Fransa'da üst üste yaşanan son 3 saldırının akli dengesi yerinde olmayan kişiler tarafından yapılması ülkede 'IŞİD akıl hastanelerinde örgütleniyor mu?' tartışması başlattı. İçişleri Bakanlığı psikiyatrlarla ortak çalışma çağrısı yaparken uzman psikiyatrlar bu çağrıya olumsuz yanıt verdi.
Amerika'nın Sesi'nden Arzu Çakır Morin'in haberine göre Fransa İçişleri Bakanı Gerard Collomb, Fransa'da radikalleşen insanların 17400'ünün, yani 3'te 1'inin, psikolojik dengesinin bozuk olduğunu açıkladı. Collomb bu rakamın önemine işaret ederek psikolojik tedavi veren hastaneleri harekete geçirmek ve onlarla işbirliği yapmak istediklerini belirtti.
Psikiyatristlerin hastalarının ne zaman eyleme geçeceğini ya da saldırgan nitelikli olup olmadıklarını tespit edebileceğini dile getiren Collomb, "Tıbbi sır elbette kutsal bir hak. Ama aynı zamanda özellikle ciddi psikolojik hastalıkları olan, hele de eyleme geçme hazırlığı içine olanları tespit etmek için bir yol bulmak lazım" diye konuştu.
Özellikle geçen salı Marsilya'da iki otobüs durağında bekleyenlerin üzerine aracını süren ve bir kadını ezen saldırgana değinen Collomb şu ifadeleri kullandı: "Bu kişi psikiyatri kliniğinden çıkıp bu eylemi gerçekleştirmiş. Daha önce hapis cezası almış ve bir kişiyi öldürmüş. Bu tarz vakalar üzerinde düşünmek gerekir. Bu terör değil ama terörü taklit var. Bazı zayıf ruhlu kişiler, teröristleri taklit edebilir."
UZMAN PSİKİYATR GOURION: EN RADİKAL GRUPTA BİLE IŞİD- AKIL HASTASI BAĞI GÖRÜLMEDİ
Öte yandan Collomb'un bu önerisine uzman psikiyatrlardan sert tepki geldi.
Le Monde gazetesine konuşan uzman psikiyatr David Gourion "Bakan'ın sözleri kabul edilemez ve etkin sonuç vermez. Marsilya saldırısını yapan kişi yeni psikolojik kontrolden geçmiş örneğin. Elimizde bunu belirleyecek bir makina yok" dedi.
Uzman psikiyatrist Daniel Zagury de Le Figaro gazetesine, militanların 'akıl hastalarının ceza almaması' ilkesinden yararlanmadıklarını, tam tersine mesaj vermek için eylemlerini açıkça üstlendiklerini dile getirdi: "Kendiyle barışık, mutlu insanların terör gibi bir eğilimleri yok. Ama psikiyatrik tedavi görenlerle teröristleri karıştırmamak çok önemli. Kişilik bozukluğu ve şizofreni de aynı şey değil.
Halen Fransa'da 2 milyon kişi psikiyatrik tedavi görüyor. Bunların hepsi terörist olamaz. Akıl hastalıkları zamana göre değişiyor. Bugün hiçbir hasta kendisini Napolyon (Fransa'nın asker imparatoru Napolyon Bonapart) zannetmiyor. Akıl hastası dünya ile son temasta olduğu anı yaşıyor. Bugün akıl hastası ya da terörist ayrımı da yapamayız. Bir akıl hastası rahatlıkla terörist olabilir.
'BİR BAĞIMLI/ SUÇLU KENDİ YASINI TUTUYOR, KAHRAMAN ROLÜ İÇİN BU EYLEMLERİ YAPIYOR'
Onun akıl hastası olması, işlediği terör eyleminin korkunçluğunu hafifletmez. Bugün IŞİD için adam öldürenler ne zeki ne de bir hazırlık yapmaları gerekiyor. Bir bağımlı, bir suçlu kendi içindeki eksikliği gidermek için kendi yasını tutuyor, ardından bir kahraman rolüne bürünebilmek için bu eylemleri gerçekleştiriyor."
Bu arada bazı depresyona bağlı intihar vakalarında 'teröristlerin metotlarının taklit edildiğini' anlatan bir başka uzman Samuel Lepastier ise şöyle konuştu: "Biliyorlar ki aracıyla insanların üzerine gitmek bir suç, ama büyük bir gösteri aynı zamanda, teröristlerin yöntemlerini taklit ettiğinizde sizin intihar yönteminize çok büyük bir boyut ve etki katıyor. Sizin intiharınızı diğer sıradan intiharlardan ayırıyor. Germanwings uçağını düşüren pilotu hatırlayın."