Derginin aktardığına göre, bundan sonraki süreçte Erdoğan, başarısında büyük etkiye sahip olan toplumu kutuplaştırma politikasını daha fazla derinleştirecek.
Odatv'nin aktardığına göre, analizin en ilginç yanı, bu ucu ucuna gelen galibiyetin nedeni olarak kendisinin eylemlerinde yeterince ileri gitmemiş olduğunu düşünerek Erdoğan'ın muhaliflerine karşı eylemlerinin dozunu arttırabileceği olasılığına dair yapılan öngörü.
'BASKININ ŞİDDETİ ARTABİLİR'
Referandum sonucunu yorumlayan Foreign Affairs, bu tablonun Türkiye'yi her zaman olduğundan daha fazla bölünmüş gösterdiğini de sözlerine ekliyor. Muhalefetin seçim sonucuna şimdiden itiraz etmeye başlamasının da dikkate değer olduğu söylenirken, elde edilen sonucun ülkenin siyasi ve sosyal dokusuna zarar verme potansiyeli olduğunun altı çizilmiş.
İstanbul ve Ankara'nın kaybedilmesinin, Erdoğan açısından başta Gülenciler ve Kürtler olmak üzere, devlet memurları, gazeteciler ve akademisyenler üzerindeki baskıyı arttırmaya yönelik daha ağır bir sürece dönüştürülebileceği uyarısında bulunulurken, baskının şiddetinin azalmak yerine artabileceğine dikkat çekiliyor.
'GECE YARISINDAN ÖNCEKİ KARANLIK'
Erdoğan'ın bu süreçte bölünmenin önüne geçmek için köprüler inşa etmek yerine, muhaliflerini sarp kayalıklara ve uçurumlara doğru sürüklemeyi tercih edebileceği, kendi yeni rejim anlayışını desteklemeyen tüm muhalifleri ise 'Türkiye'nin düşmanları' olarak göreceğini söyleyen dergiye göre Erdoğan, başarı ya da yenilgiyi olgunlukla karşılayabilecek birisi değil, daha da fenası referandum sonucu kendisi için her iki sonucu da getirmiş durumda.
FA, analizinin sonunda şu ifadeler kullanılıyor: "Güneş doğmadan önce de hava bir an için karanlık olabilir, fakat Türkiye için, son zamanlardaki karanlık sadece gece yarısından önceki karanlık olarak yorumlanabilir."