Yirmi altı yılın ardından ABD'den Rusya'ya, Türkiye'den Polonya'ya ve Macaristan'dan İtalya'ya dek, Illiberal International (Evrensel Bağnazlık) ilerliyor. Fukuyama'nın yeni kitabının adı "Identity: The Demand for Dignity and the Politics of Resentment" (Kimlik: Saygınlık Talebi ve Hınç Politikaları) —dokuzuncu kitabı- bu güçlerle bir mücadeleye girişmeyi amaçlıyor. Öte yandan, Londra'da bulunan ofisimizde 65 yaşındaki Stanford akademisyeniyle görüştüğümde, fikirlerindeki devamlılığı vurgulama noktasında hassasiyet gösterdi: "O zamanlar (1992'de) ifade ettiğim şey, modern demokrasiye ilişkin sorunlardan biri olan, huzur ve refahın sağlaması hususuydu; ancak, insanlar bundan daha fazlasını talep ederler… liberal demokrasiler ‘güzel bir hayatın' ne olduğunu tanımlamaya dahi çalışmaz; bu iş, yabancılaşmış ve hiçbir amacı olmayan bireylere bırakılmıştır ve böylesi kimlik odaklı gruplara dahil olmanın kendilerine bir cemaat hissi yaşatmasının nedeni de budur."
‘KİTABI SONUNA DEK OKUMADILAR'
Yoshihiro Francis Fukuyama, Japon-Amerikalı bir baba (büyükbabası Rus-Japon savaşı esnasında, 1905 yılında ABD'ye göç etmiş) ve bir Japon annenin çocuğu olarak, 1952 yılında Chicago'da dünyaya geldi (şu anda eşiyle birlikte Kaliforniya'da yaşıyor). Asla atalarının dilini öğrenmedi ve kendisini yalnızca Amerikalı diye tanımladı: "Büyüdüğüm dönem, etnik olmak pek de revaçta değildi."
Cornell Üniversitesi'nde ‘The Closing of the American Mind'ın (Amerikan Aklının Kapanışı) yazarı olan Allan Bloom idaresinde siyaset felsefesi öğrenimi gören Fukuyama, başlarda neo-konservatif (yeni-muhafazakâr) hareketle özdeşleşmişti: Reagan-Bush dönemlerinde hükümet üyesi olan Paul Wolfowitz'e danışmanlık hizmeti verdi. Buna karşın Fukuyama, 2003 yılının sonlarına doğru, şu anda belirgin bir hata olarak gördüğü Irak Savaşı'nın yanı sıra, mali kuralsızlaştırma ve Euro'nun beceriksiz biçimde yaratılışı nedenlerinden ötürü desteğini geri çekti. "Bunların tamamı, seçkinlerin güdümünde büyük felaketlere dönüşen politikalar; sıradan insanların kızgınlığının bazı nedenleri var."
‘TARİHİN SONU'NDA BİR GÜNCELLEME
"Eğer ortaya çıkan hem gelir hem de servet konusundaki bu büyük dengesizliği düzeltmeye çalışan bir yeniden dağıtım programını kastediyorsanız, evet, öylece geri geleceğini düşünmüyorum, geri gelmek zorunda olmalı. Reagan ve Thatcher'la başlayan ve denetlenmeyen piyasaların faydalı olduğuna ilişkin kesin bir görüş kümesinin var olduğu uzun dönem, birçok açıdan felakete yol açtı."
‘MARX BAZI KONULARDA HAKLIYDI'
Fukuyama, beni şaşırtan biçimde şöyle devam etti: "Bu durumda, Karl Marx'ın ifade ettiği kimi şeylerin doğruluğu ortaya çıkıyor. İşçilerin yoksul ve taleplerin yetersiz olacağı bir aşırı üretim krizinden bahsediyordu…" Buna karşın Fukuyama, liberal demokrasiye karşı akla yatkın yegâne sistemsel rakibin sosyalizm değil, Çin'deki devlet kapitalizmi modeli olduğunu söylüyor. "Çin görünür bir biçimde üstün olduğunu dile getiriyor; zira uzun vadede demokrasinin yapamadığı biçimde istikrarı ve ekonomik büyümeyi garanti altına alabiliyorlar… Şayet Çin sonraki 30 yıl içinde ABD'den daha büyük hale gelirse, insanlar daha zengin ve ülke hâlâ bir aradaysa, bu görüşün gerçeği yansıttığını söyleyebilirim." Ancak, "rejimin geçeceği gerçek testin" bir ekonomik kriz esnasındaki gelişim süreci olacağı uyarısında bulunuyor.