Hürriyet gazetesinden Hacer Boyacıoğlu'nun haberine göre; kişi başına düşen geliri 9 bin 130 dolardan 11 bin 14 dolara çıkaran, yatırım ve tasarruf oranlarını da ciddi biçimde artıran revizyondaki sonuçların veriler kaynaklı olduğunu savunan Aktaş, "İnşaatta ölçme sorunu var. 2005 yılından bu yana idarelerin tuttuğu kayıtlara ulaşma hakkı olmasına rağmen idareler kayıtlarını açmıyorlardı. Biz ise SSK sicil numarasıyla vergi numarasını eşleştirdik ve toplu veri almaya başladık. Daha önceki verilerin yetersizliği nedeniyle sıkıntı vardı. Bu revizyon 2016'da akıllara düştü ve yapıldı gibi bir izlenim var. Oysa öyle olmadı" açıklamasını yaptı.
‘ZİNCİRLEME ENDEKS KULLANIYORUZ'
Yeni yapılan milli gelir revizyonunda, kriz yılı olan 2009'un baz alınması eleştiri konusu yapılmıştı. Aktaş, bu konuyla ilgili olarak da, "Zincirleme endeks kullanıyoruz. Bu endekse göre de her yılın hükmü bir sonraki yıla kadardır. 2009'un etkisi de 2010'da bitiyor" dedi. Rakamların bu kadar farklılaşmasında inşaatın önemli bir unsur olduğunu kaydeden Aktaş, hali hazırda da inşaatta tüm verilerin kontrol edilebilir olmadığı mesajını verdi. Birçok firmanın ihalelere girmek için konsorsiyum kurduğunu söyleyen Aktaş şunları söyledi: "Konsorsiyum gibi cafcaflı isimler kullanıyorlar ancak hukuk sisteminde bunların adı ‘adi ortaklıktır.' Bizim endekste mesela ‘adi ortaklıklar' yok. Bunun gibi şeylerden bahsediyorum. Tekrar revizyon olabilir, olduğunda da (bu gibi nedenlerden dolayı) fark büyük olabilir. Umarım yeni revizyonu ben yapmam."
‘ŞİRKETLER KARLARININ ÖNEMLİ BİR KISMINI SAKLIYOR'
Türkiye'nin tasarruf oranının yüzde 24.5'e yükselmesiyle ilgili olarak da TÜİK yetkilileri çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bu konuda şirket sahipleri ile şirketler arasındaki ilişkinin önemli olduğunu belirten yetkililer, "Şirketler karlarının önemli bir kısmını saklıyor. Mesela ortaklara borçlar gibi alternatif kalemlerde ödeme yapıyorlar. Bu nedenle şirketlerin sahibi ile şirketler arasındaki ilişkiyi daha doğru anlamak için çalışılmalı. Hane halkı tasarrufu alanına da daha çok çalışılmalı" bilgisini verdiler. Yetkililer, artışa karşın Türkiye'nin tasarruf oranının bulunduğu kategorideki ülkelere göre daha düşük olduğunu da belirtti.
Çalışmalar kapsamında 19 kişiyi kuruma aldığını söyleyen Aktaş, "Onlardan 3 kişi kaldı. Elimden kaçıyorlar. 2 tanesi de kaçmak üzere. Memur altyapısıyla yapılacak işlerden bahsetmiyoruz. Günde 12 saat çalıştı arkadaşlarım bu iş için" dedi.