Sözcü'den Asuman Aranca'nın haberine göre Evrim, kendisinin de 3 silahlı şahıs tarafından rehin tutulduğunu öne sürerek, "İstediklerini yapmak dışında başka bir çarem yoktu. O gece Akın Paşa'yı sol ayağının topuğundan vurdular" dedi. "Hava Kuvvetleri komutanı aradı, ikimizin de can güvenliği olmadığını söyledim. 80 kişilik bir grup bizi teslim aldı. Yurtta Sulh Konseyi'nin adını TV'de duydum. Akın Öztürk'ün herhangi bir talimat verdiğini de görmedim. Paşanın damadı Hakan Karakuş, Diyarbakır'dan gelen pilotlar ile birlikteydi. FETÖ/PDY ile kesinlikle bir bağlantım yok'' dedi ve şunları söyledi:
‘BEN DE REHİNDİM'
O gün beni 3 silahlı şahıs rehin aldı. Saat 01.30 sıralarında karargahtaki odama yanımda bulunan 3 kişi ile birlikte geçtim. Bu şahıslar 2. Başkan Yaşar General, Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve şu anda ismini hatırlamadığım üst düzey rütbesinde komutanları aldıklarını söylediler ve Genelkurmay Başkanı'nı benim odama getirdiler. Beni makam odasından çıkardılar. Genelkurmay Başkanı'nın yüz kısmında hafif kızarıklık vardı. Karargah içerisinde silahlı kişiler çok fazla sayıda vardı. İstediklerini yapmak dışında başka bir çaremiz bulunmamaktaydı" dedi.
Akın Öztürk de darbeciler tarafından etrafı sarılı biçimde Genelkurmay Başkanı'nın bulunduğu odaya getirildi. Sabah 9.00 sıralarında Genelkurmay Başkanı'nı helikopter ile götürdüler. Genelkurmay Başkanı'nı çıkardıktan sonra Akın Paşa'yı da odadan çıkardılar. Hatta Akın Paşa sol ayağının topuk kısmında mermi isabet ettiğinden yaralanma olduğunu söyledi. Öztürk'ün herhangi bir talimat verdiğini görmedim.
15 Temmuz tarihinde Harekat Komutanı'm Albay Ahmet Özçetin tarafından gece saatlerinde PKK'ya yönelik iç güvenlik harekatı yapılacağını, uçakların hazırlanması gerektiğini, Diyarbakır'dan uçakların üssümüze geleceğini söyledi. Bizde böyle rutin uygulamalar olduğu için bu durumu sorgulamadım ve uçakların hazırlanması emrini saat 14.00 sıralarında Bakım Komutanı Binbaşı Ersin Eryiğit'e verdim.
‘DİYARBAKIR'IN UÇAK VE PİLOTLARININ DA FİLODA OLDUĞUNU GÖRDÜM'
Akşam 19.00 sıralarında ben üste bulunduğum sırada uçakların hazır olup olmadığına bakmak amacıyla dışarı çıktığımda rutinin dışında bir hareketlenme olduğu, 141. Filo'nun bulunduğu yerde sivil giyimli birkaç şahsın olduğunu gördüm. Diyarbakır'ın uçak ve pilotlarının da filoda olduğunu gördüm. Sonra uçaklar havalanmaya başladı. TV'lerden Ankara ve İstanbul'daki olayları izlerince bir sıkıntı olduğunu anladım ve 141. Filo'ya 22-23.00 gibi gittiğim sırada bir anda etrafımda sivil ve resmi kıyafetli silahlı askerler sardı. Harekat merkezi 143. Filo gazinosuydu. Eylemleri buradan yönetiyorlardı.
‘CANIMIZ TEHLİKEDE' DEDİM'
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal beni cep telefonumdan aradı, Ankara'da neler olduğunu sordu. Ben de Akıncı Üssü'nden kalktığını, benim ve kendisinin can güvenliği olmadığını söyledim. Yakalanan üst düzey komutanlar üsse getiriliyordu.
Yanımda bulunan şahıslar 2. Başkan olan Yaşar General'in olduğunu, Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı'nı aldıklarını söylediler ve Genelkurmay Başkanı'nı benim odama getirdiler. Yanında kendi koruma ekibi ile tanımadığım başka şahıslar vardı. İstediklerini yapmak dışında başka bir çaremiz bulunmamaktaydı. Akın Öztürk'ü de Genelkurmay Başkanının bulunduğu odaya etrafı sarılı şekilde getirdiler.
‘KONSEYİ TRT'DEN DUYDUM'
‘FETÖ İLE BAĞLANTIM YOK'
FETÖ/PDY ile kesinlikle bir bağlantım bulunmamaktadır. Fethullah Gülen'i veya başka bir örgüt yöneticisini tanımamaktayım. Bunların işletmiş olduğu dershanelere gitmedim, yurtlarında kalmadım, evlerine gitmedim, bunlarla ilgili haberleri basın ve bize iletilen istihbarat bilgilerinden biliyorum. 1984 yılında Harp Okuluna girdiğim sırda ailem Ödemiş'te ikamet etmekteydi. Ben sınavlara İstanbul'da girdim. Ailem halen Ödemiş'te ikamet etmektedir. Benim kesinlikle böyle bir örgüt ile bağım bulunmamaktadır. Üssü ele geçiren grup ile anlaşılması üzerine askeri savcılık ile birlikte gelen kuvvetler beni de teslim aldılar. Suçlamaları kabul etmiyorum.