Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi için 2 günlük ziyarette bulunduğu Almanya'nın Hamburg kentinden önceki gece Türkiye'ye döndü.
G20 kapsamında ABD, Rusya, Arjantin, Gine, Meksika devlet başkanları, Almanya, Japonya, İtalya, Norveç, İngiltere başbakanları ile BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Dünya Sağlık Örgütü Başkanı ile ikili görüşmeler; birçok liderle de ayaküstü görüşmeler yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönüş yolunda uçakta Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli'nin de aralarında bulunduğu, gazete genel yayın yönetmenleri ve yazarlarla sohbet ederken G-20 toplantılarını değerlendirdi, soruları yanıtladı:
Bizim ev sahipliğimizde 2015'te Antalya'da yapılan zirvenin ana teması, kapsayıcılık yani küresel adalet idi. Bu konular özellikle gündeme alındı. Afrika açılımımız meyvelerini vermeye başladı. Bizler, ilgilenmenin lafını değil, uygulamasını yapan bir ülke olarak, 2005'i Afrika Yılı ilan etmiştik. Nitekim, kapsayıcılık ve adalet anlayışımızı, gittiğimiz ülkelerde icraatlarımızla da göstermiş, göstermekte olan bir ülkeyiz."
‘KADININ İŞGÜCÜNE KATILIMINDA EN HIZLIYIZ'
"Mesela herkesin 'Donörler toplantısı' deyip hiçbir şey yapmadığı Somali'de bizler, dünyadaki en büyük büyükelçilik binamızı inşa ettik; orada 80 dönüm arazide muhteşem bir projeyi hayata geçirdik. Somali'de üssümüz, yaptığımız hastanemiz ve sağlık elemanları yetiştirme programlarımız da var. STK'larımızın yaptığı birçok yatırımlar da var. Mogadişu Havalimanı'nı bir Türk firmasının yapması, bizim bir Türk firmamızın işletiyor olması önemlidir. Şu anda Somali Devleti, bizim işletmeci firmamızdan yılda 2-2.5 milyon dolar elde ediyor. Kapsayıcılık işte budur, adalet budur.
Kimin ne yaptığının bilinmesi de elbette çok önemli. Örneğin İngiltere'nin hazırladığı bir raporda, şu anda insani kalkınma yardımı konusunda, 6.3 milyar dolar ile ABD ilk sırada görünüyor. İkinci sırada 6 milyar dolar ile Türkiye, üçüncü sırada ise 2.7 milyar dolar ile İngiltere var. Milli gelire kıyasla bir sıralama yapıldığında ise Türkiye birinci sırada. İkinci sırada ise Birleşik Arap Emirlikleri geliyor."
Yaptığınız 12 ikili görüşmeden 'En verimli' diyeceğiniz, en sonuç alıcı görüşmeniz hangisi oldu?
(ABD Başkanı Donald) Trump ve (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin ile görüştünüz, Suriye konusunda son günlerde Türkiye bazı tehditler aldı Afrin'den. Hatta operasyon ihtimaline dair haberler bile çıktı. Bu konu Putin ve Trump ile konuşuldu mu?
Her iki liderle de Afrin, çatışmasızlık bölgeleri dahil Suriye konusunu en geniş kapsamda görüştük. Astana'yı görüştük, aynı şekilde Cenevre sürecini değerlendirdik. ABD Dışişleri Bakanı (Rex) Tillerson, Dünya Petrol Kongresi nedeniyle İstanbul'a geliyor. Onunla da bu konuları detaylıca görüşeceğiz.
Uzun süredir gerek FETÖ gerek PKK/YPG konusunda uluslararası muhataplarınızı uyarıyor; Türkiye'nin çizgisini, mücadelede dayanışmanın önemini anlatıyorsunuz. G-20 kapsamındaki görüşmelerde Batılı muhataplarınızda bir tutum değişikliği gözlemlediniz mi?
Hangisiyle görüşüyorsak bize, "Bununla ilgili her türlü takibi yapacağız" diyorlar. Tabii ki zaman zaman işin yargı boyutunu da önümüze çıkarıyorlar; "Bunların yargıda da takibini yapacağız ama belgeler gerekiyor" diyorlar. Bu konuda Türkiye'deki davaların neticelenmesi, yargının hüküm vermesi büyük önem arz ediyor. Akabinde diğer ülkelere mahkeme kararıyla gidildiğinde işimizin daha da kolaylaşacağını düşünüyorum. Bununla birlikte işin yargı boyutunu beklemeye gerek görmeyen; "Türkiye'ye karşı duranlar bizim de karşımızdadır" diyen ülkeler de var.
‘BAZI HADİSELERDE BATI'DAKİ DURUM MANİDAR'
Basın toplantısında da dile getirdiniz. Büyükada'daki baskının 15 Temmuz'un devamı niteliğinde olabileceğini ima ettiniz. Bunu biraz daha açabilir misiniz? Mesela Türkiye haritası ile yakalandıklarına dair bilgileri mi kastediyorsunuz?
'15 TEMMUZ'DAN SONRA KATAR İÇİN BÖLGEYİ DOLAŞMAK İSTİYORUM'
Katar konusunda Putin ve Trump ile görüşmelerinizde olumlu yaklaşım var mıydı? Çözüm için bir gelişme bekleyebilir miyiz?
Söylenen şey aynı: Diyalog yoluyla çözüm. 15 Temmuz'dan sonra benim özel bir trafiğim olabilir. Bölgeyi tekrar dolaşmak istiyorum. Bölgeye yapacağımız ziyaretle, diyaloğun artmasına belki katkı sağlayabiliriz. Özellikle Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan'a gitmeyi planlıyoruz.
Bununla Türkiye'nin arabuluculuk yapabileceğini mi söylüyorsunuz?
Arabuluculuk görevini Kuveyt üstlenmiş vaziyette. Kuveyt'in arabuluculuğunu biz de destekliyoruz. Benim kastettiğim, taraflar arasında diyaloğun artması için bir katkı sunmak..
‘MİLLETİMİZ DÜNYADA ÖRNEĞİ GÖRÜLMEYEN BİR DESTAN YAZDI'
15 Temmuz'da şehitler verildi, gazilerimiz oldu. Kahramanlar çıktı, hepimizi duygulandıran şeyler yaşandı. Gazi ve şehit hikâyelerinden acaba sizi en çok etkileyen hikâye hangisi?
15 Temmuz'un üzerinden neredeyse 1 yıl geçti. TSK başta olmak üzere kurumlar malum yapının mensuplarından ne oranda temizlenebildi? Bu durum daha ne kadar sürecek?
Zaman verilemez buna. Virüsü iyice temizlemek durumundayız. İşte bu ByLock'larla ortaya çıkıyor, Eagle'larla ortaya çıkıyor, yeni haberleşme programlarıyla ortaya çıkıyor. Virüsü yakaladığımız yerde gerekeni yapacağız. TSK, emniyet, yargı, bakanlıklar, aklınıza neresi gelirse gelsin, kurumlarımızı bu virüsten temizlemezsek yola nasıl devam edeceğiz, devletimizi nasıl ayakta tutacağız? Onun için bu konuda asla taviz yok! Yola kararlılıkla devam…
‘ŞİMDİ BUNLAR MI ADALET ARIYOR?'
‘BU NASIL VİCDANSIZLIK'
Sakarya'da son derece trajik bir hadise yaşandı. Suriyeli hamile bir kadının kaçırılıp tecavüz edilmesi ve 10 aylık bebeğiyle öldürülmesi, hepimizi derinden üzdü…
Suriyeli hanım kardeşimizle ilgili bu olay, tahammül edilebilir bir şey değil. Bu nasıl bir vicdansızlıktır! Bu nasıl bir kalpsizliktir! İnsanlıktan nasibi yok bunu yapanların.
Sosyal medyada Suriyeliler aleyhine kampanyalar yapıldı. Bunların etkisi oldu mu?
Onun Sakarya'daki hadiseyle bir bağlantısı olduğunu düşünmüyorum. Sapıklık bu. Dediğim gibi, bunu yapanların insanlıktan nasibi yok.
Mülteciler konusu G-20'de çok da ön plana çıkmamış gibi. Avrupa Birliği bu konuda sanki isteksiz görünüyor. Böyle bir hava sezinlediniz mi? AB, mülteciler konusunda yükümlülüklerini yerine getiriyor mu?
AB'nin bu konuda yükümlülüklerini yerine getirdiğini maalesef söyleyemem. Bunu kendileriyle konuştuğumuz zaman "Yerine getirdik, getiriyoruz" diyorlar ama doğru söylemiyorlar. Mesela 3 milyar Avro'luk taahhütleriyle ilgili olarak bunun finansını hazırladıklarından söz ediyorlar. Sayın Merkel'e dedim: "Bize böyle bir şey verilmiş değil. Finans olarak hazırladığınızdan bahsetmeniz bir şeyi halletmiyor. Zira böyle bir para gelmiş değil mültecilere." "Proje" diyorlar. Kendilerine açıkça söyledim: "Biz proje safhasını çoktan geçtik. Şu anda projeyi görmek istiyorsanız, gelin Kilis'e, Gaziantep'e, Mardin'e gelin. Tüm sınır boyunda konteynerleri, çadırkentlerimizi gelin görün." Batılılar bu konularda sürekli manevra yapıyorlar, dediğim gibi dürüst de davranmıyorlar.