Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
- Biz hiçbir ayrım yapmadan şu mahalle bana az oy verdi fazla oy verdi hizmetleri bölüştürelim demeden hizmet verdik. Biz her kuruşun hesabını vatandaşa verdik. Bu da bizim namus görevimiz. Aile sigortasını uygulayamazsınız dediler. Onu da belediyelerimizde hayata geçirdik. Yenimahalle Belediyesi de bunlardan biri. Şimdi halk kart uygulaması Yenimahalle'de uygulamaya geçiyor. Herkes kazanacak esnaf, sanayici, işçi herkesin kazandığı sistem.
- 16 Nisan'da parlamenter sistem mi, tek adam sistemi mi bunu oylayacağız. O nedenle sandığa giderken iki kez düşünün.
- Bizim bir logomuz var bir kız çocuğu "Geleceğim İçin Hayır" diyor. Bu kız çocuğu diyor ki bana çocuklara bayramı bu Meclis verdi. Tek adam yönetimi hiçbir zaman olmadı. Erzurum Kongresi tek adam yönetimi var mıydı? Hayır. Her gruptan insanlar Türkiye'yi aydınlığa nasıl çıkarırız düşündü. Bir kişi düşünmedi. Sivas Kongresi… Çok fazla insan bir araya geldi. Manga tartışması vardı. Türkiye'yi mangalar mı yönetsin. Türkiye bağımsız olmasın dediler… Manda reddedilmiştir.
'BU BİR BAYRAK MESELESİ'
- Amasya'da Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları oturuyor konuşuyor. Milletin kaderini milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır denildi. Çünkü Osmanlı'da millet kavramı yoktur. Demokrasi için ağır bedeller ödedik. Artık demokrasimize sahip çıkmak zorundayız. Bu memleket meselesi… Bu bir bayrak meselesi.. Demokrasi meselesi…
- Siyasi görüşlerimiz kimliklerimiz farklı olabilir. Ama bir ortak paydamız var. Vatanımız, bayrağımız ve demokrasimiz… Bize tek adam rejimini dayatıyorlar. Her şeye bir kişi karar verecek.. Her birinizin tek tek sorumluluğu var.
- Ön yargılarımızla sandığa gitmeyeceğiz. Sandığa aklımızla gideceğiz. Şimdi düşünme zamanı… Bütün yetkileri bir kişiye verirsek ne olur? O kişiyi bir kişi kandırdığında bütün devleti ele geçirebilir. Öyle bir yetki veriyoruz ki. Bir sabah kalkıp ben Meclis'i fesih ediyorum yetkisi veriliyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e verilmeyen bir yetkiyi biz bir kişiye veriyoruz. 'Hayır'ı sandıkta çıkaracağız. 'Hayır'lı bir iş yapacağız.
'NASIL MAĞDURSUN KARDEŞİM? MAĞDUR OLAN BİZİZ'
Referanduma dengesiz ve haksız koşullarda gidildiğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
- Devletin forsunu, arabasını, uçaklarını, parasını, televizyonlarını kullanıyorlar. Kendi televizyonları 24 saat yayın yapıyor. Biz, bu vatandaşa gerçekleri anlatmak için sokak sokak kendi imkanlarımızla gezip, anlatmaya çalışıyoruz. Ağrıma giden ne? Devletin forsunu, arabasını, uçaklarını, parasını, televizyonlarını kullanacaksın sonra meydana çıkıp, 'Ben mağdurum' diyeceksin. Sen nasıl mağdursun kardeşim? Mağdur olan biziz. Her türlü engellemeyi yapıyorlar vatandaş doğruları öğrenmesin, diye. Biz doğruları anlatmıyorsak biz yanlış söylüyorsak senin televizyonuna çıkalım, orada medeni insanlar gibi tartışalım. Ben mi yanlış söylüyorum, sen mi yanlış söylüyorsun? Biri konuşuyor, 15 dakika sonra öbürü konuşuyor. Böyle bir referandum olur mu? Hangi eşit şartlarda gidiyoruz? Bütün bunlara rağmen ben bu milletin demokrasiye bağlılığına güveniyorum.