Suriye’deki terörist gruplara hava operasyonu düzenlemekle görevli olan Rus Su-24 uçağının 24 Kasım 2015’te, Türkiye’ye göre sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle Rusya’ya göreyse Türk hava sahasına girmemesine rağmen, iki Türk F-16 uçağı tarafından vurulup düşürülmesi ve paraşütle atlayan iki pilottan birinin ölmesi, iki ülke arasında benzeri görülmeyen bir gerilime neden oldu. İlişkiler Rusya tarafından hemen hemen tüm alanlarda askıya alındı.
Rusya 24 Kasım’ın ardından çok kısa bir süre içerisinde Türkiye’ye yönelik bir dizi yaptırım kararı aldı. Bunların arasında Türk vatandaşları için Rusya’ya vizesiz seyahat uygulamasının iptal edilmesi, Rusya ve Türkiye arasındaki tarifeli ve charter uçuşların durdurulması, Rus tur operatörleri için Türkiye’ye tur satışlarının yasaklanması, Türkiye’den bir dizi tarım ürününün alımının durdurulması ve Rusya’daki Türk şirketlerine yönelik kısıtlamalar yer alıyordu. Bu yaptırım kararlarından bazıları hemen uçağın düşürülmesi ardından bazıları da 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girdi.
Bu gerilimden en çok etkilenen alanlardan biri Türkiye'nin turizmden elde ettiği gelirdi. Türkiye'ye gelen Rus turist sayısı 2016’nın ilk altı ayı içerisinde yüzde 87 oranında düşüş gösterdi. İlişkilerdeki gerilimin pek çok yansıması oldu. Bunlardan biri de, 31 dilde yayın yapan Sputnik haber ajansının tüm sitelerine Türkiye’de Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından erişim engeli getirilmesiydi. Sputnik’e Türkiye’den erişmek dört ay mümkün olmadı.
Rusya, ilişkilerin normalleşmesi için uçağının düşürülmesi nedeniyle özür dilenmesini, sorumluların cezalandırılmasını ve tazminat ödenmesini talep ediyordu. Bunlar yerine getirilmedikçe ilişkilerdeki gerilim de devam etti. İlk normalleşme sinyalleriyse mayısta Kremlin’den gelmeye başladı.
MAYIS
İlişkilerde normalleşmenin ilk sinyallerinden biri 27 Mayıs'ta geldi. Rusya lideri Vladimir Putin, Atina'da Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'la yaptığı görüşmede Türkiye ile ilişkileri düzeltmek istediklerini söyledi. Fakat Putin ilk adımın Ankara'dan gelmesi gerektiğinin de altını çizdi. Putin, beklediklerini söylediği ‘ilk adım’ ile Ankara’dan özür dilemesini istediklerini kastediyordu.
HAZİRAN
Ankara 24 Kasım sonrası Moskova’yla ilk resmi teması yazılı olarak haziranda kurdu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binalı Yıldırım, her yıl 12 Haziran'da kutlanan Rusya Günü nedeniyle Rusya’daki mevkidaşlarına birer tebrik mektubu gönderdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e gönderdiği mektupta Rus vatandaşlarının Rusya Günü'nü kutlayıp ‘yakın zamanda Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin hak ettiği seviyeye yükselmesini dilediğini’ söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım da Rusya mevkidaşı Dmitriy Medvedev'e gönderdiği tebrik mektubunda 'iki ülke arasındaki işbirliği ve ilişkilerin, iki halkın ortak çıkarları için en yakın gelecekte gerekli seviyeye ulaşmasını umduğunu' belirtti.
HAZİRAN
İlişkilerin normalleşmesinde en önemli adımsa 27 Haziran'da atıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’e, Türkçeye ’özür dilerim’ ya da ‘affedin’ olarak çevrilebilecek ‘izvinite’ ifadesini içeren bir mektup gönderdi.
Kremlin'den yapılan açıklamaya göre, mektupta şu ifadeler de yer aldı:
"Rus jetini kasten düşürmeyi asla arzulamadık. Hayatını kaybeden pilotun ailesinin acısını kalpten paylaşıyoruz. Rus pilotu öldürmekle suçlanan kişi hakkında soruşturma yürütülüyor. Bir kez daha üzüntümü ve derin başsağlığı dileklerimi ölen pilotun ailesine iletmek istiyorum ve özür dilerim diyorum. Tüm kalbimle acılarını paylaşıyorum. Rus pilotun ailesini Türk ailesi olarak kabul ediyoruz. Verilen acıların ve zararın hafifletilmesi için gerekli tüm inisiyatifleri almaya hazırız."
Bu mektubu Rus lider Putin'in 29 Haziran'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı araması izledi. Bu telefon görüşmesi, 24 Kasım’dan sonra iki lider arasındaki ilk doğrudan temas oldu. İki lider yaptıkları görüşmede ilişkilerin normale dönmesi için adım atmaya ve bir araya gelmeye karar verdi. Rus lider Putin, Türkiye ile dondurulan işbirliği alanlarının yeniden canlandırılması için hükümeti görevlendireceğini söyledi. Bunun ardından ikili ilişkiler beklenmedik bir hızla normalleşmeye başladı.
TEMMUZ
Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayan ilk liderlerden biri Putin oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra bir Rus ajansına verdiği röportajda darbe girişimi sırasında gösterdiği destek için Rusya Devlet Başkanı Putin'e minnettar olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın röportajının bir diğer dikkat çeken noktasıysa Rusya’nın Suriye’deki rolü hakkında söyledikleriydi. Zira Rusya’nın katılımı olmadan Suriye’de bir çözüm bulmanın mümkün olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Suriye'ye barışı getirme noktasında en önemli aktör birinci derecede Rusya'dır. Burada Rusya ve Türkiye beraber adım atmak suretiyle biz bu işi çözmeliyiz diye düşünüyorum.”
Darbe girişimi sonrası Türk yetkililerin kaynak gösterildiği bazı haberlerde 'Rus jetini düşüren pilotun da 15 Temmuz darbe girişimine katıldığı' iddialarına yer verildi. Hükümet kanadından yapılan bazı açıklamalardaysa Rus uçağının düşürülmesinin Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) provokasyonu olduğu kaydedildi.
Daha sonraları Rus uçağının düşürüldüğü operasyonun parçası olan iki pilotun FETÖ’ye yönelik soruşturma kapsamında tutuklandığı haberleri geldi.
TARİFELİ UÇUŞLAR YENİDEN BAŞLADI
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'le birlikte 26 Temmuz’da Moskova'yı ziyaret eden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Rus doğalgazını Türkiye'ye ve Avrupa pazarlarına taşıyacak olan tarihi öneme sahip Türk Akımı projesini hayata geçirmek için siyasi mutabakata vardıklarını söyledi.
Rus uçağının Türk F16'ları tarafından düşürülmesinin ardından Moskova'nın aldığı yaptırım kararlarından birisi de Türk Akımı projesini askıya almak olmuştu.
Bu arada Başbakan Yardımcısı Şimşek, 24 Kasım’dan sonra Rusya'yı ziyaret eden en üst düzey hükümet yetkilisi oldu.
AĞUSTOS
Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile St. Petersburg'da 9 Ağustos’ta yapacağı görüşmeden bir önceki gün yani 8 Ağustos'ta Sputnik'in internet sitelerine uyguladığı erişim engelini kaldırdı.
Sputnik’e 14 Nisan'da getirilen erişim yasağı, TİB tarafından alınan tedbir kararı ile kaldırıldı.
AA: #Sputnik'e erişim engeli kaldırıldıhttps://t.co/mRxm7bqjDV pic.twitter.com/ymkjEI5swW
— Sputnik Türkiye (@sputnik_TR) 8 Ağustos 2016
Türk savaş uçaklarının Rus jetini düşürmesi ardından kötüleşen ilişkilerin bir yansıması da Sputnik’in herhangi bir gerekçe bildirilmeden kapatılması olmuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan darbe girişiminden sonra ilk yurtdışı ziyaretini Rusya'ya yaptı. Uçağın düşürülmesi ardından ilk kez St. Petersburg’da 9 Ağustos’ta bir araya gelen Erdoğan ve Putin ekonomik, siyasi, bilimsel, kültürel ve insani ilişkileri geliştirmek için bir eylem planı hazırladıklarını açıkladı.
Putin “Türkiye'ye yönelik yaptırımları adım adım kaldıracağız” derken, Erdoğan da “İlişkilerin eski seviyelere taşınmasında iki taraf da kararlı” ifadelerini kullandı.
Taraflar atılacak adımları şöyle sıraladı: 24 Kasım sonrası dondurulan üst düzey işbirliği konseyinin yeniden canlandırılması, charter uçuşların yeniden başlatılması, Türkiye’den tarım ürünleri alımına yönelik tedbirlerin ortadan kaldırılması, Türk şirketlerin Rusya'daki faaliyetlerinin önünün açılması, Türk vatandaşları için vizesiz rejimin yeniden yürürlüğe girmesi için görüşmelerin başlatılması.
ERDOĞAN: FETÖ’NÜN İLİŞKİLERİMİZE KASTETTİĞİ ANLAŞILMIŞTIR
Cumhurbaşkanı Erdoğan Rus lider Putin’le gerçekleştirdiği tarihi zirvenin ardından St. Petersburg’da Türk ve Rus işadamları ile bir araya geldi. Erdoğan Konstantinovskiy Sarayı’ndan düzenlenen bu toplantıda Rusya-Türkiye ilişkilerini kastederek, “Fethullahçı Terör Örgütü ve arkasındaki güçlerin ülkelerimiz arasındaki ilişkilere kastettiği anlaşılmıştır” ifadelerini kullandı.
Başbakan Dmitriy Medvedev, Rusya ve Türkiye arasında charter uçuş düzenlenmesine yönelik yasağı iptal eden kararnameyi 28 Ağustos’ta imzaladı. Charter uçuşların durdurulması kararı 24 Kasım’ın hemen ardından 1 Aralık’ta yürürlüğe girmişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 10 Ağustos’ta yaptığı bir açıklamada, Suriye konusunda Türkiye ile Rusya arasında üçlü bir mekanizma kurduklarını açıkladı.
Çavuşoğlu, bu mekanizmada iki ülkenin dışişleri bakanlıkları, istihbarat teşkilatları ve genelkurmay başkanlıklarından temsilcilerin olacağını belirtti. Nitekim yılın geri kalanında iki ülkenin dışişleri bakanları, istihbarat teşkilatlarının başkanları ve genelkurmay başkanları bir dizi görüşme gerçekleştirdi.
SPUTNİK’E ENGEL GETİREN TİB KAPATILDI
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş 15 Ağustos’ta yaptığı bir açıklamada, nisanda Sputnik’e erişim engeli getiren TİB'in kapatıldığını ve yetkilerinin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) devredildiğini açıkladı. Daha sonraları FETÖ’ye yönelik operasyonlarda bir dizi TİB çalışanı tutuklandı.
EYLÜL
İLK CHARTER UÇUŞ
Rusya’dan Türkiye’ye dokuz ay süren aranın ardından ilk charter uçuşu 2 Eylül’de yapıldı. Moskova’dan Antalya’ya düzenlenen uçuşu Royal Flight havayolu şirketi gerçekleştirdi. Uçakta 300’e yakın Rus turist yer alıyordu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova’nın Türkiye’deki darbe girişimi sonrası 28 Eylül’de Komsomolskaya Pravda gazetesine verdiği bir röportajda düşürülen Rus uçağına ilişkin söyledikleri, Moskova’nın, uçağın düşürülmesinin tamamen Türk liderliğinin kontrolünde olmayan bir eylem olabileceği kanısında olduğunu düşündürdü.
Zaharova şu ifadeleri kullandı: "Hatırlatmak gerekir ki Türkiye'deki olay tesadüf değil, kasıtlı eylemdi. Biz ve tüm dünya, Türkiye'de neler döndüğünü şimdi anladık. Kazanın kapağı açılınca, hepimiz son yıl içinde orada yaşananları, Türk yönetiminin hangi koşullarda faaliyet gösterdiğini anlamış olduk. Dolayısıyla Türkiye'de hiçbir şey tesadüfen şey yaşanmadı."
EKİM
PUTİN’İN TÜRKİYE’YE İLK ZİYARETİ
Rus savaş uçağının düşürülmesi nedeniyle yaşanan krizin ardından Türkiye'ye ilk ziyaretini 10 Ekim’de gerçekleştiren Rusya lideri Vladimir Putin'le Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul’da bir araya geldi.
Rusya'nın, Türk-Rus ilişkilerinin normalleşmesi için önemli konulardan biri olarak gördüğü Türk Akımı projesi için imzalar İstanbul'daki bu zirvede atıldı.
Türk Akımı’na ilişkin hükümetlerarası anlaşma, Ankara’nın önceden ısrarcı olduğu gibi bir hat için değil, iki hat için imzalandı. Her biri 15.75 milyar metreküp doğalgaz sevkiyatı kapasiteli olacak hatlardan biri Türk pazarı için diğeriyse Avrupa pazarına yönelik olacak. Türk Akımı’nın inşaatının tamamlanma tarihiyse 2019 olarak açıklandı.
İmza törenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Rusya lideri Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem Türk Akımı hem de Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesini hızlandırmak için çaba harcayacaklarını söylediler.
RUS HÜKÜMETİNDEN TÜRKİYE’DE ÜRETİLEN TARIM ÜRÜNLERE İZİN
İstanbul’daki basın toplantısında Rus lider Putin ayrıca, uçaklarının düşürülmesinin ardından Türk ürünlerine uygulanan kısıtlamaların kademeli olarak kaldırılmakta olduğunu da belirtti. Putin, Rus hükümetinin, Türkiye’de üretilen narenciye ve ‘çekirdekli’ ürünlerin yeniden Rusya pazarına girişine izin verme kararı aldığını duyurdu.
‘Çekirdekli’ ürün sınıfına vişne, erik, kayısı ve şeftali gibi meyveler giriyor; narenciye ürünleriyse portakal, mandalina, greyfurt ve limonu kapsıyor.
KASIM
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık 18 Kasım’da yaptığı bir açıklamada, Türkiye'nin Rusya'yla hava savunma sistemi satın alma görüşmeleri sürdürdüğünü açıkladı.
‘NATO'yla uyumlu bir füze savunma sistemine sahip olmayı ümit etmekle birlikte Rusya'nın bu teklifini de göz ardı etmediklerini’ belirten Işık şunları söyledi: "Bu ihtiyacın giderilmesi için çalışmalar sürdürülüyor. Bu, tek boyutlu sürdürülmüyor. Sadece Rusya ile S-400 için görüşmüyoruz, bunun dışında bu konuda elinde sistem olan diğer ülkelerle de görüşmeler yapılıyor. Rusya'nın şu andaki tavrı olumlu."
Türkiye, Çin'in kazandığı uzun menzilli füze ihalesini Kasım 2015’te iptal etmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 20 Kasım’da yaptığı bir açıklamada, Türkiye'nin, AB yerine Rusya ve Çin’in başını çektiği Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) üye olabileceğini söyledi. Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye bir defa kendini rahat hissetmeli. ‘Benim için varsa yoksa Avrupa Birliği’ dememeli. (…) ‘Şanghay Beşlisi içerisinde Türkiye niye olmasın?’ diyorum. Temenni ederim ki orada olumlu bir gelişme olması halinde, yani Türkiye’nin Şanghay Beşlisi içerisinde yer alması, bu konuda çok daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklaması, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye'deki olağanüstü hal (OHAL) uygulaması ile demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularında geriye gidiş olduğu gerekçesiyle AB üyelik görüşmelerinin askıya alınması çağrısını oylamaya hazırlandığı bir döneme denk geldi.
Erdoğan’ın bu çağrısına karşısında Rusya Federasyon Konseyi Savunma Komitesi üyesi Aleksey Puşkov'dan "Mantıklı bir adım olurdu" açıklaması gelirken, Çinli yetkililer de Türkiye’nin ŞİÖ’ye üyelik başvurusu yapması halinde bunun değerlendirmeye alınacağını belirtti.
ARALIK
İngiliz Financial Times (FT) gazetesi 1 Aralık’ta Rusya’nın Türkiye aracılığıyla Suriyeli muhalifler ile Ankara’da ’gizli’ görüşmeler yaptığını yazdı. Gazeteye göre, görüşmelerin amacı Halep’teki çatışmalara son verecek bir anlaşmaya varmaktı.
FT'ye konuşan ve adının gizli tutulmasını isteyen bir muhalif, “Ruslar ve Türkler, şu anda ABD olmadan bizimle görüşüyor. Washington bu sürecin tamamen dışında bırakıldı ve Ankara'da neler olup bittiğini bile bilmiyor” dedi.
Gazetenin haberi, Türkiye ile Rusya arasında Suriye konusundaki görüşme ve temasların arttığı bir döneme denk geldi. Nitekim daha sonra Rus Dışişleri yetkilileri de Suriyeli muhaliflerle Türkiye aracılığıyla görüştüklerini doğruladı.
Rus-Türk ilişkilerindeki normalleşme sürecini hızlandırmak için Rusya’ya giden Başbakan Binali Yıldırım 6 Aralık’ta Moskova'da Rus mevkidaşı Dmitriy Medvedev ile bir araya geldi.
Her iki başbakan da ilişkilerdeki problemli sayfanın kapatıldığını belirtip işbirliğinin geleceğine yönelik mesaj verdi. Görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Medvedev şu ifadeleri kullandı: “Ortak bir yatırım fonu oluşturmaya karar verdik. Çeşitli projelere finansman sağlayacak ve üçüncü ülkelerde de ortak projeler üreteceğiz. Yeni bir temele dayanarak ilerleyebileceğiz. Bugünkü müzakereler sürece gerekli ivmeyi kazandırdı. Geçmişten ders çıkarmamız gerekiyor ve pragmatik şekilde ilişkilerimizi normalleştirmeye devam edeceğiz.”
Ayrıca Medvedev, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in katılımı ile yapılacak Rus-Türk üst düzey işbirliği konseyi toplantısının 2017’nin ilk yarısında düzenleneceğini açıkladı.
Yıldırım daha sonra Kremlin Sarayı'nda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından da kabul edildi.
Suriye’de 14 Aralık’ta Halep’in doğu kesimlerindeki militanların ve ailelerinin tahliye edilmesine ilişkin Türkiye ve Rusya'nın arabuluculuğunda bir anlaşmaya varıldı. Halep’in doğu mahallelerinden son konvoyun 23 Aralık’ta ayrılması sonrası Suriye ordusu kentin yeniden tamamen kontrollerine girdiğini duyurdu. Böylece Suriye'nin ikinci büyük kenti Halep'te 4 yıldır süren savaş Rusya ve Türkiye’nin arabuluculuğunu yaptığı bir anlaşma sayesinde sona erdi.
İkili ilişkileri sınayan gün ise 19 Aralık oldu. Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov 19 Aralık’ta katıldığı bir sergide düzenlenen suikast sonucu öldürüldü. Ateş ettikten sonra Arapça ve Türkçe olarak ’Halep'i unutmayın, Suriye'yi unutmayın’ diye bağıran polis memuru saldırgan Mevlüt Mert Altıntaş güvenlik güçleri tarafından vurularak öldürüldü.
Olayın hemen ardından Büyükelçi Karlov'un öldürülmesinin ilişkilerde Rus uçağının düşürülmesi sonrası görülenden daha ciddi bir gerilime sebep olabileceği yorumları yapılırken, bu beklentiler gerçekleşmedi.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i telefonla arayarak bilgi verdi. Erdoğan daha sonra yaptığı açıklamasında, suikastın Rusya ile ilişkilerdeki normalleşme sürecini bozmaya yönelik bir provokasyon olduğunu söyledi. Erdoğan Rus lider Putin’le suikasta ilişkin olarak ortak soruşturma komisyonu kurmak konusunda anlaştıklarını da kaydetti.
Putin de yaptığı açıklamada, Karlov suikastını ‘provokasyon’ olarak nitelendirirken, amacın hem Türk-Rus ilişkilerine hem de Suriye'deki barış sürecine zarar vermek olduğunu belirtti.
Hem Rusya hem de Türkiye dışişleri bakanlıkları suikastı ‘terör saldırısı’ olarak nitelendirdi. Karlov'un, öldürülmeden önce Suriyeli muhaliflerle görüşmeler yaptığının açıklanması da dikkat çeken noktalardan biri oldu.
Moskova’da 20 Aralık’ta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif Suriye konusunda bir görüşme gerçekleştirmek için bir araya geldiler. Karlov’un bir önceki gün suikasta kurban gitmesi önceden planlanmış olan bu üçlü toplantının iptaline sebep olmadı.
Hatta Rusya, Türkiye ve İran dışişleri bakanlarının Suriye ile ilgili yaptıkları ilk üçlü görüşmenin sonuçlarının açıklandığı basın toplantısı gerçekleşirken, aynı zamanda Karlov’un cenazesinin ülkesine gönderilmesi için Ankara Esenboğa Havalimanı’nda bir tören yapılıyordu.
Rusya, Türkiye ve İran dışişleri bakanları Suriye konusunda ‘Moskova Deklarasyonu’ olarak tarihte yerini alacak olan, ortak bir bildiri kabul ettiklerini açıkladı. Üç ülkenin dışişleri bakanları Suriye'de ateşkesin genişletilmesi ve hükümet ile muhalifler arasında barış görüşmelerinin yeniden başlaması konusunda anlaştı.
Üç ülke, Suriye hükümeti ile muhalifler arasında sağlanacak barış anlaşmasının garantörü olmayı da kabul etti. IŞİD ve ismini Fetih el Şam olarak değiştiren El Nusra Cephesi ise ateşkes mutabakatına dahil edilmedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov düzenlenen ortak basın toplantısında her üç ülkenin de Suriye'de önceliğin rejim değişikliği değil terörle mücadele olduğu konusunda mutabık olduğunu belirtti. Lavrov, hedeflerinin Suriye'nin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını korumak olduğunun altını çizdi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise Suriye'de kalıcı bir ateşkes sağlanması için Türkiye, Rusya ve İran olarak çabaları birlikte sürdürmeye devam edeceklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 21 Aralık’ta Ankara'da Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bujar Nişani ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’u öldüren polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş’ın FETÖ yapılanmasının bir üyesi olduğunu söyledi. Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “Suikastçı FETÖ'ye mensup, bunu gizlemeye gerek yok. Maalesef silahlı kuvvetlerin içinde olduğu gibi polis teşkilatında da bu kirli örgüt var. Bunların temizlenmesi de devam ediliyor.”
Rusya lideri Putin 23 Aralık’ta düzenlediği büyük basın toplantısında, Büyükelçi Karlov’un öldürülmesine ilişkin olarak, ‘Türk devletine sızmış unsurların Rus-Türk ilişkilerini bozma amacıyla hareket ettiğine ikna olmaya başladığını’ söyledi. Bu, Putin’in, Türk hükümetinin ‘FETÖ’ olarak tanımladığı yapılanmaya ilişkin ilk açıklaması oldu.
“Büyükelçimizin öldürülmesi kesinlikle Rusya’ya ve Rus-Türk ilişkilerine yönelik bir girişimdi” diyen Putin şu ifadeleri kullandı:
“Açık söylemek gerekirse, uçağımızın Türk liderliğinin emri olmadan, Rus-Türk ilişkilerini bozmak isteyen kişiler tarafından düşürüldüğü tezine şüpheyle bakıyordum. Fakat şimdi büyükelçiye bir polis memuru tarafından saldırılması ardından fikrimi değiştirmeye başlıyorum. Bana öyle geliyor ki her şey mümkün. Yıkıcı unsurların, istihbarat ile polis teşkilatları ve ordu da dahil olmak üzere Türk devlet yapılarına derin bir şekilde sızmış olması mümkün. Fakat şimdi kendimde birilerini suçlama hakkını görmüyorum. Bu, Rus-Türk ilişkilerinin gelişmesine engel olacak mı? Hayır, olmayacak. Zira Rus-Türk ilişkilerinin önemini anlıyoruz. Bu yüzden ne olursa olsun onları geliştirmek için uğraşacağız.”
Aynı basın toplantısında Putin, Suriye’nin Halep kentinde çözüme ulaşılmasının Rusya, Türkiye, İran ve de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın iyi niyeti olmadan mümkün olamayacağını söyledi. Suriye’de bundan sonraki adımınsa ülkenin tamamında ateşkesi tam anlamıyla sağlayacak bir anlaşmaya varmak olduğunu belirten Rus lider, Suriyeli tarafların barış görüşmeleri için Kazakistan’ın başkenti Astana’da bir araya gelmesi konusunda Türkiye ve İran ile mutabık kaldıklarını söyledi. Putin, Suriye lideri Esad’ın da bu görüşmeleri kabul ettiğini açıkladı.
Rus Dışişleri yetkililerine göre, Astana’daki görüşmelerin ilkinin Ocak 2017’de düzenlenmesi planlanıyor.
Astana'da yapılması planlanan barış görüşmeleri, 2017’de Rusya ve Türkiye’nin Suriye’de yapmaya başladığı işbirliğinin izlenecek gündemlerinden biri olacak. 2017’de cevabının bulunması beklenen belki de en önemli meseleyse Büyükelçi Karlov’un öldürülmesinin ardındaki olayların tamamen ortaya çıkarılması olacakmış gibi görünüyor.
Deyim yerindeyse sıradan vatandaşların 2017'de yanıtını bulmayı bekleyeceği sorulardan biri ise Rusya'nın Türk vatandaşları için 24 Kasım sonrası iptal ettiği vize serbestisinin geri getirilip getirilmeyeceği olacak.