HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, referanduma günler kala TRT’de propaganda konuşması yaptı. Kaya, 16 Nisan’da ‘hayır’ oyu verme çağrısı yaparken “Ne kadar vicdanlıysak, o kadar insanız” dedi.
Kaya’nın konuşması şöyle:
'BAŞKALARINA 28 ŞUBAT'I YAŞATANLARIN, HAKKIN KARŞISINDA YERLERİ NE OLACAK?'
Dünün 28 Şubat darbecileri, halkın vicdanında, mağlup ve mahkûm oldular. Şimdi başkalarına 28 Şubat’ı misliyle yaşatanların Hakkın karşısında, tarih ve vicdan karşısında, yerleri nasıl olacak?
'MİLYONLARCA İNSANIN İRADESİ OLAN SİYASETÇİLERİMİZİN ZİNDANLARDA OLMASI HAKSIZLIKTIR'
Diğer liderler, milletin, bizlerin hakkıyla, meydan meydan mitinglerini yaparken, milyonlarca insanın iradesi olan siyasetçilerimizin, zindanlarda olması bile, başlı başına bir eşitsizlik ve haksızlıktır.
Hangi düşünce ve partiden olursa olsun vicdanı olan insanlarımızın bu yanlışlara 'hayır' diyeceklerini biliyoruz.
'HANİ ATANMIŞLARIN DEĞİL, SEÇİLMİŞLERİN TÜRKİYE'Sİ OLACAKTIR'
Değerli kardeşlerim!
Bugün bir değil, on değil, 80’den fazla belediye başkanı cezaevinde. Seçilmiş 85 belediye başkanının yerine kayyum atandı. Başörtüsü mücadelesi verenlerden biri olan ve Türkiye’nin seçilmiş ilk başörtülü belediye başkanı bile, 2 yıldır hapiste ve yerine kayyum atandı.
Hani, atanmışların değil, seçilmişlerin Türkiye’si olacaktık?
'SADECE 'BENİM BAŞÖRTÜLÜ BACIM' DİYE BU ÜLKENİN KADINLARI AYRIŞTIRILIYOR'
Bugün kadınların, yıllar süren mücadesiyle, bedeller ödeyerek elde ettikleri bütün kazanımlar, gasp ve istismar ediliyor.
'BU ÜLKENİN ACI HATIRALARLA DOLU CEZAEVLERİNDE 50 GÜNDÜR AÇLIK GREVİ DEVAM EDİYOR'
‘Eski Türkiye’de devlet köyleri yakıp yıktı’ diyordu bugünkü yöneticiler.
‘Yeni Türkiye’de, tank ve topla yerle bir edilen şehirler, ilçeler. Evinden, yurdundan edilen, on binlerce aile. İşsiz bırakılan binlerce akademisyen, gazeteci, kamu emekçileri ve nicelerinin durumu, adalet ve vicdan ile izah edilemiyor.
Bu ülkenin acı hatıralarla dolu cezaevlerinde, OHAL sürecinde yaşananları da halkımıza anlatmıyorlar. Ülkenin barışı ve huzuru için, 50 günü aşkındır açlık grevi devam ediyor. Hiçbir referandum, hiçbir seçim, tek bir mahpusun canından önemli değildir. Bu görmezlik ve duyarsızlık kabul edilemez.
'İNSANLARIMIZ BUGÜN GÜZEL VE İYİ OLAN NE VARSA KAYBETMEKLE KARŞI KARŞIYADIR'
Hepimiz görüyoruz ki, insanlarımız bugün doğru, güzel ve iyi olan ne varsa kaybetmekle karşı karşıyadır.
Bir tek kişinin kararları ile ülke yönetilemez. Bir tek kişi hem cumhurbaşkanı, hem başbakan, hem başkomutan, hem baş yargıç olamaz.
'ADALET HİÇBİR ZAMAN SARAYLARDAN ÇIKMAMIŞTIR'
Hakk için de, halk için de, ‘adalet’ hiçbir zaman, saraylardan çıkmamıştır, çıkamaz.
Evi, halktan ayrı olan, Hak’tan da ayrılmıştır.
Adı ne olursa olsun saraylar birdir ve saraylardan adalet beklenemez.
'HEM SARAYDAN HEM HAK'TAN YANA OLUNMAZ'
Gelin! Yüzümüzü saraylara ve saltanata değil, hakka, adalete, vicdana ve kardeşliğe çevirelim. Hayır diyelim.
Bizler, ne kadar vicdanlıysak, adalete, ne kadar sahip çıkarsak, o kadar insanız.
'HAKK OLAN 'ÖLÜM DEĞİL ÇÖZÜM' DEMEKTİR'
İnsani ve vicdani olana yakışan, öldürerek, sürerek, hapsederek, aç bırakarak değil, yaşatarak, konuşarak helalleşmektir.
Hakk olan ‘Ölüm değil çözüm’ demektir.
Gelin! Hakkı müdafaa edelim ve ölümü değil, yaşatmayı kutsayalım.
Gelin! Hep birlikte tekçilik söylemlerine karşı, tekliğin, sadece Yaradan’ın hakkı olduğunu teslim edelim.
'NE KADAR ÇOK SESLİ BİR TOPLUM OLURSAK, O KADAR ALLAH'IN İSTEDİĞİ BİR TOPLULUK OLABİLİRİZ'
Kur'an’da Şûra suresi var. ‘Şûra’ konsey, kurul, meclis demektir. Allah, kendi seçtiği elçilere bile etrafındakilere danışmasını, Şura’dan ortak karar almasını emretmiştir.
Ne kadar çok sesli, özgür, adaletli bir toplum olursak, o kadar Allah’ın istediği bir topluluk olabiliriz.
'SANDIKLARIMIZA VE 'HAYIR'LARIMIZA SAHİP ÇIKALIM'
Mutlaka ama mutlaka sandığa gidip, insani sorumluluğumuzu yerine getirelim.
'Hayır' diyelim ve hepimiz kazanalım. Sandıklara ve 'hayır'larımıza sahip çıkalım.
'Hayır'la kalın. Hak’la kalın."