Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi'ndeki mahkeme salonunda görülen duruşmada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı rehin alındığında Fetullah Gülen ile görüştürmek istediği iddia edilen eski Tuğgeneral Evrim savunma yaptı.
'AKAR'I TSK'DA İKNA EDEBİLECEK SON KİŞİYİM'
Akar'ı ikna edecek ekip içinde yer aldığının iddia edildiğini belirten Evrim, "Birbirini daha önceden tanıyan kişiler birbirini ikna edebilirler. Ben daha önce Genelkurmay Başkanı ile hiç tanışmadım, aynı ortamda hiç bulunmadım. Dolayısıyla kendisini ikna edebilecek TSK'daki en son kişiyim" savunması yaptı.
Savunmasına TSK'daki kariyerini ve yaptığı kritik görevleri anlatarak başlayan sanık Evrim, üzerine atılı suçları kabul etmediğini belirterek, şunları söyledi:
"15 Temmuz'da MİT 14.00-15.00 sıralarında darbe yapılacağına ait istihbarat alıyor. Genelkurmay Başkanı saat 17.00 sıralarında durumdan haberdar ediliyor. Personelin birliklerinden çıkmama veya tüm personelin birliklerine çağrılma mesajı çekilseydi önlenebilecek darbe girişimi, gereken bir kaç basit önlem alınmadığı için önlenmiyor. Önlenemediği gibi bir sürü yurttaşımız yaşamını yitiriyor ve yaralanıyor. Darbe ihbarı 14.00 sıralarından alınmasına rağmen Cumhurbaşkanı eniştesinden, Genelkurmay Başkanı iddianameye göre Mehmet Dişli'den, diğer komutanlar kendilerini derdest edenlerden öğreniyor. Bu nasıl iştir?"
'DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI DARBE YAPILACAĞINI SAAT 19.30'DA BİLDİĞİNİ İTİRAF ETMİŞTİR'
'TBMM DARBE KOMİSYONU'NDA İFADE VERMEK İSTERDİM'
Adil Öksüz'ün 'Hava Kuvvetleri imamı' olduğunun iddia edilmesine rağmen darbe sabahı bırakılmasını sağlayan kişiler hakkında neden 7 ay sonra işlem yapıldığı ve komutanları izleyen istihbarat birimlerinin bu kişiyi neden izlemediği sorusunu soran Evrim, TBMM'de kurulan Darbe Komisyonu'nun siyasilerin gölgesi altında kaldığını ileri sürerek, "Ben şahsen orada ifade vermeyi çok isterdim. Keşke davet edilseydim" dedi.
'ÖNCEDEN HAZIRLIK YAPILMADAN BU KADAR HIZLI NASIL REAKSİYON GÖSTERİLDİ'
Başbakan Binali Yıldırım'ın 15 Temmuz gecesi bir televizyon kanalının canlı yayınındaki 'Bir kalkışma olduğunu, devletin emanet ettiği silahları vatandaşa karşı kullanan bir takım gruplar olduğunu, bu grupların kim olduğunu, amaçlarını kısa sürede anlayıp, gereğini yapacağız' açıklamasını hatırlatan Evrim, şöyle devam etti:
'İDDİANAMEDE SİYASET AYAĞI EKSİK KALDI'
TSK'nın iddianamede belirtilenin aksine FETÖ ile mücadeleye devam ettiğini belirten Evrim, "Siyasiler ancak 17-25 aralıktan sonra TSK çizgisine gelebildi. Bu tarihten sonra TSK personelinin hukuksuz şekilde fişlendiği, darbenin bilinmesine, haber alınmasına rağmen, engellenmediği, darbe girişimi sürerken ve hemen sonrasında teamüllerin çok üzerinde bir süratle darbeye karışan, karışmayan, her kesimden ve meslekten yurttaşımıza karşı işleme başlandığı ve iddianamelerde bir tek siyaset ayağının eksik kaldığı ve bu davalardaki tüm askerlerin aynı suçtan yargılanmasının makul olmadığını dikkatinize sunuyorum" dedi.
'İNTERNETTE BİLE DARBE PLANLARI VARKEN BU KADAR ACEMİ DARBE PLANINA AKIL SIR ERDİRMEK ZOR'
Askeri yönden tecrübelerine dayanarak, darbe girişimini değerlendireceğini anlatan Evrim, mesleği boyunca kriz ve savaş durumu anlarında önemli planlamalarda bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
'DARBEYİ PLANLAYAN HERHANGİ BİR TSK PERSONELİ BU HATALARI YAPMAZDI'
Yapılan planlamanın TSK'nınkiyle uyuşmadığını tekrarlayan Evrim, şöyle devam etti:
'KOMUTANLAR MADEM Kİ DARBECİ NEDEN O GÜN DÜĞÜNE KATILDILAR?'
Evrim, ayrıca darbenin merkezi olan Ankara'da kullanılan zırhlı araç sayısının da mantığa sığmadığını sözlerine ekledi.
'AYNI HATAYI SİVİLLERİN DE YAPMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜ'
Komutanların yaptığı hataların aynısını sivillerin de yaptığını söyleyen Evrim, "Gece yarısı Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümen Komutanlığının nizamiye çıkışına belediye ve devlet kurumlarına ait iş makineleri, kasalarına ağırlıklar yüklenerek darbenin başlamasından hemen sonra muhteşem bir süratle park ediliyor. Böylece buradan çıkacak olan 5-6 tankın çıkması engelleniyor. Ancak siviller de askerler gibi 28. Mekanize Tugayı'nın darbede kullanılacağını atlıyor. Buradaki zırhlı araçların darbede kullanılacağını öngöremiyorlar. Aynı hatanın hem askerler hem de siviller tarafından yapılmasını sizin taktirinize bırakıyorum" dedi.
'MECLİS BİNASININ NEDEN BOMBALANDIĞINI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL'
Uçakların Meclis'i, Emniyet Müdürlüğü'nü ve kavşakları bombalamasının darbeye ait hedeflerin ele geçirilmesi amacına ve vazifenin başarılmasına hizmet etmediğini dile getiren sanık Evrim, "Meclis binasının neden bombalandığını anlamak mümkün değildir. Sadece bu binayı yıkmak için bile yaklaşık 35-40 adet F-16 uçağının kullanılması gerekir. Kaldı ki meclis sabaha karşı darbenin başarısız olduğunun anlaşıldığı saatlerde bombalanmıştır. Dolayısıyla darbede kullanılan F-16 sayısı, bombalanan hedefler, bombalama zamanları dikkate alındığında F-16 uçaklarının darbeden ziyade kamuoyu oluşturacak şekilde kullanıldıkları anlaşılmaktadır" diye konuştu.
Darbe girişiminde, TSK sistematiği dışında bir planlama yapıldığını anlatan Evrim, şu savunmayı yaptı: "Bu darbede Ankara ağırlık merkezi olması gerekirken diğer şehirlerde gereksiz faaliyetler yapılarak kısıtlı kuvvetler dağıtılmış, merkezde başarısız olmanın önü açılmıştır. Darbeye akşam saatlerinde başlanması da bu darbenin ne kadar amatörce planlanıp uygulandığını gösteriyor. İddianamede darbe girişimine 8 bin kişinin katıldığı belirtiliyor. Bu sayı TSK'daki personelin yüzde 2 veya 3'üne tekabül ediyor. Bu kadar hayati faaliyette tüm herkesin kullanılması gerekmez miydi? Emniyet teşkilatında sayıları 10 binleri bulan personelin de darbede kullanılması beklenmez miydi? Darbeyi planlayanlar bu kadar FETÖ'cü olduğunu bilmiyorlar mıydı? Kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış bir örgütün, ölüm kalım mücadelesi için uyuyan hücreleri uykularında bırakması da yine planlamaya ait amatörlüğü göstermektedir. Bu darbeyi planlayan herhangi bir TSK personeli bu hataları yapmazdı. Darbede asli muharebe aracı tank, Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT) veya Zırhlı Muharebe Aracı'dır(ZMA). Ankara'da iddianameye göre 15 tank ve iki ZPT kullanılıyor. Bu sayılar Ankara'da bulunan tank ve ZPT sayısının yaklaşık yüzde 10'u. 29 Ekim tören geçişlerinde bile daha fazla tank ZPT ve ZMA kullanılıyor. Bu kadar az sayıda tank ile bu darbenin yapılamayacağını anlamak için asker olmaya gerek yok. Darbenin başlamasından 5 saat sonra asıl muharebe silahları ancak sahaya çıkabiliyor. Savaş uçaklarının sadece yüzde 8'inin o gece uçması bile darbe planlamasındaki sorunu gözler önüne seriyor. Acaba planlayıcılar F 16'ların özelliklerini, imkan ve kabiliyetlerini bilmiyorlar mı? Sadece uçakların bombalamasıyla hangi darbe başarıya ulaşmıştır? Bu darbe gerçekten iş bilmeyen kişilerce mi planlanmıştır, yoksa gerçekten başarısız olmak üzerine mi bina edilmiştir?"
15 Temmuz sanığı eski Akıncı Üssü Komutanı: 29 Ekim kutlamalarında bile daha çok tank kullanılıyorhttps://t.co/LjvX1rXNJC pic.twitter.com/GGHYRSJ2iG
— T24 (@t24comtr) May 29, 2017
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tatil yaptığı Marmaris'te ele geçirilmesi için yapılan planlamayı değerlendiren Evrim, şunları kaydetti:"Cumhurbaşkanının darbeciler tarafından ele geçirilmesi şah, mat hamlesidir. Dolayısıyla en mükemmel planlamanın bu faaliyetlerde olması gerekirdi. Cumhurbaşkanının Marmaris'te tatil yaptığı, yer konusunda sıkıntı yaşanacağı durumda Amerikalılardan yardım alınacağı belirtiliyor. Daha planlamanın başında yer konusunda sıkıntı yaşandığı ortadadır. Yer tespitinin yapılmadığı, İHA sistemleri ile bölgenin havadan gözetlenmediği, tatil köyüne giriş çıkışların kontrol altında tutulmadığı, herhangi bir dinleme faaliyeti yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu tedbirleri ortalama düzeydeki bir vatandaşın bile düşünmesi gerekirken, bu önemli harekatın eksik yapılması anlaşılır bir durum değildir. Cumhurbaşkanının yeri bulunmadığı zaman Amerikalılardan yardım talep edilmiş midir? Bu konu iddianamede yer almıyor. Bu darbenin Amerikalılar ile bağlantısı nedir? Hangi Amerikalılar bu darbeye yardım etmek istemiştir?"
'DARBENİN EN KRİTİK HAMLESİ HOLLYWOOD YAPIMI BİR KOMEDİ FİLMİNE BENZEMEKTE'
Evrim, "Darbenin en kritik hamlesi Hollywood yapımı bir komedi filmine benzemektedir" diye de ekledi.
Savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, o gece güvenlik kameralarınca kaydedilmiş görüntülerden elde edilen fotoğraflarını gösterdiği Evrim, bir fotoğraftakinin kendisi olduğunu ancak diğerlerinin kendisini 'andırdığını' söyledi. Mahkeme Başkanı Dik'in, "Darbe girişimi gecesi Akıncı Üssü'ndeki sivil sanıklardan Kemal Batmaz'a 'sen kimsin' diye neden sormadın?" sorusuna, Evrim, "Kendisini hiç tanımıyorum" karşılığını verdi.
Duruşma savcısı da Evrim'e 15 Temmuz gecesi Akıncı 4. Ana Jet Üssü'nün kameralarına yansıyan, Adil Öksüz'le darbeyi yöneten FETÖ'cü Kemal Batmaz ile selamlaştığı yönündeki görüntüleri sordu. Savcının, görüntülerde Batmaz'a yönelik cephe selamı verdiğinin gözüktüğünü ifade etmesi üzerine Evrim, "Ben öyle bir selam vermedim. Ben gittiğimde bu video bana savcılık tarafından gösterilmedi. Gösterilseydi vermediğimi söylerdim. Kendisine asla ve asla cephe selamı vermedim" dedi.