Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan, ABD merkezli Foreign Policy dergisi için, BM'nin yaşadığı itibar krizi ve buna yönelik reform önerilerini değerlendirdiği 'BM'yi Nasıl ve Neden Düzeltmeliyiz?' başlıklı bir makale yazdı.
Erdoğan, BM'nin farklı kuruluşlarında görevli personelin çabalarına rağmen eşi benzeri görülmemiş bir itibar krizi yaşandığını belirtti.
'MİLYONLARCA ÇOCUK YÜZÜSTÜ BIRAKILDI'
"Örgütün bu en üst karar alma organı Bosna'dan Ruanda'ya, Suriye'den Yemen ve Filistin'e kadar birçok yerde yaşanan suçları engelleyememiş, bu menfur saldırıların sorumlularını adalete teslim edememiştir. Dünyanın farklı bölgelerindeki otoriter rejimler, Birleşmiş Milletler'in gözleri önünde masum sivilleri konvansiyonel silahlar ve kitle imha silahlarıyla hedef almış, bazı rejimler hiçbir yaptırımla karşılaşmaksızın soykırımlar gerçekleştirmiştir. Örgüt, aynı zamanda aşırı yoksulluk ve yetersiz beslenmeden muzdarip bulunan milyonlarca çocuğu yüzüstü bırakmış, Türkiye'nin de çok iyi bildiği üzere mültecilerin acısını dindirecek adımları atamamıştır. Bu listeyi uzatmak mümkündür. Ancak insanlığın kalbi olması beklenen Birleşmiş Milletler'in nabzı bugün atmamaktadır."
'BM'Yİ YIKMAK DEĞİL İYİLEŞTİRMEK DURUMUNDAYIZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, örgütü eleştirenlerin ne yapılması gerektiği hususunda ikiye ayrıldığına işaret etti.
"Karşı kamp ise Amerika Birleşik Devletleri'ni kapsamakta, Birleşmiş Milletler'in zayıf yönlerini istismar ederek liberal uluslararası düzenin altını oymaya çalışmaktadır. ABD Başkanı Donald Trump'ın, BM İnsan Hakları Konseyi ve UNESCO'dan çekilme ve Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na mali yardımlarını durdurma kararları bu durumun açık örneğidir. Trump, bu yaklaşımını salı günü yaptığı konuşmada 'ilkeli realizm politikası' olarak nitelemiştir.
Küresel liderliğe çok ihtiyaç duyulan bu günlerde Birleşmiş Milletleri yıkmak değil, iyileştirmek durumundayız. Eğer büyük güçler bu sorumluluğu üstlenmek istemiyorsa, mevcut sistemden fayda sağlayan bir avuç ülke reform yapmak istemiyorsa ve ABD'nin de aralarında bulunduğu Birleşmiş Milletlerin mimarları tek taraflı adımlar atarak çok taraflılık ilkesine zarar veriyorsa, 'küresel liderliğin' yeniden tanımlanma zamanı gelmiş demektir."
'TÜRKİYE KÜRESEL BİR LİDER HALİNE GELDİ'
Başkan Erdoğan, birkaç ülkenin elindeki tekeli kırmak ve küresel sorunları çözme iradesi gösteren ülkelerin müşterek liderliğini ortaya koymak zorunda olduklarını vurguladı.
"Türkiye, bu topluluğun üyesi olacaktır. Geçtiğimiz 20 yıllık dönemde ihmal edilen meselelere dikkati çeken ülkemiz, 2013'te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerine atıfla 'Dünya Beşten Büyüktür' kampanyasını başlattı. Bu kapsamda Birleşmiş Milletlerin ciddi bir itibar krizi yaşadığına dikkati çekerek tüm taraflara örgütü daha demokratik, eşitlikçi ve çok taraflı bir yapıya kavuşturma çağrısında bulunduk. Bugün bir kez daha milletler topluluğuna BMGK'deki daimi üyelik uygulamasına son verilmesi, üye sayısının 20'ye çıkarılması ve tüm ülkelerin bu platformda sırayla temsil edilmesi davetimi tekrarlıyorum. Türkiye, bir askeri veya ekonomik süper güç olmamakla birlikte Irak, Suriye ve diğer yerlerde çözümün parçası olarak küresel bir lider haline gelmiştir."
'BM, KAPSAMLI BİR REFORM SÜRECİNİ BAŞLATMALI'
Erdoğan, bugün 3.5 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye'nin dünyanın önde gelen insani yardım bağışçıları arasında bulunduğunun altını çizdi.
Erdoğan, dünyanın her yerinden insanların üzerine düşen sorumluluğun bir araya gelerek barış, istikrar ve güvenliği herkes için sağlayacak adımları atmak olduğunu belirterek, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu artık dünya liderlerinin konuşmalar yapmak ve şikayetlerini sıralamak için geldiği bir platformdan daha fazlası haline gelmelidir. 2018, yeni bir Birleşmiş Milletler sisteminin temellerinin atıldığı yıl olmalıdır" görüşünü aktardı.