Ortadoğu ve Güney Asya basınının son günlerde tartıştığı başlıca konulardan biri, eski Pakistan Genelkurmay Başkanı Rahil Şerif’in yeni görevi oldu: Suudi Arabistan, büyük deneyime sahip emekli generali, 39 Müslüman ülkenin terörle mücadeleyi amaçlayan askeri ittifakın başına geçmeye davet etti
‘SÜNNİ ÖRGÜT’ IMAFT
İttifakın başlıca amacının Suriye, Irak, Yemen ve Libya topraklarındaki aşırılıkçılara karşı mücadele olduğu belirtilirken; IMAFT’ya kuruluşunda katılan 34 ülkenin sayısı birkaç ay sonra 39’a çıktı. İran, Suriye ve Irak dışında tüm Müslüman ülkeler ittifaka davet edilirken; bu durum IMAFT’nin ‘Sünni’ bir örgüt olarak yapılanmasıyla sonuçlandı.
‘İslami NATO’ fikri, başından beri birbirine benzemeyen katılımcılar, amaçların farklılığı ve ortak bir düşmanın yokluğu sebebiyle hayal olarak görülürken; teröre karşı mücadele açıklamalar ise ittifakın birçok temel üyesinin doğrudan veya dolaylı olarak terörist grupları desteklediği ve amaçları doğrultusunda kullandığı iddiaları sebebiyle ‘gülüşmelere’ sebep oluyor.
‘SUUDİ ARABİSTAN PAKİSTAN’I YEMEN’E KARŞI KULLANMAYA ÇALIŞIYOR’
İranlı bağımsız uluslararası ve bölgesel politika uzmanı Farzad Ramazani-Boneş, Sputnik’e açıklamasında, Suudi Arabistan’ın son yıllarda ordu sıralarına Pakistanlı askerleri davet ederek Pakistan’ı Yemen’e karşı kullanmaya çalıştığını belirterek, “Ancak Pakistan, Suudi Arabistan’ın yönetimindeki İslam Ordusu İttifakı içinde oldukça soğukkanlı duruş sergiliyor” dedi.
‘ŞERİF, KENDİ TALEPLERİNİ SUNDU’
Suudi Arabistan’ın uzun zamandır Rahil Şerif gibi seçkin ve deneyimli bir generali ittifaka çekmeye çalıştığını söyleyen İranlı uzman, bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
‘İRAN’IN OLMADIĞI BİR BLOK İSLAMİ OLARAK ADLANDIRILAMAZ’
Suudi Arabistan yönetimindeki İslami NATO’nun etkinliğinin neredeyse sıfıra eşit olduğuna dikkat çeken Ramazani-Boneş, şöyle devam etti: “İttifakın birçok üyesi finansal anlamda Suudi Arabistan’a bağımlı ve bağımsız olarak güçlü, etkili oyuncu olamazlar. Üstelik çok farklı amaçlara sahipler, amaç ve ortak düşman konusunda fikir birliği olmayan çok farklı oyuncular var. Bu ittifakta İran gibi önemli bölgesel oyuncuların yokluğu da bu askeri bloğun hiçbir şekilde ‘İslami’ olarak adlandırılamayacağını gösteriyor. İslam dünyasının en azından bir etkili oyuncunun yokluğu, bu blogun etkisinin yüksek olamayacağını gösteriyor.”
‘İTTİFAKIN BAŞARILI OLACAĞINI SÖYLEMEK MÜMKÜN DEĞİL’
İttifakın terörle mücadele olarak gösterdiği amacının dışarıdan çok komik ve naif olarak göründüğünü söyleyen İranlı uzman, “Suudi Arabistan uzun yıllardır böyle bir ittifak planlarını kuruyordu. Hatta bu konu İslam İşbirliği Örgütü toplantısında ele alınmıştı. Ama aslında Suudi Arabistan bu ittifakı kurarak öncelikle kendi çıkarlarını gözetiyor; yani diğer İslami ülkelerin yardımıyla kendi dış politikasını yürütmek istiyor. Bu durumda böyle bir ittifakın, bölgesel krizlerin çözümünde etkili ve başarılı olacağını söylemek mümkün değil” diye konuştu.