Cevdet Yılmaz, AK Parti Genel Merkezi'nde ekonomi muhabirleriyle bir araya geldi. Dünyadaki ekonominin gidişatını iyi analiz etmek gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, aksi takdirde sağlıklı ve etkili politikaların uygulanamayacağını söyledi. Küresel krizin etkilerinin tüm dünyada hissedilmeye devam ettiğini belirten Yılmaz, dünya ekonomisinin hala kriz öncesi seviyelere dönemediğini kaydetti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, Türkiye ekonomisinin darbe girişiminden olumsuz etkilendiğini belirterek, Kredi Garanti Fonu, İstihdam Seferberliği, KOBİ'lere sağlanan kredilerle bazı ödemelerin ötelenmesinin de aralarında olduğu doğru ve zamanında alınan bazı tedbirler sayesinde söz konusu olumsuz etkinin hızlı bir şekilde ortadan kaldırılmaya başlandığını bildirdi.
Dünya ekonomisindeki olumsuzlukların yanında darbe girişiminin de Türkiye ekonomisini etkilediğine dikkat çeken Yılmaz, "15 Temmuz sadece millete, ülkeye ve demokrasiye yönelik bir darbe girişimi değil, ekonomimize yönelik de bir darbe girişimidir. Darbe girişimi başarılı olsaydı ekonomimizi çökertecekti. Ülkeyi dış müdahaleye açmayı amaçlayan bu girişim, ekonomiye de darbe vuracaktı" dedi.
'UZUN VADEDE EKONOMİMİZ GELİŞECEK'
Darbe girişiminin Türkiye ekonomisine faturasının ne olduğunun sorulması üzerine AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, şunları söyledi:
'BÜYÜMENİN YÜKSEK SEYREDECEĞİNİ GÖRÜYORUZ'
"İkinci çeyrek büyümesine ilişkin veriler yayınlanmadı. 11 Eylül'de yanlış hatırlamıyorsam TÜİK ikinci çeyrekle ilgili rakamları yayınlayacak onu bekliyoruz. İhracat, sanayi ve istihdam, elektrik tüketimi gibi öncü göstergeler baktığımızda ikinci çeyrekte de büyümenin yüksek seyredeceğini görüyoruz. Bu yılın üçüncü çeyreğinde ise muhtemelen yılın en yüksek büyüme oranını göreceğiz. Çünkü baz etkisi de devreye girecek. Dolayısıyla hem öncü göstergeler hem de baz etkisi dikkate alındığında 2017'nin üçüncü çeyreği muhtemelen en yüksek büyümeyi elde ettiğimiz dönem olacak. Dördüncü çeyrekte de yine yüksek büyümeyle Orta Vadeli Planda ortaya koyduğumuz 4,4'lük büyümenin üzerinde bir büyüme gerçekleştireceğimizi şimdiden söyleyebiliriz. Tabi dünyadaki ve Türkiye'deki mevcut koşullar altında."
'YIL SONUNDA İŞSİZLİK VE ENFLASYON ORANI RAKAMLARI TEK HANELİ OLACAK'
Türkiye'nin ekonomik göstergelerin olumlu yönde olduğunu dile getiren Yılmaz, yıl sonunda hem işsizlik hem de enflasyon oranın tek haneli rakamlarda olacağını vurguladı. Enflasyon oranın düşürülmesini hem ekonomik hem de sosyal açıdan önemli gördüklerini belirten Yılmaz, AK Parti'nin fiyat istikrarını sağlamada başarılı olduğunu söyledi.
'YENİ YÖNETİM SİSTEMİ EKONOMİYE KATKI SAĞLAYACAK'
Cumhurbaşkanlığı hükümeti sisteminin, Türkiye'nin ekonomik hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacağını savunan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Yeni yönetim sitemiyle birlikte güven ve istikrarın kurumsal bir güvenceye kavuştuğunu göreceğiz. Cumhurbaşkanımızdan ve AK Parti'den kaynaklanan bir güven ve istikrar yaşıyor Türkiye. Önümüzdeki dönem ise yeni yönetim sistemiyle birlikte artık sistemden kaynaklanan bir güven ve istikrar olacak. Yani sistemin kendisi güçlü ve istikrarlı yönetimleri garanti edecek. Bu durumda ekonomimize güç verecek. Ülkemizin yüksek gelir ligine çıkma hedefine katkı sağlayacak. Kalkınma hedefimize güç verecek bürokrasinin çok daha hızlı çalıştığı etkili çalıştığı ve istikrarla öngörülebilirlik ve beş yılda bir seçimlerin olduğu bir ülke içinde bir siyaset içinde ekonomimiz de inşallah çok da hızlı bir şekilde gelişme imkânı ne kavuşmuş olacaktır."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, 4'üncü dönem toplu sözleşme görüşmelerinde, hükümetle sendikalar arasında gerçekleşen pazarlığa dair şöyle konuştu:
"AK Parti hükümetleri döneminde gerek çalışan kesim gerek asgari ücret bakımından hiçbir zaman enflasyona ezdirilmedi. Bizim genel prensibimiz en az enflasyon kadar bu artışların sağlanması. Birçok yılda da bunun üzerinde paylar verildi. Ücretin yanında sosyal haklarla birlikte çalışanlarımızın refahtan daha fazla pay alması için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz. Kamunun da bir bütçesi var. Bu bütçe içerisinde çeşitli harcamaları ve dengeler var. Görüşmeler devam ediyor. Birinci önceliğimiz çalışanlar ile hükümetin anlaşması. Anlaşma olmaması halinde de Hakem Heyetinde karar ortaya çıkacak. Hepimizin tercihi tarafların anlaşması."