Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı (ÖKK) ele geçirmek isteyen cuntacı general Semih Terzi'yi vurarak, darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir'i öldüren darbecilerin yargılandığı davanın ikinci duruşması sanıkların savunmalarıyla devam etti.
Diyarbakır'da havaalanına giderken otobüste Başbakan Binali Yıldırım'ın darbe teşebbüsüne ilişkin açıklamalarını dinlediklerini, uçakta Ahmet Kemal Yılmaz Yüzbaşı'nın da kendilerine, "İnince bize üniformalı kişiler ateş edebilir, çatışmaya girilebilir" dediğini söyleyen Oğuz, "Başbakanın açıklaması duyup, köprülerdeki hareketliliği de öğrendikten sonra bir gariplik vardı, defalarca sorduk ama kimse bilmiyordu. Herkes kafasına göre yorum yapmaya başladı" diye konuştu.
Oğuz, uçakla Etimesgut Hava Alay Komutanlığı'na indikten sonra hazır bekleyen helikoptere Semih Terzi ile binerek hemen harekete geçtiklerini, kimin hangi helikoptere bineceğine Ahmet Kemal Yılmaz Yüzbaşı'nın karar verdiğini anlattı. Kendi birlikleri ÖKK'ya indiklerini gördüklerinde rahatladıklarını, Zekai Aksakallı ile Semih Terzi'nin bir toplantı yapacağını düşündüklerini söyleyen Oğuz, Halisdemir'in vurulma anını şöyle anlattı:
'MERMİ DELİĞİNİ KAPATTIM'
'ROBOKOP GİBİ DURMAYIN'
'SEMİH TERZİ BİZİ KANDIRMIŞ'
Acil servis yanındaki otoparka geçtiklerini, bu sırada bir aracın bagajına silahlarını bıraktıklarını anlatan Oğuz, bunun üzerine Şahin'in, "Emrimden çıkıyor musunuz?" dediğini, GATA Kurmay Başkanı'nın da "Çocuklara baskı mı yapıyorsun, burada emir veremezsin, sicille mi tehdit ediyorsun?" şeklinde Şahin'e çıkıştığını söyledi.
Hüseyin Oğuz, bu sırada Diyarbakır'dan birlikte geldikleri Başçavuş Barış Batmaz'ın telefonla aradığını, "Biz helikoptere binmedik, özel hava alayda kaldık. Burada kontrolü sağlamaya çalışıyoruz, kendine dikkat et. Ahmet Kemal Yüzbaşı, Zekai Paşa ile görüştü, Semih Terzi hainmiş, bizi kandırmış." diyerek telefonu kapattığını belirtti. Oğuz, telefonda yaptığı konuşmayı Şahin'e çaktırmamaya çalıştığını, bu sırada Kurmay Başkanının Terzi'nin öldüğünü söylediğini, Ali Kapucu'nun gözyaşlarına boğulduğunu ifade etti.
'SEMİH TERZİ HAİN' DEDİ, DONDUM KALDIM'
Ardından kendisini Ahmet Kemal Yılmaz Yüzbaşı'nın aradığını belirten Oğuz, Yılmaz ile aralarında geçen konuşmayı şöyle aktardı: "Bana, 'Söyleyeceklerimi iyi dinle, Zekai Paşa ile görüştüm. Semih Terzi ile Tabur Komutanı Fatih Şahin hain' dedi. Dondum kaldım, 'Ne demek hain, neye göre söylüyorsunuz?' dedim. 'Olayın tam farkında değilsiniz, tabur komutanını vurun emrini veriyorum' dedi. 'Komutanım nasıl vurayım' dedim. 'Ben sana vurma emrini veriyorum' dedi. 'Hastane ortamındayım, siviller var, silahları bıraktık, tabur komutanı hala silahlı, benim bunu yapmam mümkün değil' dedim. O da 'Vurabiliyorsanız vurun, etkisiz hale getirin, onu da yapamıyorsanız onun bulunduğu yerden uzaklaşın, canınızı koruyun, kimseye güvenmeyin' dedi. 5-10 dakika algılayamadım, tabur komutanına sezdirmemeye çalıştım. 15 yıldır tanıdığım Halisdemir, Tugay Komutanını vuruyor, sonra bana sicil amirim ölüme gitme emri verecek komutanım için vur emri veriliyor. Hemen yanımdaki Hasan Aksoy'a anlattım. 'Hasan bir sen, bir ben varız, kimseye güvenmiyoruz, tabur komutanı hainmiş' dedim."
'ARKASINDAN GİDİP KAFASINDAN VURUP YATIRALIM'
Bu konuşmaları Fatih Şahin'in duymamasına çalıştığını ve yanından ayrılmaya karar verdiklerini belirten Oğuz, GATA Destek Kıtaları Komutanı'nın odasına gittiklerini anlattı. Oğuz, bu sırada Ahmet Kemal Yılmaz'ı tekrar aradığını ve "Şahin'in yanından ayrıldık, vurmam veya etkisiz hale getirme gibi bir durumum yok, haberiniz olsun." dediğini, Yılmaz'ın da "Fırsat olursa değerlendir" yanıtını verdiğini kaydetti.
Oğuz, yaralanan Terzi'ye ilk müdahaleyi yaparken hain olduğunu bilmediğini de ileri sürdü.