İslamcı siyasi örgüt Hizb-ut Tahrir, Rusya’da terör örgütleri listesinde yer alıyor. Örgütün faaliyeti ülkede yasaklandı. Öte yandan Hizb-ut Tahrir, Avrupa dahil 40 ülkede yasal olarak faaliyet gösteriyor.
Bir diğer radikal hareket Hamas ise İsrail, Kanada, ABD ve Japonya’da terör örgütü olarak kabul ediliyor. Ancak Avrupa Mahkemesi, bu örgütü terörist listesinden çıkardı.
Bu durumda kim terörist, kim değil? Bu türden grupları, "terörist" ve "yasal" olarak ayıran sınır nereden geçiyor? Yoksa bu durumda önemli olan siyasi çıkar mı?
Hamas, Avrupa Mahkemesi tarafından çok tehlikeli örgütler listesinden çıkarıldıktan bir ay sonra AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, bu karara itiraz edeceklerini açıkladı. Görünüşe bakılırsa, Avrupalılar, bir örgütün terörist kategorisine dahil edilme mekanizmasını anlamış değil. Rusya’da bu tür sorunların yaşanmadığını belirten hukukçu Stanislav İvanov, bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
“Rusya’da terör örgütler listesine dahil etme kararının alınma mekanizması net ve şeffaf. Özel servisler yorumunu hazırlıyor ve başsavcılığa sunuyor. Başsavcılık da mahkemeye sunarken, mahkeme karar alıyor. Bugün ülkemizde yasaklananlar listesinde yaklaşık 20 örgüt var. ABD’de benzer listede 45-50 örgüt yer alıyor. BM’nin listesinde ise yüzlerce örgüt var. Yani mevzu bahis, farklı yaklaşımlar ve farklı standartlardır.”
Terörizme karşı mücadelede ortak yaklaşım eksikliği, mevcut durumu ağırlaştırmakta. Ülkeler, ortak duruş üzerinde çalışırken militanların rahat rahat suç faaliyetine devam ettiğini kaydeden İvanov, şu yorumda bulundu:
“Teröristlerin yararlı olup olmadığına karar verildiği, teröristlere yönelik ani yaklaşımlarda bulunulduğu çifte standartlar, uluslararası terörizme ideolojisini ve etkisini artırma ve yayma fırsatı vermekte. Herhangi bir aşamada teröristlerden yararlanan ülkeler, şu anda faaliyetlerinin meyvelerini toplamaktalar! 11 Eylül saldırıları, Avrupa’daki bazı saldırılar ve Fransa’daki son trajik olaylar, teröre karşı dağınık kuvvet ve ayrı ayrı operasyonlar ile mücadele edilemeyeceğini gösteriyor. BM bünyesinde yasal standartlar geliştirilmeli, listeler ortak bir paydada birleştirilmeli. Terörist ise tüm dünyada terörist olarak gösterilmeli!”