"Türkiye'nin ekonomik bakımdan istikrarlı olması doğal olarak Almanya'nın da çıkarına. Ancak Sosyal Demokrat Parti liderinin dile getirmediği gerçek, liranın değer kaybetmesinden spekülatörlerin sorumlu olmadığı, Trump'ın yaptırımlarının da olsa olsa krizi hızlandırdığıdır. Asıl sorumlu, kısa vadeli büyümeye endeksli ekonomi politikasına odaklanan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Dış yardım, Erdoğan'ın uygulamalarını destekleyici tarzda olmamalı. Dış yardım şarta bağlanmalı. Erdoğan'ı ve halkını küçük düşürmek değil, milyarlık kredilerin dipsiz fıçıya boşaltılmaması için bu gerekli."
'SİYASİ REFORMLAR ŞART KOŞULACAK'
Frankfurter Allgemeine Zeitung'un aynı konudaki yorumu ise özetle şöyle:
"Almanya, içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan bizzat sorumlu olmayan bir ortağına tabii ki yardım etmeli. Ama cumhurbaşkanının destek görmek için gürültü kopardığı Türkiye'ye ancak siyasi değişiklik şartıyla yardım edilebilir. Uluslararası Para Fonu da yardım için siyasi reformları şart koşacaktır."
"Almanya Başbakanı ile Rusya Devlet Başkanı arasındaki buluşmaya son derece ciddi bir atmosfer hâkimdi. İlişkilerin gergin olduğu bir ortamda sıcaklık ve samimiyet beklenemezdi. Bunun kötüye alamet olması gerekmez. Konuştuklarının çok azının dışarıya sızmış olması da kötüye yorulamaz. Suriye'ye Fransa ve Türkiye ile birlikte çözüm arama girişimi son derece olumlu. Aklın gereği şimdilik barış anlaşmasından ve Suriye'nin hızla yeniden imarından değil, ülkeyi istikrara kavuşturacak adımlardan söz ediliyor. Bu girişim, Suriye'nin geleceğinin Putin ile ve muhtemelen Beşar Esad'ın da katılımıyla şekillendirilebileceğini gösteriyor. Trump Amerikasına çözüm arayışında rol biçilmemesi ise şaşırtıcı olmadı."
'KAMUOYUYLA PAYLAŞILMAMASI GÜVEN VERİCİ OLMADI
Frankfurter Rundschau gazetesinin Merkel ile Putin arasındaki zirve buluşmasına ayırdığı yorumda Suriye krizine çözüm arayışında dikkat edilmesi gereken hususlara yer veriliyor: