'KAPIYI ÇARPMA ZEVKİNİ YAŞAYAMADIM'
"Arakanlı lafını ilk kez kullanmadım. Daha önce defalarca, halkın önünde, San Pietro Meydanı'nda bu ifadeyi kullandım. Benim ne düşündüğüm ve söylediğim zaten biliniyor… (Myanmar'daki) resmi konuşmamda bu sözcüğü kullansaydım, muhataplarımın yüzüne kapıyı çarpmış gibi olurdum. Ergenlik krizindeki bir kız ya da oğlan, istediğini söyleyip kapıyı çarpabilir. Ama bu şekilde mesajınızı ulaştıramazsınız. Benim için önemli olan mesajın ulaşması. Bunun için de durumu tarif ettim, azınlıkların haklarından bahsettim, kamuya kapalı özel görüşmelerde ise daha ileri gidebildim. Evet, kamuoyu önünde kapıyı çarpma zevkini yaşamadım, ama diyaloğa girmenin memnuniyetini duydum."
KAMP ZİYARETİNE İZİN YOK
Papa, aslında Bangladeş'te sığınmacı kampına giderek Arakanlı Müslümanlarla görüşmeyi istediğini, ancak bu imkanın tanınmaması nedeniyle bir grup sığınmacının kendisinin yanına gelmesini sağladığını anlattı. Cuma günü görüştüğü bir grup Arakanlı Müslüman'dan af dileyen Papa, bu görüşmede neler hissettiğini şöyle aktardı:
'SIĞINMACILARA SAYGISIZLIK ETTİLER, BAĞIRDIM'
"Çok sayıda irtibatın ardından Bangladeş hükümeti sığınmacıların gelmesine izin verdi. Sonunda gelebildiler, ama korkmuşlardı. Birileri onlara bana hiçbir şey söyleyemeyeceklerini tembihlemiş. Selamlaşma zamanı geldiğinde tek sıra halinde ilerliyorlardı, bu hoşuma gitmedi. Sonra da hemen onları sahneden indirmek istediler, o zaman sinirlendim va biraz bağırdım. Bunu yaparak günah işledim. Defalarca 'saygılı olun' dedim."
'İKİ KEZ AF DİLEDİM'
"Onları teker teker dinledikten sonra içimde bir şeyler hissettim, onlara hiçbir şey söylemeden gidemezdim. Ve konuşmaya başladım, neler söylediğimi hatırlamıyorum. Sadece af dilediğimi hatırlıyorum, iki kez af diledim. 'Size zulmedenler, size zarar verenler adına, buna dünyanın kayıtsızlıığı karşısında sizden af diliyorum' dedim. O anda ağlıyordum, görülmemesi için uğraşıyordum. Onlar da ağlıyordu."
Bununla birlikte Bangladeş'i küçük bir ülke olmasına rağmen 700 bin sığınmacıyı kabul ettiği için öven ve "Bir de kapılarını kapatan ülkeleri düşünün" çıkışını yapan Francis'e, ''ABD ile Kuzey Kore arasındaki nükleer gerilim hakkında da soru soruldu. 1982'de dönemin papası 2. Giovanni Paolo'nun nükleer caydırıcılığı 'ahlaki olarak kabul edilebilir diye tanımladığı hatırlatılıp "Sizse, nükleer silah sahibi olmanın kınanması gerektiğini söylüyorsunuz. Bu değişiklik neden" diye soruldu. Papa "Ne mi değişti? Akıldışılık! 2. Giovanni Paolo'nun döneminden bu yana çok zaman geçti, nükleer silahlar konusunda çok ileri gidildi. Bugün sınırdayız. Çünkü bugünkü gibi sofistike nükleer cephanelerle insanlığın tamamen ya da büyük ölçüde yok olması riskiyle karşı karşıyayız" diye yanıtladı.
Pope Francis @Pontifex who passed up meeting with Mexican victims of serial child abuser and Catholic priest Marcial Maciel now claiming to cry for #Rohingya and othershttps://t.co/zmOOX3lNxq
— रवि कांत (@LegalKant) 3 Aralık 2017