Grup toplantısını Çamlıdere yol ayrımında yapan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şunlar:
'KENDİM İÇİN YÜRÜMÜYORUM'
- Soruyorum, neden bu yürüyüş. Bu soruyu soruna şunu sormak istiyorum. Sen adaletten ne anlıyorsun? Biri haksızlığa uğradığı zaman mı adaletsizliğe uğradıktan sonra söz edeceksin?
Genel Başkanımız Sn. @kilicdarogluk: Ben #Adalet arayan bütün mağdurlar için yürüyorum. #KılıçdaroğluNeSöyledi
— Yasemin Cankurtaran (@yaseminoney34) June 20, 2017
'ADALETİN OLMADIĞI YERDE İNSAN YOKTUR'
- CHP'ye oy vermiş veya vermemiş, sempati duysun veya duymasın, eğer bir haksızlığa uğramışsa ben haksızlığa uğramışımdır. O nedenle adalete karşı durmak değil, adaleti sağlamak insanlığın görevidir. Ben insan gibi yaşamak istiyorsam, komşularıma, hiç tanımadığım insanlara selam vermek istiyorsam adalet olmak zorundadır. Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Adaletin olmadığı yerde insan yoktur. Bize doğuştan gelen haklarımızı veya anayasal haklarımızı lütuf olarak sunmaya çalışanlar var.
'GEÇMİŞTE FİRAVUNLAR, GÜNÜMÜZDE DİKTATÖRLER SÖYLÜYOR'
- 'Efendim yürüyorsunuz, lütfediyoruz biz size.' Bunu tarihte firavunlar söylerdi, günümüzde de diktatörler söylüyor. İnsan olarak doğdum, benim doğuştan haklarım vardır. Demokratik bir ülkede yaşıyorum, anayasal haklarım vardır. Birisi benim haklarımı bana bir lütuf olarak hatırlatıyorsa ben de ona diktatörlüğünü hatırlatıyorum.
'İKİ 15 TEMMUZ VAR'
- Adaletin olmayacağı nerede ne yapacağız? Sivil itaatsizlik diyorlar, neden izin almadılar. Adaleti savunmak için kimseden izin alınmaz, adalet Allah'ın emridir. Adalet ne zaman çöktü? Adaletin aksaklıkları vardı ama çökmemişti. Birileri adaleti savunuyordu. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra yüz binlerce insan sokağa indi. Kimse niçin sokağa indiniz diye sormadı. Ama bir de ikinci bir 15 Temmuz var. Şunu hiç kimse unutmasın. İki ayrı 15 Temmuz var. Halkın 15 Temmuz'u, bir de Saray'ın 15 Temmuz'u. Halk sokağa indi, demokrasiye sahip çıktı, 249 şehidimiz var. 2301 gazimiz var. Halkın 15 Temmuz'u budur.
#KılıçdaroğluNeSöyledi: "Halkın 15 Temmuz'u ayrıdır, Saray'ın 15 Temmuz'u ayrıdır."
— Mustafa BALBAY (@mustafabalbay) June 20, 2017
'20 TEMMUZ'DA BİR DARBE YAPTILAR'
- Yine bizim tarihimizde bir ilk gerçekleşti. Parlamentoda olsun olmasın, bütün siyasi partileri, bütün medya darbeye onuruyla karşı durdu. Ama geldik 20 Temmuz'a, Saray'ın 15 Temmuz'u. Saray'ın 15 Temmuz'u şudur. Halk 15 Temmuz konusunda aydınlanmasın diye mücadele ettiler. Darbecileri ortaya çıkaralım diye komisyonlar kuruldu. Eski Genelkurmay başkanları, MİT Müsteşarları geldi. Ama en temel iki aktör bu komisyona hiçbir zaman gelmedi.Çünkü Saray'ın 15 Temmuz'unun gerçekleştirenler buna izin vermediler. Hani yeri ve zamanı gelir ya "Gazi Meclis", "Yüce Meclis", e senin iki bürokratın neden gelemiyor buralara? 20 Temmuz'da bir darbe yaptılar, kararname çıkarma yetkisinin hükümete verildiği tarihtir 20 Temmuz darbesi. Bu kanuna CHP karşı çıktı. Sayın Başbakan beni aradı, "OHAL
- Açlık grevi yapan öğretmenlere biber gazından tutun tekme tokata kadar her şeyi yaptılar. En son terörist diye alıp hapse attılar. İkisine de buradan selamlarımızı gönderiyoruz. Eğer bir ülkede 150'den fazla gazeteci hapisteyse kimseye o ülkede demokrasi olduğunu anlatamazsınız.
GnBşk @kilicdarogluk: İşlerini geri isterken hapse atılan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'ya buradan selamlarımı gönderiyorum. #AdaletYürüyüşü
— CHP 🇹🇷 (@herkesicinCHP) June 20, 2017
'DİKTATÖRLER İNSAN DEĞİLDİR, ÇÜNKÜ TÜM VİCDANLARINI YİTİRMİŞLERDİR'
- Bütün muhalifleri susturmak bu mudur? Bu adaleti çökerttiniz. Hele hele bundan sonra adaletten söz edecekler mi işverenler? Şüpheyle bakıyoruz, büyük bir endişe içindeler. Bunları yapanlar, dikta yönetiminde görev başında olanlardır. Yani diktatörlerdir. Diktatörler insan değildir, çünkü bütün vicdanlarını yitirmişlerdir. Herkesi ama herkesi ölüme mahkum etmekten özel bir zevk duyarlar. Değerli arkadaşlar, bana bir söz verilmişti. Ben, kendileriyle görüşürken dedim ki; 249 şehidimiz var. Doğrudur. Linç edilen 3 tane de askerimiz var. Linç edilmiş, onların da hakkını savunmalıyız. O asker darbe yapamaz ki, rütbesi yok adamın.
'SAYGIDEĞER AYM ÜYELERİ NİYE KARAR VERMİYORSUNUZ?'
Bu arada bir konuya daha değinmek isterim; AYM. AYM 20 Temmuz darbesinden sonra sınıfta kalmıştır. AYM'nin saygı değer üyelerine seslenmek isterim. Neden karar vermiyorsunuz? Eski kararlarınıza neden sahip çıkmıyorsunuz? Eski kararlarınızın arkasında neden dik durmuyorsunuz? Milletvekilleri hapisteyken niye sessiz duruyorsunuz? Milli irade, milli irade diyenlere neden 'Siz milli iradeyi hak etmiyorsunuz' diyemiyorsunuz? Eğer diğer hakimlerin yaptığı gibi siz de çay toplamaya meyilliyseniz söyleyecek bir şey yok. Ama yok biz hukuk okuduk, adalet dağıtacağız, onurluyuz diyorsanız Saray'a bakmayın. Onurunuzla durun. Biz de size saygı gösterelim. Ve bu saygıyı biz size göstereceğiz, siz de kararınızı verin, bekliyoruz.
'MAHKEMELERE TALİMAT VERİLDİĞİNİ İSPAT EDERSEM İSTİFA EDECEK MİSİN?'
- Efendim darbecilerin bir özelliği daha var yalan söylediklerine inanmazlar. Geçenlerde biri demiş ki, anayasanın 138. maddesi var. Ne diyor okuyayım; hiçbir organ, hiçbir makam, hiçbir merci yargı kararlarının uygulanmasında tavsiye ve telkinde bulunamaz. Ben buna uyuyorum, böyle bir yetkim de yok benim. Bu düzenleme iktidar sahipleri için getirilmiştir. Şimdi ben buradan açık ve net çağrı yapıyorum. Bana 138. maddeyi hatırlatan beyefendiye çağrı yapıyorum; senin hükümetinin mahkemelere genelge gönderdiğini ben ispat edersem, onurlu ve namuslu bir şekilde istifa edecek. Evet, bir daha söylüyorum. Senin ve hükümetinin hakimlere, mahkemelere talimat verdiğini ispat edersem ben, sen namuslu bir insan gibi görevinden istifa edecek misin? Ben de şu sözü veriyorum, ben ispat edemezsem siyaseti bırakacağım.
GnBşk @kilicdarogluk: AKP Gn. Başkanına sesleniyorum: Senin ve hükümetinin mahkemelere talimat verdiğini ispat edersem, istifa edecek misin?
— CHP 🇹🇷 (@herkesicinCHP) June 20, 2017
'DİKTATÖRLERİN İÇ DÜNYALARINDA KORKU VARDIR'
- Yanlışı varsa söyleriz. Neden geldin iktidar oldun demeyiz. Şimdi adalet yürüyüşüne başladık, bir sürü hakaret. Sözde cumhurbaşkanı, koltukta oturuyor, bir sürü laf ediyor. Ben kendisiyle muhatap olmak istemiyorum. Kendisinin bulunduğu konum farklı bir konum. Namusun varsa gel karşıma, senin televizyonunda tartışalım. Medeni iki insan gibi oturalım, sen de konuş adaletten, ben de konuşayım adaletten. Sen konuş taşeronlardan, ben konuşayım. Benim bildiğim diktatörler çok da korkmaz, ama iç dünyalarında korku vardır. Niye gelmiyorsun? 'Efendim sen benim dengim değilsin' diyor bazen. Bakın bu konuda, bunu iddia edecek kişi aslında benim. Ama olsun, onun gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için bu tartışmaya katlanıyorum ben. Madem öyle diyorsun, niye üç öğün bana sataşıyorsun. Gel, otur karşıma millete ders nasıl verilirmiş ben ona göstereceğim. Efendim bütün bunlar niye oluyor, size bir sır vereyim kimseyle paylaşmayın. Bütün bunlar, 2019'un korkusu nedeniyle oluyor. Korkuyor. Ya koltuk giderse? Ya arkadaş, koltuk kimseye baki değildir. Koltuğun hakkını vereceksin, kul hakkı yemeyeceksin. Sen kul hakkı yiyorsun, koltuğun hakkını vermiyorsun. Biz bu yüzden sokaklardayız.
- Haksızlıklara karşı susan dilsiz şeytandır. Biz asla haksızlıklara karşı susmayacağız.