Rusya’nın ‘ihlal’, Suriye'nin ise ‘sorumsuzluk ve ahmaklık’ olarak nitelediği ABD'nin Humus'taki Şayrat Hava Üssü'ne yönelik saldırısının ardından, “Suriye hükümetinin kimyasal silahlı saldırı gerçekleştirdiği yönündeki asılsız suçlamalar, ülkeye yönelik doğrudan bir müdahaleyi hazırlığı mı?” sorusunu gündeme getirdi. Ancak siyasetçi ve uzmanlar, 2011’den bu yana Suriye’ye askeri müdahaleyi destekleyen ve yakın zamanda ABD’ye ‘gereken yapılsın’ yönünde çağrılarda bulunan Türkiye’nin kara harekatı isteğinin karşılığı olmadığı görüşünde.
TAŞ: TRUMP, 'BEN DE BÖLGEDEYİM' MESAJI VERMEYİ AMAÇLADI
Türk hükümetinin ABD’nin İslam coğrafyasını 'yağlama konusunda hevesli' olduğunu söyleyen Taş,“Türkiye Cumhuriyeti Devleti Suriye’ye yönelik yayılmacı, mezhepçi siyasetten vazgeçmeli ve taraflar ortak, barışçıl bir çözüme gitmeli. Suriye halkının kaderini de kendisi belirlemeli. Trump’ın ‘Rusyacı’ olmadığını kanıtlama çabası olduğunu düşünüyoruz. Görünen o ki ABD emperyalist ve saldırgan politikalarını daha da derinleştiriyor. Bu da bölgedeki yangını büyütecektir” dedi.
TAŞ: DEVAMLILIK ARZ ETMEZ
Esad’lı bir Suriye’yi öngördüğünü söyleyen Taş, “Türkiye’nin Müslüman Kardeşler ile birlikte bir bölge yaratma planının hayata geçeceğini düşünmüyoruz. Bir süredir hükümet yanlısı grupların ABD düşmanlığı biraz yumuşadı. Uzun vadede Türkiye hem Rusya hem de ABD ile iyi geçinmenin yollarını arayacak.
PERİNÇEK: SURİYE'YE YÖNELİK HAREKATIN HEDEFİ TÜRKİYE
ABD’nin taktikleriyle Erdoğan’ı yalnızlaştırdığını ifade eden Perinçek “Türkiye, Almanya, İran ve bir çok tarafla kapıştı. Tayyip Erdoğan tutunacağı dalları kesti. Bize düşen ise, Tayyip Erdoğan’a vurarak çözüm aramak olamaz. Türkiye, Tayyip Erdoğan’ı açılım yaptığında, Rusya’ya uçak krizinin arından tepki gösterdiğinde yola getirdi. Türkiye, Tayyip Erdoğan’ı Fırat Kalkanı operasyonunu yapmak konusunda da yola getirdi. Bundan sonra Türkiye, Tayyip Erdoğan’ı yönetecektir” dedi.
Türkiye’nin tek yolunun Rusya, İran ve Suriye’yle ortak bir çizgide yürümesi gerektiğini savunan Perinçek “Türkiye’nin sadece tek bir seçeneği var, ülkenin bölünmesi bir seçenek değil. Vatan bölünmesinden yana mı bölünmeden mi yana olalım gibi iki seçenek söz konusu olamaz. Denklem ortada. Vatan bütünlüğü Suriye, Irak ve İran’la sağlarsınız. Rusya da bunların dostu” diye konuştu.
Perinçek, Türkiye ve Rusya arasında yeniden olumsuz bir sürece girileceği yönünde bir öngörüsü olmadığını ifade etti.
YİĞİT: TÜRKİYE HER YOLU DENİYOR
Araştırmacı ve 'Tekmili Birden IŞİD' kitabının yazarı Hamide Yiğit, Sputnik’e yaptığı açıklamada, Şam’ın kimyasal silah kullandığı iddialar ortaya atılması itibariyle Esad yönetiminin yeniden ABD, İsrail ve Batılı ülkelerin hedefi haline geldiği süreci değerlendirdi.
“Astana Görüşmeleri sürecinde Rusya ve İran’la müttefik gibi görünen aynı Türkiye, ABD’nin güvenli bölgesi teklifine dört elle sarılıp onun yerine Arap ülkeleri turuna çıkarak taraf değiştirdiğinin işaretlerini verdi. Astana süreci, Türkiye için Rusya ile ilişkileri için bir zorunluluktur çünkü ABD’nin kendisini değil terörist ilan ettiği gruplarla yola çıkmayı tercih ettiğinden bu yana Türkiye’nin tavrı ABD ile restleşmek üzerine. Tabii buna rağmen Türkiye, hep desteklediği Suriye’ye yönelik silahlı müdahale ihtimaline dört elle sarılacaktır”.
'MOSKOVA'YI KARŞISINA ALAMAZ'
Ankara’nın kısa vadede Rusya’yı karşıya almayacağı yönünde görüş bildiren Yiğit, “Türkiye eğer NATO ve Amerika’nın kendisini destekleyeceğine inanırsa Rusya ile 2005’te yaşanan krize benzer kriz yaşamayı göze alır. Ancak benim düşüncem, ülkenin sadece tansiyonu yükselten agresif tutumların ötesine gitmeyeceği yönünde. Zira Türkiye, Rusya’yı karşısına alabilecek güçte değil” dedi.