Yegorçenkov, "Suriye olayları 2011'de daha yeni başlarken ve hatta Rusya 2015'te terörle mücadele operasyonuna başladığı zaman, 2017'nin kasımında Rusya'da böyle bir 3 taraflı zirvenin yapılabileceğinin akıllardan geçmesi çok zordu. Aslında o (zirve) yeni bir jeopolitik güç merkezi. Elbette ki zorluklar, ihtilaflar olacak, fakat her şeye rağmen Rusya, Türkiye ve İran'ın kurduğu üçlü ittifak, Ortadoğu'da yeni güçlü bir faktör. Zannederim ki bu ittifak, Suriye sorununun çözülmesi gerektiğinin, Suriye'nin kendi başına terör, aşırıcılık dalgasıyla ve iç savaşla baş edemeyeceğinin herkes tarafından anlaşılmasıyla oluştu" diye konuştu.
Üçlü formatın uzun soluklu olabileceğine dikkat çeken Yegorçenkov, "Soçi ‘üçlüsü', yalnızca Suriye'deki durumun düzeltilmesi için değil, aynı zamanda ülkelerimizin arasındaki ilişkileri, ekonomik ortaklığı geliştirmek, birçok diğer siyasi sorunu çözmek için çok iyi bir temel oluşturabilir. Irak'taki durum, Kürt meselesi, belki de Filistin-İsrail çözüm süreci gündeme gelebilir, zira ihtilafları çözme, diyalog çerçevesinde ortak paydayı arama deneyimi, birçok bölgesel soruna çözüm arayışı için çok güçlü bir temel oluşmasını sağlıyor. Bana göre zirveden çıkan en önemli sonuç bu. Soçi zirvesi, şüphesiz uluslararası ilişkilerin tarihine, diplomasi ders kitaplarına girecek, çünkü Rusya, Türkiye ve İran'ın sergilediği oldukça farklı tutumları arasında mutabakat sağlamak çok zor oldu. Başkanımızın değdiği gibi, üç tarafın en önemli erişimi her şeyden önce tavizlere, taviz arayışına, sürecin tüm katılımcılarının karşı karşıya olduğu büyük vazifelerin çözümünün arayışına hazır olmalarıydı" ifadelerini kullandı.