5'i tutuklu 12 kişinin yargılandığı davada konuşan Gürsel, gazetecilere yönelik davaları incelediğini belirterek "İstanbul ve Ankara'da bu medya davalarına baktığımızda ByLock'çular mesaj attı diye tutuklanan bir tek ben varım" dedi. Gürsel, tutuklanma sebebinin sorgulayıcı, eleştirel ve muhalif bir gazeteci olmasından kaynaklı olduğunu vurguladı.
'SUÇLAMALARI ÇÖKERTTİM ANCAK HEYET SORU SORMADI'
Gürsel'in açıklamalarından bir kısmı şöyle:
Ayrıca 92 ByLock kullanıcısı ve hakkında FETÖ soruşturması olan 145 kişiyle iletişimim olduğu iddiasını tutukluluğumun devamına sebep göstermiştiniz.
Heyetinizin karşısında söylediğim, benim bu kişilerle iletişim kaydımın olabileceğini ama irtibatımın olamayacağını, bu kişilerden sadece 8'i ile karşılıklı iletişim kurduğumu 5'inin ByLock kullanıcısı olduğunu söylemiştim. Matematiksel olarak suçlamaları çökertmiştim ancak heyetiniz bana bu konuyla ilgili tek bir soru sormadı.
Ara kararı görene kadar bunun nedeninin, safiyane bir şekilde, ifademin tatmin edici bulmuş olabilirdiniz, ya da siyasi bir tercih olarak bana tek bir soru sormamayı karşılaştırmış olabilirdiniz. Bir de üçüncü bir neden olabilirdi, terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek suçunu işlediğimi sadece ve sadece ByLock konusundaki polis fezlekesine bakarak hakkımda peşinen hüküm vermiş olabilirdiniz.
Emre İper, Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Akın Atalay, Kadri Gürsel'in savunmasını dinliyor. #CumhuriyetDavası Çizer: Zülal pic.twitter.com/Q9C3Fwutal
— Diren Gazeteci (@pressout) 11 Eylül 2017
'ADİL YARGILANMA HAKKIM ENGELLENDİ'
Benim 45 gün daha tutuklu kalmam konusunda savunmam hiç dikkate alınmadı. Adil yargılanma hakkım engellendi. Polis fezlekesi dikkate alınarak tutuklu kalmam için sözde yayın politikası değişikliğine etkim olduğu iddiası sebep gösterildi. Bu nedenle neden bu kişilerle irtibatlı olmadığımı ayrıntılandıracağım. HTS raporunu, tetkik etmediyseniz ediniz lütfen.
'ARA KARARI YAZDIĞINIZ TARİHE KADAR HTS RAPORUNA BAKMAMIŞSINIZ'
Görüşmek, işteşli fiil olarak tanımlanır. İşteşli fiil oluşması için iki kişi arasında gerçekleşmesi gerekir. Rapor incelenmiş olsaydı benim bu 'olağandışı' sayıdaki ByLock kullanıcısyla sözde irtibatımın Cumhuriyet'te görev yaptığım sırada gerçekleştiği gibi bir ifade ara kararda yer almazdı.
Tarık Tolunay'in çizimiyle Kadri Gürsel'in savunması… pic.twitter.com/ystLvtkAVs
— Diren Gazeteci (@pressout) 11 Eylül 2017
Yani zannediliyor ki benim bu toplam 112 kişiyle 5 ay 20 gün süren Cumhuriyet yazarlığım ve 34 günlük yayın danışmanlığım sırasında oluşmuş. Gerekçeli ara kararınızı okuduğumda başka bir anlam çıkarılması imkansızdır.
HTS raporu incelenmiş olsaydı bana söz konusu kayıtlardaki son raporun 26 Ekim 2015'te olduğu görülürdü. Yani son ByLock'cu beni Cumhuriyet'e başlamamdan 6,5 ay önce aramış.
'CUMHURİYET'E BAŞLADIKTAN SONRA BENİ ARAYAN TEK BİR FETÖ ŞÜPHELİSİ VAR'
'SMS'LER KAMPANYA KAPSAMINDA BİR TACİZ EYLEMİDİR'
Cumhuriyet yöneticilerine aynı suçlamayla yaklaşmak hatalıdır. HTS raporunun okunmadığını, bunun da benim adil yargılanma hakkımın engellediğini düşünüyorum. Sadece 1 defaya mahsus SMS'lerin bir görüşme olarak nitelendirilemeyeceği bir gerçektir. Bu SMS'ler bir kampanya kapsamında yapılan bir taciz eylemidir.
Beni 2014 yazında yüzlerce kişi SMS yağmuruna tuttu. Bunların bir kısmı aynı formattadır. Bazıları FETÖ şüphelisidir. Bu mesajların çoğu açılmamıştır. Çünkü 6 gün boyunca bunaltıldım, çoğunu açmadım bile. iPhone 4S telefonum vardı. İleride lazım olur diye bir kısmını stokladım. Ama böyle bir şey olacağı aklıma gelmemişti. Mesaj atanların sayısı 83'ten çok fazladır. İşte bu 'olağandışı rakam'ı oluşturan hadise budur.
Anadolu'daki durumu incelemedim ama İstanbul ve Ankara'da bu medya davalarına baktığımızda ByLock'çular mesaj attı diye tutuklanan bir tek ben varım. Burada tutuklu olmamın sebebi sorgulayıcı, eleştirel, bağımsız ve muhalif bir gazeteci olmamdır.
Kesin bir güçler ayrılığı ilkesini, laik demokratik parlamenter bir demokrasiyi savunduğum için kaçınılmaz olarak muhalifim. Öngörülü ve barışçıl bir dış politikayı savunduğum için muhalifim. Bunların hiçbiri Türkiye'de yok.
'TEK TALEBİM ADİL YARGILANMAK'
26 Temmuz 2014'te Tolga Güzeltaş isimli bir ByLock'çu ile uzun bir konuşmam olmuş. Ama ben bir kadın ile konuştuğumu hatırlıyorum. Bir polis eşi idi. Ama HTS kaydında Tolga Güzeltaş ile konuşmuş olarak görünüyorum. Ancak o sırada Tolga Güzeltaş tutukluydu. Yani onunla konuşmam imkansız.
Bu süreçten sonra iki FETÖ şüphelisiyle görüşmem oldu. Biri tutuklu bulunan, beraber program yaptığım Nazlı Ilıcak, diğeri ise bugün yurt dışında olan Abdülhamit Bilici. Bunun dışında defalarca bu yapıdan medya temsilciler aradı görüş istedi ama hiçbir zaman görüş vermedim.
Tek talebim adil yargılanmak, buradan ne kadar çıkarsa çıksın vicdanım rahat. Adaletin ayaklar altında çiğnendiği bir Türkiye'den yarına bir şey kalırsa beraat edeceğime inanıyorum.