarak duyurduğu oranlar, finansman maliyetlerini aşağıya çekmeye yetmiyor.
'SANAYİ ÜRETİMİNİ VE İSTİHDAMI VURMAYA BAŞLADI'
— Yatırım, istihdam ve üretimin önündeki en büyük engel olarak ifade edilen yüksek faizlerin olumsuz yansıması sanayi üretiminin yanısıra işsizlikte de iyice hissedilmeye başlandı. Geçen hafta açıklanan Aralık ayı sanayi üretimi yüzde 9,8 düşüş yaşadı. Türkiye İstatistik Kurumu'nun Cuma günü açıkladığı rakamlara göre işsizlik oranı, kasım 2018'de bir önceki yılın aynı ayına göre 2 puan artarak yüzde 12,3 oldu. 3 milyon 981 bin kişiye ulaşan işsiz sayısının daha da artmasından endişe ediliyor.
'MERKEZ'İN BAHANESİ KALMADI'
— Para Politikası Kurulu (PPK) 13 Eylül 2018 tarihli toplantıda; faizleri yüzde 17,75'ten 24'e çıkarmasına gerekçe olarak enflasyon görünümüne ilişkin gelişmelerin fiyat istikrarı açısından risk oluşturmasına dikkat çekmişti. Eylül ayındaki toplantıda işaret edilen konu aslında dolar kuru saldırısının ardından yapılan zamlardı.
Haberde, ekonomistlerin faiz politikası hakkındaki görüşlerine de yer verildi:
"Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Ferman, faizin ekonomide yatırımı ve uzağı görmeyi, tüketici bakımından ise ihtiyaç kredisi kullanmayı, plan yapmayı zora soktuğunu söyledi. Yüksek faizlerin hayatı pahalılaştırdığını vurgulayan Ferman, Merkez Bankası'nın zamanında müdahale etmediği için şimdi tekrar ölümcül bir hata yapmaktan korktuğuna dikkat çekti. Ferman, "Merkez Bankası'nı faizi düşürmeye yönelik bir çaba ve gayrette görmüyoruz. Bugün yüksek faizle bile kredi bulunamıyor. Market üreticinin hakkını, vadesinde ödemiyor. Onu bir iki ay yüksek faizde değerlendirmek istiyor. Esnaf borcunu çekini zamanında ödemiyor. Onu kullanmak istiyor. Kısaca faizin yükselmesi, işin akışını, doğru düşünmeyi ve karar vermeyi zorlaştırıyor" dedi.
'FAİZ İNSANIN BAŞINA BELA OLUR'
'200 BAZ PUAN DÜŞEBİLİR'