Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle;
'BÜTÜN YETKİ BİR KİŞİYE VERİLİR Mİ?
'AYNISINI ADİL ÖKSÜZ İÇİN DE BEKLİYORUZ'
'SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR'
"Anayasa görüşmelerinin birinci turu tamamlandı. Bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyoruz. CHP'ye yakışan bir mücadele verdiler. İç tüzüğün bize verdikleri bütün hakları kullandılar. Hukuka uymadılar, ama her seferinde bunları uyarmak gibi bir görevi yerine getirdiler. Baskıya rağmen, hele hele öyle aymazlar çıktı ki, bir kadın milletvekiline saldıracak kadar kendinden geçenlere rağmen onurla mücadelemizi sürdürdük.
Söz konusu vatansa gerisi teferruattır, bizim mücadelemiz budur. Bizim tarihe karşı sorumluluğumuz var, ülkemize karşı sorumluluğumuz var. Saray'da oda kapma muhalefeti değil, vatan millet bayrak mücadelesi yapıyoruz. Hırslarımızı tatmin etmek için siyasi bir mücadele yapmıyoruz. Ön yargılarımızla siyaset yapmıyoruz. Cumhuriyetten öç alma duygusuyla siyaset yapmıyoruz.
Biz "Ben ve yandaşlarım kazansın gerisi hiç önemli değildir" anlayışıyla siyaset yapmıyoruz. Herkes kazansın, zenginliği eşit paylaşalım. Yoksulluğu bu ülkeden tamamen silelim diye tamamen siyaset yapıyoruz. "Ben hesap vermem, kimse benden hesap soramaz" anlayışıyla siyaset yapmıyoruz. Hesap vermekten kaçan siyasetçinin bu ülkeye faydası yoktur."
'BÖYLE SİYASET YERE BATSIN DİYORUZ'
"Siyaset terörle mücadeleyse hepimiz birlikte yapalım. Ankara'daki beylerin çocukları askere gitmeyecek, Fırat Kalkanı'na gitmeyecek, eksi 35 derecede terörle mücadele etmeyecek, fakir fukaranın çocuğu gidecek. Ve buna da siyaset diyecekler. Böyle siyaset yere batsın diyoruz. Defalarca uyardık, her seferinde uyardığımızda bizi suçladılar. Bir Allah'ın kulu CHP'nin şu konudaki eleştirisi haksızdır diyemez. Bazı yasalar parlamentodan oy birliğiyle çıktı, çünkü doğrunun yanında durduk. Ama yanlışın karşısında durmak da önemli. Siyasiler hata yaparlarsa, bunu halk çeker."
'ERGENEKON, BALYOZ DAVALARINI DÜŞÜNÜN'
Döndük FETÖ davası, devam ediyor, daha açılacak. Siyasi ayağı daha ortaya çıkmadık. Defalarca uyardık, yapmayın dedik. Biz paralel devlet yaratıyoruz dediler, aynı menzile beraber yürüyoruz dediler. Şimdi diyorlar ki "yanıldık, Allah bizi affetsin" Allah sizi affeder de ondan mağdur olan insanlar sizi affedecek mi? Bir milyonun üstünde mağdur yarattılar. Binlerce kişiyi açlığa mahkum ettiler. Yazık günah değil mi? Asıl sorumlu kim? Henüz belli değil. Şimdi gelmişler biz yanıldık diyorlar."
'IŞİD'LE KANKA OLDUK'
Ekonomik sorunlar. Yanlış yapıyorsunuz, dolar her zaman bu kadar bol olmaz dedik. Türkiye kalkınacaksa üreten Türkiye olur dedik. Sen 3 TIR makine halısı gönderirsin, o bir bavul cep telefonu gönderir, senden fazla kazanır. Defalarca söyledik. İşsizlik geldi yüzde 12'ye dayandı. Hiçbir kriz döneminde bu kadar yüksek işsizlik olmamıştı. Faturayı işsizler, onların aileleri çekiyor. Bir evde işsizlik varsa, o evde huzur yoktur. Gerçek rakamlara göre 10 milyonun üstünde işsiz var."
'SÖZDE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'
Bunların sonucunda ne oluyor? Terör aldı başını gidiyor, dolar aldı başını gidiyor, işsizlik aldı başını gidiyor, çiftçi ürettiğinin karşılığını alamıyor, üretici emeğinin karşılığını alamıyor. Hepsinden şikayet var. Hepsi ne olacak bu memleketin hali diye dönüp kendi kendilerine soruyorlar. Derin bir kaygı var."
Türkiye'yi kimin yönettiği belli değil. Bakanlara bakıyorsun, her biri ayrı telden çalıyor. Dışişleri bakanı, aile ve sosyal bakanlığıyla ilgili demeçler veriyor. Kimin ne iş yaptığı belli değil. Uyuşturucu kullanımı almış başını gitmiş, fuhuş almış başını gidiyor, kadına yönelik şiddet almış başını gidiyor, çocuklara cinsel istismar almış başını gidiyor. Gazeteciler 150'nin üstünde hapishanede.
Bu yanlış politikaların Türkiye'ye getirdiği fatura budur. Türkiye bir kuruş değer kaybettiğinde bunun reel sektöre maliyeti 2 milyar 100 milyon lira. Bugüne kadar 168 milyar liralık bir kayıp var. Eski parayla 168 katrilyon. Bununla dört tane GAP yapılırdı, topluma maliyeti bu. Sadece dolar karşısında mı değer kaybediyor Türk Lirası? Suriye lirası karşısında bile değer kaybetti, orada savaş var.
Bu sorunları çözmek için biz yine bütün samimiyetimizle hükümete çağrı yapıyoruz. Kanun mu? Bunlar için bizden ne istiyorsanız desteğe hazırız. İşsizliği bitireceğiz getirin, faizleri indireceğiz getirin. Destek vereceğiz. Ama getiremezler, ne getireceklerini bilmiyorlar. Yönetemiyorsan bırakacaksın kardeşim, yönetemiyorsan istifa edeceksin kardeşim."
'CAMİYE, KIŞLAYA, ADALETE SİYASETİ SOKMAYIN'
Cumhurbaşkanı devletin uyumlu çalışmasını ister. İktidar ve muhalefet arasında temel bir sorun çıktığı zaman, cumhurbaşkanı araya girer. Onun için cumhurbaşkanının tarafsızlığı çok önemli. Cumhurbaşkanı anayasaya yemin etmiştir. Anayasaya sadık kalmasını, ettiği yemine sadık kalmasını isteriz. Bizim ahlakımızda geleneğimizde bu vardır. Hiç kimse kendi iradesini millete milli irade diye dikte ettirmemelidir.
'Efendim ben milletim, ben milli iradeyim' yok öyle bir şey. Hepimiz milli iradeyi temsil ederiz. Milli iradenin ta kendisiyiz. Bunun içindir ki parlamentoda görüşülen anayasanın bazı hükümlerine açık ve net karşı durduk. Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olmamalı, tarafsız olmalı. Gelip yemin edecek, demeyecek miyiz sen x partisinin genel başkanısın, nasıl tarafsız olacaksın?
Cumhurbaşkanı hiçbir gerekçe göstermeden Meclis'i feshedebiliyor. İstediği zaman Meclis'i feshedebiliyor. Bu Türkiye'de kaos yaratmak değil midir? Şimdiki cumhurbaşkanı der ki, ben böyle bir yetki kullanmayacağım. Senden sonraki kullanırsa ne olur?
"Başka, adalete siyaset bulaşmasın dedik. Cumhurbaşkanı, bir partinin genel başkanı olursa, Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinin 12 üyesini kendi belirleyecek. Buradan adalet çıkar mı? AYM'ye güven duyulmaz. Peki biz bunu söylerken bugünü mü düşünüyoruz? Hayır Türkiye'nin geleceğini düşünüyoruz."