BM'nin karşılaştığı en büyük zorluğun çok uluslu sisteme yönelik tehdit olduğuna ve BM'nin çok uluslu sistemin 'omurgası' konumunda bulunduğuna dikkati çeken Lajcak, çok uluslu sistem olmazsa kendini güçlü hisseden ülkelerin kendi çıkarları için kendi kurallarını oluşturabileceklerini, çok uluslu sistemin alternatifi olmadığını, aksi takdirde anarşi ya da kendi kurallarını uygulamak isteyen farklı aktörler olacağını söyledi.
Lajcak, BM Güvenlik Konseyi'nde reform tartışmaları ve çağrılarına ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:
'BU DURUMLA YÜZLEŞTİM'
— BM Güvenlik Konseyi mevcut pozisyonuyla yeterince temsil etmiyor, bu inkar edilemez çünkü 21. yüzyılın gerçeklerini yansıtmıyor, 1945 yılının gerçeklerini taşıyor. Bu nedenle reform çağrısı adil ve hatta yeterli değil. Yeniden yapılandırılmış bir Güvenlik Konseyi değişen küresel gerçekleri daha iyi yansıtır. Konseyin kaç üyesinin olacağı, daimi üyelik, veto hakkı gibi tartışılması gereken birçok konu var… Üye ülkeler konseyin herkesi temsil ettiğini hissetmek istiyor."
Lajcak, BM sistemini en fazla eleştiren ABD Başkanı Donald Trump'ın bazı uluslararası anlaşmalardan ayrılması ve ülkesini BM bünyesindeki örgütlerden çekmesine ilişkin soruya ise şöyle cevap verdi:
'ABD ÇEKİLDİĞİ ANLAŞMALARA, AYRILDIĞI ÖRGÜTLERE GERİ DÖNMELİ'
Lajcak, ayrıca Avrupa Birliği'nin BM sisteminde daha aktif olması gerektiğini sözleri ekledi.