Escobar, Brezilya elitlerinin ABD desteğiyle Brezilya soluna görülmemiş sofistikelikte bir komplo kurduğunu, bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından özel olarak uyarıldığını anlattı. Türk Akımı projesinin stratejik öneme sahip olduğu görüşünü dile getiren Escobar, ‘kalifiye bir oportünist' diye niteliği Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son dönemde dış politikada ‘el yükselttiğine' dikkat çekti. Escobar, Rusya ve özellikle yükselen güç olan Çin'in Avrasya hattının gelişmesi için giriştikleri hamlelerin, ‘bombalamak ve yaptırım uygulamanın ötesinde bir dış politikası bulunmayan ABD elitlerini ‘deli ettiği' değerlendirmesinde bulundu.
‘LULA KÜRESEL GÜNEYİN LİDERİYDİ, KİBİRLİ ELİTLERİN HEDEFİ OLDU'
Pepe Escobar, doğduğu ülke olan Brezilya'da faşist politikalarıyla sivrilen Bolsonaro'nun başkan seçilmesinin, ‘küresel güney için bir ‘trajedi' olduğu görüşünde. Brezilya elitlerinin ABD yönetimi ile birlikte İşçi Partisi'nin efsanevi lideri Lula ve halefi Dilma'nın başını çektiği solcu politikalara görülmemiş düzeyde sofistike yöntemlerle son verdiklerini belirten Escobar, BRICS üyesi Brezilya'nın düştüğü durumun Rusya ve Çin açısından da kaygı verici olduğunun altını çizdi. Escobar, Brezilya'daki gelişmelerle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
"ERDOĞAN ARAYIP ‘DİLMA DİKKAT ET, SENİN PEŞİNDELER' DEDİ"
Lula'nın Brezilya toplumunda görülmemiş düzeyde onay aldığını, Obama'nın bile kendisine övgüler düzdüğünü anımsatan Escobar, ancak halef olarak seçtiği kadın lider Dilma Roussef'in Amerikalılar ve finansal piyasalarla baş edemeyecek türden ‘yanlış seçim' olduğu görüşünü dile getirdi. Escobar, Dilma'yı parlamento darbesiyle azledilmesinden önce Rusya ve Çin'in dışında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ‘Dikkat et, senin peşindeler' diyerek uyardığını anlattı:
‘BOLSONARO, TRUMP'IN ESKİ BAŞSTRATEJİSTİ STEVE BANNON'IN ESERİ'
Escobar, Brezilya siyasetinin bütün taraflarının bir şekilde yolsuzlukların hep içerisinde bulunmasına rağmen faturanın İşçi Partisi'ne kesildiğini anlatırken, Brezilya elitlerini aşırı sağcı Jair Bolsonaro'nun seçilmesine sevk eden bu komploda ABD Başkanı Trump'ın eski baş stratejisti Steve Bannon'ın da rol oynadığını kaydetti:
‘BREZİLYA, AMERİKA KOLONİSİNE DÖNÜŞMÜŞ OLDU'
Bolsonaro'nun Brezilya içinde ‘kripto faşist' bir yönetim kuracağını ve azınlıklar ve solu ezmeye girişeceğini öngören Escobar, yeni liderin aynı zamanda ABD desteğiyle ülkeyi Amerikan kolonisine çevirecek türden bir dış politika uygulayarak BRICS'te gedik açılmasına yol açacak politikalar uygulayacağı ve misillemeye uğrayacağı öngörüsünde de bulundu.
‘TÜRK AKIMI ÇOK ÖNEMLİ, RUSLAR GÜVENİLİRLER VE KÜRESEL BİR STRATEJİLERİ VAR'
Türk Akımı projesinin önemine değinen Escobar, Rusya ile Türkiye'nin enerji eksenli ortaklığından ötürü ABD'nin Ankara'ya baskı politikası izlediğini anımsattı:
‘ERDOĞAN ÇOK KALİFİYE BİR OPORTÜNİST…KAŞIKÇI VAKASI ÜZERİNDEN İSTEDİĞİ PAKETİ ALIP ALAMAYACAĞINDAN EMİN DEĞİLİM'
Pepe Escobar, Türk Akımı projesinin deniz ayağının tamamlanmasına dair Rusya lideri Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımlarıyla düzenlenen ikili zirveyi de değerlendirdi. Escobar, Erdoğan'ın dış politika yaklaşımını ‘kalifiye bir oportünizm' diye nitelendirdi. Erdoğan'ın AB ile ilişikilerde Transatlantik hattındaki gerilimi kullandığınıo, Kaşıkçı vakasını kullanarak ABD'den paket taleplerde bulunduğunu söyleyen Escobar, buna karşılık Erdoğan'ın bunları alıp alamayacağından emin olmadığını da vurguladı:
‘TÜRK AKIMI PROJESİ DE ERDOĞAN İÇİN KARTA DÖNÜŞTÜ'
Escobar'a göre Türk Akım projesi de Erdoğan'ın elinde önemli bir karta dönüştü. Ancak Rusya ile ekonomik ilişkilerin derinleşmesinin İdlib'deki sürecin sonsuza dek sürmesini sağlamayacağına dikkat çeken Escobar, Suriye ordusunun öyle yahut böyle kendi topraklarını geri alacağını vurguladı. Escobar'a göre Suriye üzerinden yaşanan Türkiye-ABD geriliminde ise Trump olmasa bile Pentagon YPG'ye verilen desteği çekemez:
"Putin Türkiye'ye geliyor ve resmen ‘Bizim süper enerji ilişkilerimiz her zamankinden daha kuvvetli' diyor. Dünyanın her yerinden bütün insanlar bu görüntüleri izliyor. Ruslar her zaman oyunu uzun oynar. İnanılmaz sabırlılardır. Her zaman ofansif olarak çıkarlar, ellerinde konuşacak hakikatleri varsa. İdlib'deki (silahsızlandırma süreci) şu anda doğrulanabilecek bir şey değil. Türkiye'nin kendi taahhütlerini sürüklediğini biliyorlar. Ama yine de Astana sürecini ortadan kaldırmak istemiyorlar. Moskova, Ankara'yı da kapsıyor. Tahran-Ankara ilişkilerini kendilerine yakın tutmak istiyorlar. Aynı zamanda kendi Ankara-Moskova ilişkileri de var. Tabii İdlib ile ilgili son bir tarih olacak. Eğer hiçbir şey olmazsa herkes zaten bir sonraki adımı biliyor. Suriye ordusu İdlib'e girecek ve kötü ve kanlı olacak. Ama orası onların toprağı, onların ulusu. Zaten böyle olacağını da söylediler, ‘Bu bizim barış sürecimiz. Bunun gerçekleşmesi lazım, olmazsa biz kendi kampanyamızı organize ederiz' dediler. İranlı komutanlar da bunu destekleyecek. Bu durum Türkiye'nin yüzünü Amerika Birleşik Devletleri'ne de döndürebilir. Çünkü paketin bir kısmına bakalım. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talepleri arasında Amerikalıların Suriyeli Kürtleri desteklemeyi bırakması da var. Bu Pentagon perspektifinden olacak şey değil. Trump diyebilir ki ‘Tamam, anlaşmanın bir parçası bu ama derin devlet diyecek ki hayır bu uygun değil. Orası bizim Suriye'deki yerimiz. Petrol alanları burada. 2 bin danışmanımız süresiz olarak orada'. Burada doğrudan Erdoğan ve Pentagon arasında bir ihtilaf olacaktır bu konuyla ilgili. İranlılar da bölgedeki herkes de bunu biliyor. Trump birkaç ay önce Suriye'deki Amerikalı askerler geri gelsin dedi, Pentagon ‘Olmaz, çünkü IŞİD'e karşı savaş veriyoruz' yanıtını verdi. Herkes bunun saçmalık olduğunu biliyor ama Pentagon'un resmi açıklaması bu yönde."
‘KUŞAK VE YOL PROJESİ OLAĞANÜSTÜ BİR MÜHENDİSLİK ÜRÜNÜ'
Türkiye'ye Pakistan'a yaptığı uzun bir seyahatin ardından gelen Escobar'a, Avrasya'da özellikle Çin üzerinden şekillenen yeni süreci de sorduk. Escobar, bölgede Kuşak ve Yol girişimi projesiyle çok önemli altyapı hamlelerinin başlatıldığını belirterek izlenimlerini anlattı:
‘CIA VE HÜMANİTER EMPERYALİSTLER ASYA İLLİBERALİZMİ DİYE BİR ŞEY YARATTILAR'
Escobar'a Çin'in sermayesiyle giderek dünyanın dört yanında yayılması, Afrika ve Asya'daki büyük yatırımlarının yeni bir emperyalizmin doğduğu şeklinde de yorumlanması hakkındaki görüşlerini sorduk. Bu söylemin Batı'nın yarattığı bir ‘kampanya' olduğu görüşündeki Escobar, bunun arkasında da CIA ve hümaniter emperyalistlerin bulunduğunu kaydetti. ABD ve Batı Avrupa elitlerinin tek bildiklerinin ‘bombalamak ve yaptırımlar' olduğunu söyleyen Escobar, ‘Asya illiberalizmi' diye bir şey yaratıldığı ve aynı paket içerisine aslında birbirlerinden büyük farklar taşıyan Erdoğan Türkiye'si, Putin Rusya'sı, Şi Çin'i ve Suudi Arabistan'ın konulduğuna ve bunun yanlış olduğuna dikkat çekti:
‘ÇİN, BATILI OLMAYAN GELİŞİM VE KALKINMA POLİTİKASI İZLİYOR'
Çin'in Batılı olmayan bir gelişme ve kalkınma politikası inşa ettiğini, bu yolla milyonlarca insanı yoksulluktan kurtardığını anlatan Escobar'a göre ‘herkesi bombalayıp yaptırımlar uygulayan' Amerikalı elitler bunu engelleyemedikleri için ‘deli oluyor'. Çin'in minimum geri ödemeli krediler ile Asya ve Afrika'ya uzandığını belirten Escobar, Türkiye'ye de bir an önce Kuşak ve Yol girişimi ile ilgili yol haritası çıkartması tavsiyesinde bulundu:
‘RUSYA İLE ÇİN'İN BÜTÜN AVRASYA ENTEGRASYONUNDA ETKİLİ OLDUĞU BİR GELİŞİM'
Escobar aynı şekilde Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'nin Rusya'nın Avrasya Ekonomik Birliği ile birleşerek etki alanını genişletebileceğine dikkat çekti:
"Avrasya Ekonomik Birliği de Rusya'nın etki alanında gelişiyor. En son Avrasya Ekonomik Birliği toplantısında herkes, ‘Biz bir yeni İpek Yolu ile ekonomik birlik yaratıyoruz' mesajları verdi. Rusya ve Çin'in bütün Avrasya'da entegrasyonu üzerinde etkili olduğu bir gelişimden bahsediyoruz. Kazakistan çok önemli. Türkiye'nin de er ya da geç bir şekilde bunun içerisine girmesi lazım. Rus yatırımlarından faydalanacaklar, bir de Çin yatırımlarından faydalanacaklar. Çünkü Çin için Türkiye, Avrupa'ya giden kesişim yoludur. Ama şu anda birazcık bypass edildi. Yeni İpek Yolu Türkiye'den geçmiyor. Sibirya'dan, Moskova'dan geçiyor, diğeri de denizden. Eğer Erdoğan Şi Cinping'i arayıp ‘Hadi Türkiye'den de geçirelim İpek Yolu'nu' dese mesela inanılmaz olur."
‘ÇİN KÜLTÜRÜ ANLAŞILMIYOR, TİANXİA BİLİNMİYOR'
Batılıların Çin kültürünü anlayamadığını, Çinlilerin Tianxia diye anılan kavramsallaştırmaları ve sahip oldukları kollektif bilinci anlayamadıklarını söyleyen Escobar'a göre, Çinliler hiçbir zaman Batılı anlamda liberal demokrasiyi benimsemeyecek: