Ancak her ne kadar nihai ve bağlayıcı bir karar olmasa da; üç ülkenin ortak hava savunma sistemi geliştirme niyeti çeşitli soruları beraberinde getirdi. Bu sorulardan en önemlisi, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 satın alma anlaşması imzalamasını ‘kendi ulusal kararı' olarak niteleyen NATO'da görevli ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Tod Walters'ın Türk yetkililere NATO sistemlerine entegre olabilen sistemler satın almaları konusunda baskı yapmaya devam ettikleri yönündeki açıklamasıyla ortaya çıktı. Peki, hem Rusya-Türkiye arasında artan iş birliğini hem de Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli'nin iki gün önce Türkiye'nin S-400'lere acil ihtiyacı bulunduğunu söyleyerek hiçbir olası anlaşmanın S-400'lere ikame olamayacağına işaret ettiği açıklamasını hedefleyen bu sözler ne anlama geliyor? NATO'nun amacı Türkiye'nin savunma alanında elini güçlendirmekten ziyade Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alacak olan Türkiye üzerinde baskı kurmak mı? Geliştirilmeye niyet edilen bu hava savunma sistemi, Canikli'nin de vurguladığı üzere acilen savunma sistemine ihtiyaç duyan Türkiye'nin Rusya'dan alacağı S-400'lerin yerine geçebilir mi? Uzmanlar, son gelişmeler ışığında Türkiye'nin savunma stratejisini Sputnik'e değerlendirdi.
Türkiye'nin 25-30 tane civarında hava savunma sistemine acil olarak ihtiyaç duyduğuna işaret eden Emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş "Alınacak S-400 hava savunma sistemi dört bataryadan oluşuyor. Bunlardan ikisi Türk Silahlı Kuvvetli'nin (TSK) Atış ve Elektronik Harp Teknolojileri Merkezi'nde kullanılacak. Orada zaten Sovyetler Birliği döneminden kalan SA2, SA3, SA4, SA5, SA6 ve NATO'nun kullandığı çeşitli silahlar, elektronik harp çalışmaları için kullanılıyor. Burası dünyadaki üç önemli merkezden biri. Biz eğitim amaçlı olarak burada ne kadar çok silah bulundurabilirsek, o kadar kıymeti artıyor buranın. Demek istediğim, S-400'lerin dışında çeşitli diğer silahlara da Türkiye'nin ihtiyacı olduğu" dedi.
Halihazırda Türkiye ve ABD arasında olumsuz gelişmeler yaşandığına işaret eden Karakuş "Tam da bu noktada, Avrupa ülkeleri Türkiye'nin bu sürece dahil olmasına önem veriyor. Bu süreç, S-400 alımını aksatmaz, aksatmamalı. Kaldı ki NATO'nun bir savunma silahından rahatsız olması anlamsız. Bazı NATO ülkeleri bize saldırmayı mı planlıyor ki, bu silahlardan rahatsız oluyor? Bu konuyu bu yönüyle de düşünmek lazım. NATO'nun sivil kanadı Türkiye'nin S-400 alımına ‘kendi kararı' olarak bakarken askeri kanadının Türkiye'nin S-400 alımına karşı olması çok yanlış. NATO'nun askeri ve sivil kanadı aynı görüşü paylaşmalı" ifadelerini kullandı.
ABD DENKLEMİN NERESİNDE?
Rusya'dan alınacak S-400 savunma sisteminin ikili ilişkilere de olumlu etkisi olduğunu savunan Karakuş "Buradaki temel dert, Amerika Birleşik Devletleri'nin Patriot sistemi projesine aşağı yukarı 240 milyar dolarlık bir para harcaması ve bu masrafı başka ülkelerden çıkarmanın peşinde oluşu. ABD bundan dolayı kıvranıyor. ABD, NATO ülkelerine 350-400 milyar dolarlık bir Patriot satışı yapmanın peşinde" dedi.
Fransa ve İtalya'nın süreci ABD'ye karşı bir noktada yürütmek istediğini söyleyen Karakuş "Her zaman NATO ülkeleri hep birlikte ve anlaşma halinde olamıyor. Tarihte daha önce de görülen çatlaklara benzer bir çatlak söz konusu. Fransa ve İtalya kendi füze savar sistemlerini kapsayacak şekilde bir üretim yapmanın peşindeler. Türkiye'nin katılımını da önemli buluyorlar. Çünkü Türkiye, belirli üretim yeteneğine sahip " diye ekledi.
Sputnik'e konuşan bir diğer isim Doç. Dr. Can Ünver de ABD'nin dışında kaldığı bir hava savunma sistemi girişiminin, NATO içerisinde farklı ittifaklar yarattığı gerekçesiyle önemli ve olumlu bir gelişme olduğu görüşünde:
"Son zamanlarda NATO'da Almanya kaynaklı bir Avrupa ağırlığı hissediliyor. Avrupa ağırlıklı bir proje de bence aslında Türkiye'nin arzu ettiği bir yön. Bu ABD'ye karşı bir tavır olmasa da en azından NATO içerisinde farklı alt ittifakların olabileceğini gösteriyor. Bu sağlıklı."
Ünver'e göre Türkiye, Fransa ve İtalya'nın hava ve füze savunma sistemlerini de içeren savunma sanayi işbirliğinin geliştirilmesine yönelik imzaladığı niyet beyanı, ülkenin çok yönlü dış politikasının tezahürü olması itibarıyla büyük önem arz ediyor.
Türkiye'nin bir süredir hava savunma sistemine sahip olma konusundaki çabalarına ilişkin olumlu adımlar atmaya başladığına işaret eden Ünver "Türkiye'nin hava savunma sistemi konusundaki niyetleri Çin'le başladı. Uçak krizinin ardından da Rusya'yla sağlanan mutabakat takip etti. Şimdiyse, Fransa ve İtalya'nın ortak yapımı olan hava savunma sistemiyle ilgili mutabakat sağlanmış olması önemli bir adım. Üstelik ben bu mutabakatın, Türkiye'nin çok yönlü dış politikasının tezahürü olduğunu düşünüyorum. Bu adım, Rusya'dan S-400 alımına engel değil. Üstelik iki ülke arasındaki ilişkileri de bozmaz, tersine daha da iyi hale getirebilir" dedi.
Türkiye'nin hava sahası güvenliği konusuna önem verdiğine ve teknoloji geliştirmede kararlı bir tutum içerisinde olduğuna değinen Ünver "Şu aşamada imalat söz konusu olmasa da Türkiye'nin teknoloji geliştirmedeki kararlılığı önemli. Bu anlaşma günlük hesaplardan ziyade uzun vadeli hesapların ön planda tutulduğunu ve Türkiye'nin bu alanda irade ortaya koyduğunu gösteriyor " ifadelerini kullandı.
NATO'nun Türkiye ile daha önceden de fiilen iş birlikçi bir tutum sergilemiş olması gerektiğine işaret eden Ünver "Stratejik konumu itibarıyla Rusya'yla çok yakın ilişkiler içinde olması birilerini rahatsız ediyor olabilir. Türkiye baskı olsa da olmasa da çok önemli bir adım atıyor. Türkiye'nin kendi teknolojisini geliştirmek ve savunma sistemi oluşturma adımları çok önemli. NATO da memnun olmalı" diye ekledi.