CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Aladağ yangının yıldönümünde, dava süreçlerini takip eden eski CHP Milletvekili Sosyal Haklar Derneği Başkanı Melda Onur ve yangında yaşamını yitiren çocukların aileleri ile birlikte TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
"Cennet 29 Kasım 2016'da kendisi gibi pırıl pırıl 11 arkadaşıyla beraber Süleymancıların yaptığı kaçak yurtta yanarak hayatını kaybetti. Aradan 2 yıl geçti. Cennet yok. Onunla birlikte yanan çocuklar yok. Ama sorumlular ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar. Cennetin annesi babası, ölen çocukların anne babaları o günden sonra her gün yanıyorlar. Onlar şimdi Sosyal Haklar Derneği'nden avukatlarıyla beraber adalet hiç olmazsa başka çocuklar yanmasın hiç olmazsa başka acılar yaşanmasın diye hayatlarını sürdürüyor."
Ailelerin Adalet Bakanlığı'ndan randevu aldığını Bakan Yardımcısı ile görüşeceklerini kaydeden Özkoç, "Bizim hiç mi suçumuz yok? Bizim bu yanan çocuklarımızla ilgili hiç mi sorumluluğumuz yok? Biz de muhalefet partisiyiz. Biz de onlar için yeteri kadar muhalefet edemediğimiz için, çocuklarımızı yeterince koruyamadığımız için onların ve toplumun önünde onlardan özür diliyorum. Bu ülke insanları daha iyisini hak ediyor. Böyle ağlayan anne babaları değil" diye konuştu.
"AVUKATLARIMIZI, BİZİ DURUŞMADA KONUŞTURMUYORLAR"
Ahmet Yetim ise çocuklardan birinin yanarak kaybolduğunu, birinin de yanarak kurtulduğunu ifade ederek, "İki yıl oldu. İki yıldan beri bir karar verilmedi. Tek isteğim adalet. Geride kalan eşlerin dostların çocuklarının başına bir iş gelmesin. Bizim başımıza geldi. Biz bu çocuklar için 3-5 sefer İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş'ın yanına gittim. Bu çocuklar nereye dedim. 147'leri aradım. Bana kimse cevap vermedi. Ben çocuklarımı Süleymancıların yurduna vermezdim. Mehmet Aktaş dedi ki, çocuğunu özel yerde okutacaksan ev kirala okut dedi. Bende bu güç yok. Ben de 10 yaşında bir çocuğu kime güveneyim. Benim güveneceğim tek devlet. Ben adliye kapısından çıkarken adamlar yumrukla üstüme yürüyor. Böyle adalet olur mu?" diye konuştu.
'ÇARESİZLİKTEN O YURDA VERDİK, HİÇ BUNUN ÜSTÜNÜ KAPATIRIZ DİYE DÜŞÜNMESİNLER'
Cennet'in annesi Nazmiye Karataş ise kızını 5'ci sınıfta yurda verdiğini kaydederek, "Kuran belletiriz dediler. Biz de verdik başka yurt yok. Çaresizlikten o yurda verdik. Sonuna kadar şikayetçiyiz. Hiç bunun üstünü kapatırız diye düşünmesinler. Bizim ciğerimiz hala yanıyor. Gelin bize sorun. Milli Eğitim Müdürü hala alınmadı, Adana'ya tayin oldu. Acımız dinmedi. Suçlular dışarıda geziyor. Suçsuzlar yandı" ifadesini kullandı.
"Eğitim kamusal olmalıdır eşit olmalıdır, eğitim herkes için hak olmalıdır. Aladağ davası göz göre göre ölüme gönderilen 11 çocuk 12 insanın davası. Aradan 1.5 yıl geçmeden tüm sanıklar tutuksuz. Sanık olması gerekenlerin önemli bir bölümüyle ilgili bir şey yok bu kabul edilemez. Bu insanlar yoksul olabilir ama devlet devletse yoksulluğun istismarına izin veremez. Dün Fethulahçılara sağlanan olanaklar bugün Süleymancılar veya başkalarına sağlanıyor. Bunun sonuçlarının ne olduğunu önceden görmeyenler 15 Temmuz'da gördüler. Orası kaçak bir yurt. En üst katıyla ilgili kayıt yok. Yangın merdivenleri kilitli. Bütün kapılar PVC. Her taraf lambiri ve halı. Elektrik kaçağı olduğu daha önceden biliniyor. Bu insanların çocukları o yurtta bulaşık yıkamak zorunda bırakılıyor ve çocuklar düzenli olarak sudan ellerini elektrik çarptığını anlatıyorlar. Göz göre göre ölüme gönderiliyor bu çocuklar. Artık bunu kamuoyu vicdanına bırakmıyoruz. Bu inanlar adalete aç adalet istiyoruz. "