Yıldırım'ın açıklamaları şöyle:
Kendileri yeni sistem göz önüne alındığında son başbakan. Sayın Başbakan Binali Yıldırım’la birlikteyiz. Çankaya Köşkü’ndeyiz. Buradaki son faaliyetler de denebilir. Seçimlerden sonra ne olacağı konusunda bir tasavvur var mı?
- Burası Cumhuriyet’in kuruluşuyla anılan bir yer. Önemi ne olursa olsun bdevam edecek. Başbakanlığın sona ermesiyle önemi unutulacak değil. Tarihi bir gerçeği var. Cumhuriyetimizin kurucu Gazi Mustafa Kemal’in yaşadığı ev müze olarak burada, Pembe Köşk burada ve hükümetlerin yıllar boyu görev yaptığı yakın siyasi tarihimizin anılarının olduğu sadece Ankara’nın değil Türkiye’nin bildiği önemli bir mekan. Hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın gözümüzün içi gibi bakacağımızdan vatandaşlarımız emin olabilir.
'OYUMU İZMİR'DE KULLANACAĞIM'
İzmir milletvekili adayısınız. Bu duyulur duyulmaz acaba Başbakan Binali Yıldırım seçimden sonra Meclis Başkanlığı’na aday olur mu diye yorum silsilesi geldi.
'AVUSTURYA AB GENELİNDEN AYRIŞTI'
Bugün özellikle öne çıkan Avusturya’nın 7 camiyi kapatma ve Türk din görevlilerini sınır dışı etme kararı Türkiye'de büyük bir tepki ile karşılaştı. Hükümetiniz ne diyor?
- Dünya din düşmanlığından, mezhep savaşlarından, ırkçılıktan çok büyük bedel ödedi. İkinci Dünya Savaşı’na bakın, Avrupa’daki mezhep savaşlarına bakın, Ortadoğu’daki olaylara bakın üzüntülerle doludur. İsrail-Filistin meselesinde de İsrail yönetiminin yaptığı tamamen bir bölgede dinler arası çatışmayı körüklemekten öte bir şey değildir. Dolayısıyla din meselesini başımızın üzerinde tutmamız lazım. Üzerinden yorum yapılacak, fikir yürütülecek bir mesele olarak görmeye başladığımız zaman yani dini ağzımızın seviyesine getirdiğimiz zaman ortalık karışıyor.
- O bakımdan fevkalade yanlış bir karardır. Ne evrensel hukuk kurallarına ne Avrupa Birliği değerlerine ne de azınlıkların hak ve hukukuna sığacak bir karar değildir. Hele hele Avusturya’nın yakında Avrupa Birliği dönem başkanlığını alacak olması çok daha durumu vahim hale getirmektedir. Böyle bir Avrupa Birliği ülkesine bu zihniyetteki yöneticilere Avrupa Birliği nasıl emanet edilir, onu Avrupalıların takdirine bırakıyorum. Tahammül edemeyen, kendinden farklı düşünen, kendinden farklı inanan insanlara tahammül gösteremeyenlerin birliğin vizyonunu, hedeflerini gerçekleştirmek için ortaya ne koyacaklar ben bunu merak ediyorum.
'BİZ KENDİMİZE OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN ETTİK, VATANDAŞ İÇİN HAL OLAĞANDIR'
Bir başka güncel konu, Cumhurbaşkanı Erdoğan OHAL’in seçimlerden sonra kalkabileceğinin işaretini verdi. FETÖ ile mücadele belirli bir aşamaya geldi de ondan mı böyle işaret verildi?
'İTİRAZLARI İNCELEME KOMİSYONU DETAYLI ÇALIŞMA YAPIYOR'
- Çok az devam eden dava kaldı. Ayrıca bu ihraç edilenler, açığa alınanlar, memuriyet dışına çıkarılanlar bunlar konusunda da bir imkan getirdik. OHAL’e rağmen İtirazları İnceleme Komisyonu kurduk. Bütün şikayetleri topladı komisyon. Hatta öylesine detaylı çalışma yaptılar ki bir kişi hakkında mesela sadece istihbarat kuruluşlarının verdiği bilgiler değil mahkemelerdeki dosya bilgilerini de veya medyadaki orada buradaki bilgileri de bir araya toplayıp teker teker değerlendiriyorlar ve sonuçlandırıyorlar.
'ZAAFIN YAŞANMASI OLASI DEĞİL'
'MHP İLE YOL ARKADAŞLIĞI KURDUK, İTTİFAK BİRDENBİRE ORTAYA ÇIKAN BİR İTTİFAK DEĞİL'
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözleri, “AK Parti adayları oyuna gelmeyin, Milliyetçi Hareket Partisi’ni dışlamaya gücünüz yetmeyecektir, fitneye düşmeyin. Milliyetçi Hareket Partisi üzerinde oyun oynamaya kalkmayın”. Buna sayın Cumhurbaşkanı da katıldı. Cumhurbaşkanı da, ”İttifakı bozamazlar” diye özetleyebileceğim bir söz sarf etti. Ne demek istedi sayın Bahçeli?
- Prensip olarak sistem değişikliğini öngören anayasadaki temel değişiklikleri hayata geçirmek oldu. O süreç 9 Aralık’ta Meclis’e anayasa değişiklik teklifinin verilmesiyle başladı. O süre içinde iki partinin görevlendirdiği arkadaşlar çalıştı, hazırladı. Biz genel başkanlar olarak sayın Cumhurbaşkanımızın da görüşlerini alarak değişikliği yaptık Meclis’e verdik. Komisyonlarda 21 Aralık’a kadar devam etti. Sonradan da ocak ayında Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeler tamamlandı ve 16 Nisan 2017 halk oylamasına giden süreç geldi. Bizim 2016 Ekim’inde başlayan bir ittifak sürecimiz var. Bu 15 Temmuz hain darbe girişiminde çok daha güçlü hale geldi. Daha sonra Yenikapı ruhuyla bunu bir uzun soluklu uzun vadeli bir beraber bir yol yürümeye ittifaka dönüştürme kararı aldık. Nihayet bunu 24 Haziran’da yapacağımız seçimlere taşıyacağımız Cumhur İttifakı’nı da kurduk.
'MHP'Yİ DIŞLAMAK DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU OLAMAZ'
- Milliyetçi Hareket Partisi’ni dışlamak diye bir şey söz konusu olamaz, Milliyetçi Hareket Partisi’nin de AK Parti’yi dışlamak diye bir şeyi olamaz. Biz beraber çıkmışız bu yola. AK Parti’nin de Milliyetçi Hareket Partisi’nin de içinde bilgimiz dışında, çok lokal bazı olumsuzluklar olabilir. Biz bunları genele yaymak ve gel de oluyormuş gibi düşünmemiz söz konusu değildir. Biz her mitingimizde Cumhur İttifakı’na vurgu yapıyoruz. Milletin bekası için, ülkenin geleceği için, istikrarı için, ülkenin tek bayrak, tek vatan, tek bayrak, tek devlet ülküsü etrafında oluşturulmuş bir birliktelik olduğunu hep söylüyoruz. Dolayısıyla aramıza fitne sokmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz.
'GÜNDEMİMİZDE AF YOK'
Yine sayın Bahçeli’nin af ısrarını gündeme getireceğim. Seçimden sonrada ısrarlı olursa tavrınız ne olur?
'BAHÇELİ, DEMİRTAŞ'IN SERBEST BIRAKILMASI İSTENİYORSA KADER KURBANLARINA DA AF OLSUN DEDİ'
- Sayın Bahçeli ile bu hususu ben görüştüm. Biraz sayın Bahçeli maalesef tabii Selahattin Demirtaş’ın dışarı çıkması lazım, diğer adayların gidip ziyaret etmeleri filan nasıl oluyorsa bölücüleri cesaretlendiren, Kürt vatandaşlarımızı isyana çağıran birisine bu kadar sahipleniliyor, dışarı çıkması isteniyor diye ondan rahatsız olduğunu anladım konuşmalarından. Madem öyle kader kurbanlarına da af olsun diye bir beyanatı oldu.
Yunanistan’ın darbecileri serbest bırakması üzerine Yunanistan'la geri kabul anlaşmasını durdurdu Türkiye. Bunun sonuçları ne olacak Ege’de ve daha başka bir takım tepki içerikli kararları olabilir mi Türkiye’nin?
Kandil en ağırlıklı konulardan biri. Kuzey Irak içlerindeki operasyonun durumu nedir?
- Tabi bizim FETÖ ile PKK ile onun uzantısı PYD-YPG ile ve DEAŞ’la mücadele eden 3 örgütle aynı anda mücadele eden başka ülke yok. Biz son iki yılda terörle mücadelede bir konsept değişikliğine gittik. Savunma değil taarruz esaslı bir mücadele yöntemi seçtik bunun da sonuçlarını gördük. Gittiğim doğu ve güneydoğu illerinde insanların üzerinde terörün baskısı kalkmış, özgüvenleri artmış insanların. Bayraklarını dalgalandırıyorlar, yaylalarda sürülerini otlatıyorlar müthiş beklenti geleceğe yönelik müthiş bir heyecan gördüm.
'YURTİÇİNDE TERÖRÜ GÜNDEMİN BİRİNCİ MADDESİ OLMAKTAN ÇIKARDIK'
'EN BÜYÜK SIKINTIYI KUZEY IRAK'TAN YAŞIYORUZ'
- Ama Fırat’ın doğusunda sorunumuz devam ediyor. Şimdilik Irak sınırına kadar olan bölgeyi bir kenara bırakalım. Münbiç meselesine malum Amerika ile görüşüyoruz. Ama Kuzey Irak’taki olay yeni değil. Yıllardır biz en büyük sıkıntıyı Kuzey Irak’tan yaşıyoruz. Irak merkezi hükümeti zaman zaman kendi iç meselelerine daha çok yoğunlaştığı için bölgedeki PKK faaliyetlerine karşı tedbir almakta zorlanıyor. Özellikle Kerkük’te Musul’da olup bitenler. Önce PKK daha sonra DEAŞ’ın orada yaptıkları bütün güçlerini de DEAŞ’ı yok etmeye harcadılar dolayısıyla oradaki PKK yapılanması konusunda fazla bir katkı sağlayamadılar. Biz de terörden vatandaşlarımızın zarar görmesini önlemek can ve mal güvenliğini sağlamak için hudut ötesi sıcak takip de yapıyoruz. Bu yeni değil yıllardan beri yapıyoruz.
- Ama şimdi biraz daha farklı bir modele geldi. Suriye’dekine benzer bir uygulama Kuzey Irak sınırlarımızın 30 kilometre derinliğinde 300 kilometrekarelik bir alanda silahlı kuvvetler unsurlarımız konuşlandı. Yani içerilerden gelecek terör faaliyetlerini sınırlarımız içine girmeden etkisiz hale getirmek için faaliyetlerini sürdürüyorlar. Havadan bunu çokça yapıyorduk ama karadan sahada yok etmeye yönelik ciddi bir adımdır. Bunun ötesi Kandil de olabilir, Mahmur da olabilir, Sincar da olabilir.
'TEHDİT NEREDEYSE, ORALAR BİZİM İÇİN HEDEFTİR'
Bölge ülkeleri İran, Bağdat yönetimi ve hatta Irak bölgesel Kürt Yönetimi buralarla iş birliği olmadan Kandil’in tamamen bertaraf edilemeyeceğine dair yaygın bir kanaat var. İş birliği var mı?
- Bir sorunumuz yok. İran da PKK’ya karşı, Irak merkezi hükümeti de karşı, peşmerge yönetimi de karşı PKK’ya. O bakımdan bir sıkıntı yaşayacağımızı zannetmiyorum.
Menbiç konusunda önce heyet görüşmeleri oldu, ardından iki bakan bir araya geldi ve diplomasi ile ilerliyor. 4 Haziran’da başladı; Türkiye'nin ısrarı ile hızlı sonuç alma söz konusu oluyor.
Türk askerinin oradaki varlığı ne zaman olur?
- Bu iki ülke arasında yapılacak bir faaliyet olduğu için koordinasyon gerektiren bir şey. O yüzden benim tek taraflı bir takvim telaffuz etmem yakışık olmaz. Planlamalar yapılıyor.
'ABD YPG İŞBİRLİĞİ HAKKINDA BİZE 'TERCİH DEĞİL, MECBURİYET' DEDİ'
Menbiç konusunu diplomasi ile çözdünüz Fırat’ın doğusu içinde aynı model uygulanabilir mi?
'MUŞ'TA İNSANLAR BİZİ GÖRDÜĞÜ ZAMAN PENCERELERİNİ KAPATIP PERDELERİNİ ÇEKİYORLARDI'
Kampanyanız boyunca Doğu ve Güneydoğu illerine epey zaman ayırdığınızı gözlüyoruz. Orada ne gözlüyorsunuz?
- Hemen hemen bütün illere gitmeye gayret ettim. Orada gördüğüm hava beni çok umutlandırdı çok memnun etti. Biz bu çukur hendek siyaseti, PKK’nın isyan başlatması şehirlerde, köylerde baskı uygulaması insanları canından bezdirdiği dönemle şimdiki dönemi karşılaştırıyorum. Muş’un caddesinden giderken o zaman insanlar yan gördüğü zaman pencerelerini kapatıp perdelerini çekiyorlardı ya da sırtlarını bana dönüyorlardı. Ama şimdi müthiş bir şekilde selamımıza karşılık veriyorlar bize çok hoş bir karşılama yapıyorlar.
'ŞİMDİ 'BİZİ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ELİNE BIRAKMAYIN' DİYORLAR'
- Diyorlar ki, “bizi bir daha terör örgütünün eline bırakmayın”. “Biz devletimize güveniyoruz ama hala kafamızda tereddüt var. Tamam temizlediniz ama burada bırakmayın kalıcı hale getirin, terörün izlerini silelim.” İşyerleri açalım gençlerimize işyerleri açalım. Bölgenin zaten altyapısı tamam. Bitlis’in, Muş’un yolları altyapısı İstanbul’dan Ankara’dan farklı değil. 4.5G internet orada da var. Ama güvenlik olmayınca huzur olmayınca uzun vadeli yatırımcı da gitmiyor oraya.
'ETLE TIRNAK GİBİYİZ'
- Şimdi artık bunu da hallettik, bundan sonra daha fazla bölgeye pozitif ayrımcılık yaparak yatırımları teşvik edeceğiz. Oradaki gençlerimizin gelecek hayallerini gerçeğe dönüştürmesi için projeler üreteceğiz. Hem eğitim alanında hem spor alanında hem üretim, ekonomi, kalkınma bu konuları artık konuşacağız. Terörü, silahı, öldürmeyi, bölünmeyi bunları artık kenara bırakacağız. Biz Kürt olabiliriz, Türk olabiliriz buna biz karar vermiyoruz ki. Anamızı babamızı biz mi seçtik? Ne önemi var. Etle tırnak gibiyiz.
- Bazı emperyal güçler bölgede Kürtlerin kanı ve canı üzerinden bir proje geliştiriyorlar. “Biz size devlet kuracağız” diyorlar. Kürtler, Türkler Anadolu topraklarında bin yıldır beraber yaşıyor. Kürtlerin de, Türklerin de, Arapların da, Çerkezlerin de kim olursa olsun bizim devletimiz belli Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bayrağımız belli. Bir olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, birlikte Türkiye olacağız, farklılıklarımızı her zaman zenginlik olarak göreceğiz. Yani hepimizin birbirimizden farklı özellikleri var. Saçlarımız farklı ten rengimiz farklı göz renklerimiz farklı olabilir ama gözlerimizden düşen yaşların renkleri hep aynı. Onun için ne Türk’ü ne Kürt’ü ne Sünni'si ne Alevi'si bizi yakar bizim ateş söndürmektir çaresi.
Sosyal ve kültürel alanda yapılması gerekenler var mı? Cumhurbaşkanı Kürt sorunu bitti demişti.
Bir mitingte benimde geçmişim Kürt dediniz.
- Ben Erzincanlıyım ama bizim büyüklerimizin bir kısmı Urfa’da bir kısmı Bursa’da bir kısmı da Ağrı’da bulunmuşlar. Ağrı Tahir bölgesinde yaşamışlar. Dolayısıyla oradan bizim dedelerimizin babaları Erzincan gelmişler ve bizim köyümüze yerleşmişler. Bizim köyümüzde bize Kürtler diye hitap ederlerdi. Bunun sebebi de köye sonradan gelenlere Kürt diyorlar. Daha önceden yerleşenler yerlisi sonradan gelip yerleşmişiz bizi Kürt diye tanımlıyorlar. Biz Kürtlerle Türkler Erzincan’da bir arada yaşıyor. Alevi hemşerilerimizle biz Sünni hemşerilerimiz iç içe yaşar. Benim ilçemde 125 köy vardır bunun neredeyse 3’te 1’i Kürt köyüdür, diğeri Sünni köyüdür ama hiç aralarında bir sorun olmaz. Alışveriş yaparlar, misafirlik yaparlar, kirve olurlar. Bizim böyle bir sorunumuz hiç olmadı. Hatta benim adımı da koyan bir Kürt komşumuz. Onun ahlakı, yaşamı insanlığından etkilenip onun ismini koymuşlar. Böyle bir ilişkimiz var. Benim orada söylediğim bundan ibaret.
Meydanlardaki tartışmalara gelirsek ilk konu Fethullah Gülen’in iadesi dosyası tartışması. Malum Cumhuriyet Halk Partisi’nden bir heyet sonunda Adalet Bakanlığı’nda bir inceleme yaptı.
- Bir kere FETO’nun iadesi konusunda biz hükümet olarak bir eksiğimiz zafiyetimiz yok. 84 klasör belge gönderdik, 100’den fazla yazılı sözlü girişimimiz oldu. Amerika ile yaptığımız her temasın birinci maddesi Fethullah Gülen’in iadesi. Yani en son Muharrem İnce çıktı ben birisi ile görüştüm iadesi usulüne uygun yapılmamış. Olsa olsa birisi Amerika’dan arayıp Muharrem İnce’yi işletmiştir.
Orada işletme konusu gündeme gelince, “O zaman demek ki bizi dinliyorlar” bir sav ortaya atıldı.
- Nasıl öyle bir sonuç çıkarmış oradan bilemiyorum. Bunun ne kadar gayriciddi bir yaklaşım olduğunu göstermek için söyledim. Muharrem İnce bu işin detayına girerse içinden çıkamaz. Türkiye bir hukuk devleti, heyetleri de geldi enine boyuna incelediler bakalım ne açıklayacaklar. Sen asıl olan bu terör örgütünün başını buraya getirmek mi değil mi? Meselenin özünü bir tarafa bırakıyorsun teferruatla gündem oluşturmaya çalışıyorsun. Bu da biraz garip değil mi?
Bedelli konusunda siz de demeç verdiniz seçimden sonra ele alacağız diye. Ayrıntılar konusunda haber çıktı, ücret konusunda 20-25 bin dendi.
- Bunların hiçbirisinin gerçekle alakası yok. Zaten seçimlere sayılı günler kaldı yeni yönetim bunu gündeme alacaktır. Benim söylediğim sanki Cumhurbaşkanımızla farklı söylüyormuşum gibi bir anlam da çıkarmaya çalıştılar. Hiçbir fark yok. Askerlik çağına gelmiş 5 milyonun üzerinde gencimiz var. Bu gençler diyor ki bizi askere alın, biz sizi alamayız diyoruz. Bu kadar imkanımız yok, kapasitemiz, ihtiyacımız yok. O halde bizi rahat bırakın hayatımızı yönlendirelim, rotamızı belirleyelim. Evleneceğiz, ev kuracağız, iş kuracağız, hayata atılacağız, planlarımız var. Biz ne kadar daha çok bekleyeceğiz diye soruyor. Haklı. Askerlik bir anlamda sivildeki vatandaş için ayak bağıdır. İşe gidince soruyorlar askerliğini yaptın mı diye, evlenmeye gidince de soruyorlar. Askere almıyorlar ne yapacak bu gençler?
- Biz her yıl 350 bin civarında asker alıyoruz. 5 milyonu eritmek için 15 sene lazım. Ayrıca yeni gelenler var. Dolayısıyla bu bedelli bedelsiz meselesi değil bu yeni hükümetin ele alıp kalıcı köklü bir çözüm bulması gereken bir konu. Dolayısıyla bunu yaparken tabi silahlı kuvvetleri görüş ve kanaatleri önemli. Ülke savunması, terörle mücadele gibi hassas konularında zaafiyete uğramaması. Biz, son iki senedir silah altına alınan erleri operasyonlara çıkartmıyoruz. Profesyoneller daha çok katılıyor. Silah altındaki gençlerimiz arka planda lojistik hizmetleri yerine getiriyorlar. 15 Temmuz’dan sonra biz profesyonelleşmeye hız verdik. Bunu da dikkate alırsak gelecek yıllarda askerlik vazifesi konseptini yeni baştan ele almak gerekiyor.
Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından diğer satır başları;
- (Son anketlere ilişkin) Anketler fena değil. Bizim beklediğimiz doğrultuda geliyor ama gerçek anket sandıktır.
- (İmar barışı başvuruları) Türkiye'de ne yazıkki imara aykırılığı olan binalar yapılmış. Projesini uygularken eklenti yapmış, ölçülerini değiştirmiş, balkonu yok balkon yapmış. Bir de devletin arazisine gidip ev yapmış. O kadar çok imara aykırılık var ki. Doğalgaz bağlanamıyor, alt yapı hizmetleri verilemiyor. Bugünün problemi dğeil 40 yıllık birikmiş bir problem. Yapılan yanlışa gözlerimizi kapatmıyoruz bunları Yapı Kayıt belgesi veriyoruz. Yapı Kayıt belgesi binaya kullanma hakkı veriyor.
- (AK Parti'nin seçim vaatleri) Türkiye'nin 16 yıl içerisinde el atılamayan sorunlarına el atan bizim iktidar. Her şeyi de bir anda yapamıyorzun. İmkanlarımız el verdikçe yapmaya devam ediyoruz.