'ABD ERDOĞAN'A KARŞI KOZA SAHİP OLMAK VE TÜRKİYE'Yİ BASKI ALTINDA TUTMA PEŞİNDE'
Konuyu Sputnik'e değerlendiren Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Türkiye uzmanı Timur Akhmetov'a göre Türkiye'nin şartları açıkça ortada olsa, görüşme bu taleplerin gerçekleştirilmesinden çok ABD'nin Türkiye yönetimini baskı altında tutmasını amaçlıyor.
Türkiye'nin taleplerinin başında Gülen'in iadesinin ve Sarraf davasına ilişkin talepler olduğuna değinen Akhmetov "Sarraf davası konusunun hassasiyeti dolayısıyla açıkça pek fazla bir şey konuşulduğunu sanmıyorum. Gülen'in iadesiyse şimdilik ABD'deki bugünkü siyasi ortamı göz önüne tuttuğumuzda olası görünmüyor. Büyük ihtimalle ABD yönetimi ve geniş bürokrasisi Gülen'in iş birliğinde Erdoğan'a karşı bir takım somut siyasi kozlar bulmaya çalışıyorlar. ABD'nin amacı Türkiye yönetimine baskı aracı üretmek ki Ankara hem iç siyaset hem dış siyaset alanında ABD'nin çıkarları ile uyumlu bir biçimde hareket etmesi" ifadelerini kullandı.
Sputnik'e konuşan Dış Politika Uzmanı Özdemir Akbal'a göre Türkiye'nin masaya hiç bir şart koymamasının arkasında iki ülkenin arasındaki ilişkinin, ‘büyük güç' ve ‘orta çaplı' güç ilişkisi olması yatıyor. Akbal "Çok hoşa giden bir söylem olmasa da ABD'nin küresel ölçekteki gücüyle, Türkiye Cumhuriyeti'nin bölgesel ölçekli gücünün karşılaşmasına tanık oluyoruz şu anda. Bir tarafın daha fazla talepte bulunabildiği bir ilişki ortaya çıkarıyor bu güç ilişkisi. Tabii, haklılık-haksızlık tartışması ayrıca ele alınması gerekse de; bu güç ilişkisi haklılık-haksızlık tartışmasının çok da önemli sayılmadığı bir ortam söz konusu. Örneğin ABD, hiç bir ülkeyi işgal ederken haklı değildi. Ama onun haklılığı veya haksızlığının ötesinde politik güç uygulayabilmesi kabiliyeti varlığı veya yokluğu üzerinden tartışıldı. Türk-Amerikan ilişkileri güç analizine dayalı politik analiz, haklılık-haksızlık tartışmasından farklı bir çerçevede bulunmak durumunda" diyor.
‘ABD'YE NEDEN KANIT SUNULMASI GEREKTİĞİ BAŞLI BAŞINA SORGULANMALI'
Türkiye'nin ABD ile karşı karşıya geldiği vize krizini biran önce çözme taraftarı bir tutum içerisinde olduğuna işaret eden Akbal "Biliyorsunuz, ABD bir heyet gönderdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da açıklamalarına da bakıldığında Türkiye'nin Ilımlı bir söylem içinde olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkiye sorunu bir an önce ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Başbakan Binali Yıldırım da ‘dik duracağız ama dik başlı olmayacağız' şeklindeki söylemleri de Türkiye'nin krizin ivedilikle çözülmesi yönündeki isteğine işaret ediyor" dedi.
ABD'yi ikna etmek için kanıt sunmanın gereğinin başlı başına sorgulanması gereken bir husus olduğuna işaret eden Akbal "Amerikan yetkili, ‘Türkler hala bizi ikna edebilmiş veya gerekli delilleri sunmuş değil' diyor. Öncelikle ABD nasıl bir delil beklediğine dair daha açık bir tutum içerisinde olmalı. Zira Türkiye Cumhuriyeti'nin ortadan kaldırılmasını amaçlayan bir darbe girişimine hep beraber şahit olduk. Bunun neticesinde Türkiye Cumhuriyeti devleti organları koruma refleksiyle bazı önlemler alma çabası içine girdi ve çeşitli tutuklamalar gerçekleşti. Bunun delilinin ne olduğu ve neden ABD'ye ispat edilmesi gerektiği ayrı bir soru işareti. Zira bu şahıslar diplomatik dokunulmazlıktan azade, sadece orada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sıfatıyla görev yapan şahıslar. Bu Türkiye'nin iç hukuk yollarıyla alakalı ve ülkenin iç meselesi" ifadelerini kullandı.
Bölgesel güç olması itibarıyla ABD'nin de Türkiye'ye ihtiyacı olduğuna işaret eden Akbal "ABD'nin hem Suriye hem Irak konularından Türkiye Cumhuriyeti'yle birlikte politika yürütme ihtiyacı var. Bu yüzden ilişkilerin tamamen kalkması ABD'nin de aleyhine olur" ifadelerini kullandı.
Kuzey Irak'taki durumun değişkenlik göstereceğine ve ABD'nin sürece müdahil olmasının Türkiye'yle iş birliğinden geçtiğine değinen Akbal "Irak'ın kuzeyindeki de-facto (fiili) bir yapı var ve şu an 2013 sınırlarına çekilmiş durumda. Burada Türkiye'nin önemli çıkarları var. Bir müddet sonra politik dengelerin değişeceği göz önünde bulundurulduğunda, ABD'nin Türkiye olmadan sürece dahil olması, 2003 yılındaki müdahalesinden de çok daha zor. Zira orada eskisi gibi askeri varlığı yok. Kısacası, ABD'nin hem Suriye hem Irak'ta Türkiye'ye ihtiyacı var" dedi.
Krizin çok uzun sürmeyeceği yönündeki öngörüsünü paylaşan Akbal "ABD ve Türkiye'nin askeri iş birliği anlaşmaları görünenin çok daha ötesinde bir derinliğe sahip. Türkiye'nin ABD karşısında güç gösteremeyişinin arkasında bu silah sanayi ve güvenlik anlaşmalarının varlığını yatıyor. Türkiye, kendine alternatifler üretebilen bir devlet görünümü çizse de, aslında ABD'yle ilişkilerini koparmak istemiyor. Tabii, ABD de Türkiye'yi elinden kaçırmak istemiyor" ifadelerini kullandı.