'SİYASİ YÖNETİMLER TERÖRE ALIŞTIRDI'
Bursalı, insanların terör karşısındaki psikolojisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "Gamsızlık ve çıldırma noktasının arasında uzun bir ara konaklama yeri var. Bu da alışkanlık. 94'ten bu yana özellikle terörle yoğunlaşmış bir şekilde karşı karşıyayız. Terör hayatımızın bir parçası, ne kadar kabul etsek de etmesek de. Yaşadığımız siyasi yönetimler altında terör bizde bir alışkanlık yarattı ve bunun parçası olduk. İki yıldır sivillerin hedef alındığı ve katledildiği bir duruma girdik. Daha büyük şeyler olamaz diyebilir miyiz? Tabii ki diyemeyiz" şeklinde konuştu. Türkiye'nin içinde bulunduğu noktaya gelmesinin kaynağının Suriye ve Ortadoğu politikaları olduğunu söyleyen Bursalı, "Oradaki savaşın doğrudan buraya yansımasını görüyoruz. Bunun ötesinde Türkiye gerçekten de bu savaşın küresel boyutunu da dikkate almalı. Bir darbe girişimi geçirildi. Bunun nesnel ölçütlerle baktığımızda Batı kaynaklı olduğunu görüyoruz. Rusya ve Amerika arasındaki çekişmenin sürdüğü boyutta Türkiye tam ortada. Reina saldırısında o kadar profesyonel bir katliamcı var ki, ortada bilmediğimiz yardımcıları da olabilir ama çok profesyonel bir saldırı. Bu IŞİD olabilir mi? Yoksa küresel çatışmanın kullandığı profesyonel ajan provokatör olabilir mi acaba?" dedi.
Başkanlık sistemiyle daha otoriter bir rejime gidileceğine dikkat çeken Bursalı; teröre karşı birlik-beraberlik çağrısı yapan iktidarın toplumu kamplaştırmaya devam ettiğini, muhalefete karşı sosyal medya tetikçileriyle saldırılarını sürdürdüğünü söyledi. İktidara yönelik olarak, "Ülkenin yarısının, hatta son anketlere bakılırsa daha fazlasının karşı olduğu başkanlık rejimini Meclis'te tartışmaya bile zaman vermeyecek şekilde geçirmeye, bunu kabul ettirmeye çalışacaksın. Bunlar birbirinin zıddı olaylar. Dur durak bilmeyen bir iktidar yapısı var. OHAL koşullarını sonuna kadar kullanarak ve bunu amacının dışında, diktatörlük aracına dönüştürerek terörden çıkmamız mümkün mü?" ifadelerini kullandı.
'BATI BİZE AKP İKTİDARINI GETİRDİ'
Türkiye'nin NATO-AB ekseninden çıkıyor gibi görünmesine ilişkin, 60 yıldır NATO üyesi olan bir ülke olarak Batı'nın askeri kanadı olmanın dışında özgürlük ve insan hakları bakımından nasıl bir kazancı olduğunun sorulması gerektiğini dile getiren Orhan Bursalı, "Batı bize AKP iktidarını getirdi. Batı sadece askeri kanadın, savaş cephesinin uçbeyi olarak bizi kullanıyor. Bunun ötesinde kalıcı bir şey yok. İki arada bir derede yaşadık. Batı'yla ilişkilerimizin katkısı yok demiyorum. Türkiye, Batı'nın bir askeri kanadı olmaktan, savaş alanında kullanacağı bir ülke konumundan mutlaka çıkmalıdır. Ama başka bir kampın insanı olmak için değil. Her iki tarafla da özgürlük ve bağımsızlık eksenini geliştiren bir politikanın ülkesi olması gerekir." dedi.