Türk Lirası'nın sert düşüşünden kaynaklanan şok dalgaları bütün dünyayı sarsarken, Arjantin, Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) kararlaştırılan kredinin vaktinden önce ödenmesini istedi.
Analistlere göre Türkiye'nin ekonomik sorunlarının önemli bölümü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın politikasından kaynaklandığı için ülke içerisinde yapılmış sayılıyor. Ancak başka genç sanayi ülkeleri de kamu borçlanması, siyasi krizler ve ihmal edilen reformlar yüzünden zor durumda. Düşük faizler dolarla borçlanmayı adeta teşvik etmişti. Ancak 2015 sonlarından bu yana ABD'de faizler yükselmeye başladı.
Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) yüksek istihdam ve büyüme hızı nedeniyle faizleri daha da yukarı çekmesi bekleniyor. Bu durumda dolar yatırımcıya cazip geliyor, ancak aynı zamanda Brezilya, Arjantin ve Güney Afrika gibi ülkelere de baskı uyguluyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın fitilini ateşlediği gümrük anlaşmazlığının da ticaret savaşlarına yol açmasından endişe ediliyor.
'YATIRIMCILAR PARALARINI DAHA GÜVENLİ LİMANLARA AKTARMAYI TERCİH EDİYOR'
Deutsche Bank'ın döviz uzmanı Nils Ole Matthiessen "Kalkınmakta olan ülkelerin para birimlerinde artan riskler nedeniyle yatırımcılar paralarını bu ülkelerden çekip, dolar veya frank gibi daha güvenli limanlara aktarmayı tercih ediyor" diyor.
Commerzbank'ın analiz uzmanı Ulrich Leuchtmann, "Diğer ülkelerin kamu açıklarının Türkiye'ninkinden ve 1980'lerin başlarındaki Latin Amerika ve 1990'ların sonlarındaki Asya krizine yakalanan ülkelerinkinden daha az olduğunu" söylüyor.
Portföy yöneticisi Columbia Threadneedle'den Maya Bhandari ise durumun çok daha çabuk negatife dönebileceğini hatırlatıyor. Bhandari, "Sermaye hareketlerinin kontrol altına alınması Türkiye'yi genç sanayi ülkeleri açısından sorun haline getirebilir. Çünkü bu durumda söz konusu ülkeler fon sermayesini kaybedebilir" diyor.
Yatırımcının odaklandığı ülkeler arasında Türkiye'nin yanı sıra Arjantin, Brezilya ve Hindistan da bulunuyor.
'TÜRK EKONOMİSİ SAĞLAM BİR TEMELE OTURMUŞ DEĞİL'
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomi politikası ve Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tartışma konusu etmesi yatırımcıya güven kaybettiriyor" denilen haberde, şu görüşlere yer verildi:
Amerikan yatırım bankası Goldman Sachs Türk Lirası'ndaki çöküşün Türk bankalarının öz sermayesini tüketebileceği görüşünde. Amerikan bankalarından JP Morgan Türkiye'nin sadece 2019 ortalarına kadar 153 milyar euro borç ödemek durumunda olduğunu hesaplamış. Bu meblağ Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla'nın dörtte birine tekabül ediyor. 2019 Temmuzunda vadesi dolacak olan 93 milyar euroluk kredinin nasıl finanse edileceği de merak konusu.
'MERKEZ BANKASI'NIN BAĞIMSIZLIĞI GÜVENCE ALTINA ALINMALI'
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Türkiye açısından büyük risklerin söz konusu olmadığını söylüyor. Uzmanlar ise tam aksi görüşteler. TL krizini tek önleme şansın radikal politika değişikliğine gitmek olduğunu söyleyen DZ Bank uzmanı Ayşe Rüzgar, "Merkez Bankası'nın bağımsızlığı güvence altına alınıp ana faiz yüksek oranda arttırılmalı ve maliye bakanı değiştirilmeli" diyor.
'ARJANTİN'İN BÜTÇE VE ÖDEMELER DENGESİ AÇIK VERİYOR'
İki yıl önce büyüme çizgisine oturan Arjantin ekonomisi yine resesyona sürükleniyor. Hükümet IMF kredilerinin vaktinden önce serbest bırakılmasını istiyor. Peso'nun yoğun baskı altına girmesinde yüzde 30'a çıkan enflasyon da rol oynuyor. Merkez Bankası bu yüzden faiz oranını yüzde 45'e yükseltti. Yatırım şirketi XP'nin uzmanlarından Alberto Bernal, "Yüksek faizlerin tek başına enflasyona çare olamayacağını çünkü tüketici ve işletmecinin yıllardır süren ekonomik kriz nedeniyle zaten kredi kullanmadığını" söylüyor.
'BREZİLYA REAL'İ SON İKİ YILIN EN DÜŞÜK DOLAR KURUNA İNDİ'
Ekim ayında yapılacak devlet başkanlığı seçimleri de piyasalardaki huzursuzluğu arttırıyor. Bu yıl yüzde 20 oranında kur kaybına uğrayan Brezilya Real'i, İşçi Partisi'nin yolsuzluktan hüküm giyen eski Devlet Başkanı Luiz İgnacio Lula da Silva'yı aday göstermesinden sonra son iki yılın en düşük dolar kuruna indi. Çoğu Brezilyalı ekonomik durumun kötülüğünden, aşırı harcama yapan ve skandallara adı karışan politikacıları sorumlu tutuyor.
'DOŞ BORÇLANMA HİNDİSTAN İÇİN SORUN DEĞİL'
Ancak Rupi'nin bu yıl yüzde 9 oranında değer kaybetmesi ve enflasyonun yüzde 4.5'a ulaşması para politikasıyla ilgili önlemlerin alınmasını gerektiriyor. Hindistan Merkez Bankası nisan ayından bu yana faizi yarım puan arttırdı. Rupi değer kaybetmeyi sürdürdüğü takdirde, Başbakan Narenda Modi'nin 2014'teki zaferini önümüzdeki seçimlerde tekrarlaması zorlaşacak. Fiyat artışları öncelikle ülkenin nüfuzlu orta kesimini rahatsız ederken, özel işletmeler de kâr marjlarının düşmesinden endişe ediyor.