Sputnik’in sorularını yanıtlayan Irak Dışişleri Bakanı İbrahim el Caferi, Musul operasyonu ve IŞİD’le mücadeleyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
‘KARLOV SUİKASTI, SADECE RUSYA’YA DEĞİL TÜM DİPLOMATLARINA YÖNELİK’
Tüm dünya Musul’u özgürleştirme operasyonunu takip ediyor. Operasyondan önce ve operasyon başladıktan sonra ne kadar süreceği konusunda çeşitli değerlendirmeler yapıldı. Bazı Iraklı yetkililer 1.5 ay süreceğini, hatta ABD’deki başkanlık seçimlerine kadar IŞİD’in temizleneceğini söyledi. Ancak operasyonda üçüncü aya girildi. Operasyonun yavaşlamasına ne sebep oldu?
Öncelikle Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a düzenlenen suikast nedeniyle Rusya hükümetine ve halkına başsağlığı dileklerimi iletmek istiyorum. Karlov, stratejik düşünen bir insan ve diplomasi sanatının ustasıydı. Bu saldırının sadece Rusya’ya değil dünyanın tüm diplomatlarına yönelik olduğunu düşünüyorum. Tüm diplomatlarla gurur duyuyoruz ve onları barış güvercinleri olarak görüyoruz. Diplomasi, savaşın alternatifi olduğu için diplomatlara düzenlenen saldırılar savaşa ve askeri çözüme yönelik bir zorlamadır.
‘MUSUL’U EN AZ KAYIPLA ÖZGÜRLEŞTİRMEK İÇİN ZAMANA İHTİYACIMIZ VAR’
Sorunuza gelecek olursak, IŞİD daha fazla tutunabilmek için zayıf noktalara baskı yapıyor. Büyük miktarda silah ve mühimmat rezervine sahipler. Ellerindeki modern silahlar teröristlerin uluslararası destek aldığına işaret ediyor. Hükümetler ve bütçeleri teröristlerin arkasında. Irak ordusu tüm bunları hesaba katıyor ve düşmanın gücünü kırmaya çalışıyor. IŞİD’in canlı kalkan olarak kullandığı sivillerin kanının akmamasına özen gösteriliyor. Yaşlılar, çocuklar, kadınlar ve hastalar canlı kalkan olarak hayatlarını kaybediyor. Canlı kalkanı Irak ordusunun ilerleyişini yavaşlatmak için kullanıyorlar. Irak ordusu doktrini, sivil kayıp vermekten kaçınılmasını öngörüyor. Bu nedenle acele etmiyoruz, sivilleri korumak için askerlerimizi riske atıp ek kaynak aktarıyoruz. Şu anda Musul’un büyük bölümü ve kentin Ninova vilayetinde kalan dış kesimleri özgürleştirilmiş durumda. Yani 56 bölgeden 40’ı. Geri kalan 16 bölgenin özgürleştirilmesi için çalışmalara başlanıyor. Sınır kenti olan Musul, Suriye’den tecrit edilmiş vaziyette. Suriye’ye giden üç yol askerlerin kontrolünde. Musul tümüyle askerlerimiz tarafından kuşatılmış durumda.
Kenti en az kayıpla özgürleştirmek için zamana ihtiyacımız var.
‘IŞİD’İN HANGİ ÜLKELERİN İMKANLARINI KULLANDIĞINI SÖYLEYEMEM AMA KİMLERDEN BAHSETTİĞİMİ ANLIYORSUNUZ’
IŞİD’in arkasında yabancı ülkelerin bulunduğunu söylediniz…
Evet, IŞİD yabancı devletlerin imkanlarını kullanıyor, devasa bir finansal destek alıyor. Bu, hükümetler tarafından verilen sıradışı bir destek.
Bu ülkeleri söyleyebilir misiniz?
Benden bu ülkeleri söylememi beklemeyin. Siz kimlerden bahsettiğimi anlıyorsunuz. Bazen birtakım şeyleri doğrudan ifade ediyoruz, bazen de imada bulunuyoruz ve bunlar genelde direkt suçlamalardan daha net olabiliyor. IŞİD’e destek verdiği bilinen ülkelerle bile ilişkileri korumak istiyoruz. Gerçekleri göreceklerini umuyoruz. Zira bu ülkeleri teröristlere bağlayan halat, er ya da geç boyunlarına dolanacak. Umarım, zincirlerinden kurtulma fırsatını kaçırmazlar. IŞİD barış içinde yaşayamaz. IŞİD militanlarının kendi aralarında savaşacağı günleri göreceksiniz. IŞİD, IŞİD’le savaşacak. İdeolojileri, kendi görüşlerinden olmayanları öldürmek üzerine kurulu.
‘BEKLEDİĞİMİZDEN DAHA AZ KAYIP VERDİK’
Musul’u özgürleştirme operasyonuna katılan Irak ordusu ve polisi ne kadar kayıp verdi?
Kaybımız var ancak beklediğimizden daha az. Sığınmacı sayısı da ilk değerlendirmelerimizin altında. Bir milyon sığınmacı çıkmasını bekliyorduk ancak şu anda sayıları 120 bin.
Bunu Irak ordusunun tüm bileşenlerinin dayanışması sayesinde başardık: Haşdi Şabi (Şii milisler), Peşmerge, terörle mücadele güçleri, kent sakinlerinin oluşturduğu milis gücü, kabile temsilcileri. Bu unsurların tamamı Musul’da zafer için savaşıyor. Felluce’nin özgürleştirilmesinde olduğu gibi Musul’u özgürleştirmek için de tüm bölgelerden vatandaşlar geldi. Felluce kurtulduğunda hepsi evlerine geri döndü. Iraklılar bugün ise Musul’u özgürleştirmek için geldi ve zafere ulaşıldığında Musul’u gerçek sakinlerine bırakacaklar.
‘MUSUL, MUSULLULARINDIR’
Peşmerge, Ninova’yı özgürleştirme operasyonunun ilk etaplarına katıldı ve IŞİD’i ele geçirilen bölgelerden çıkardı. Musul’a birkaç kilometre mesafedeki bu bölgeler şu anda Kürt birliklerinin kontrolünde. Söz konusu topraklar için binlerce Kürt’ün kanının aktığını belirten Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani, Peşmerge’nin bu bölgelerden çıkmayacağını söyledi. Sizi buna tepkiniz ne oldu?
Musul, Musullularındır. Bu konuda hepimiz hemfikiriz. Vilayetler arasındaki fikir ayrılıkları, ayrışma için değil, diyalog ve egemenliğe saygı için bir sebeptir. Hiç kimse devletin topraklarını yabancılaştırma hakkına sahip değil. Irak halkının tamamı bu kurala uymak zorunda. Bunun yanında Kürtler hükümette yer alıyor. Irak halkının tüm temsilcileri hükümette var. Irak Cumhurbaşkanı: Sünni Kürt; Meclis Başkanı: Sünni Arap, Başbakan: Şii Arap. Bununla birlikte parlamentoda Araplar, Kürtler, Sünniler, Şiiler, Hristiyanlar, Ezidiler, Türkmenler, Şebekler ve diğerleri temsil ediliyor. Irak’ı bölmenin bir mantığı yok. Tüm dünyanın saygısını kazanan yeni Irak’ın ayırt edici özelliği de bu. Bize verilen desteğin seviyesinden, Iraklı temsilcinin İnsan Hakları Konseyi başkan yardımcılığına getirilmesinden bunu anlıyoruz. Bu, Irak halkının bir olması ve birbirine saygı duymasının sonucunda sağlandı. Birbirimize saygı göstererek dünyanın bize duyduğu saygıyı korumamız gerekiyor.
‘IRAKLI KÜRTLER, ÖNCEDEN SAHİP OLMADIKLARI HAKLARDAN İSTİFADE EDİYOR’
Yani bu resmi politikanız mı?
Şu anda Kürtlerin önceden sahip olmadıkları haklardan istifade ettiğini düşünüyorum. Irak cumhurbaşkanı Kürt ve Irak topraklarında… Anayasamız, Irak’ın toprak bütünlüğünden ve egemenliğinden söz ediyor. Fikir ayrılığı yaratıp, Irak’ın egemenliğini tehdit edecek sorunlar yaratmamalıyız.
‘HAŞDİ ŞABİ, IRAK ORDUSUNUN BİR PARÇASI’
Haşdi Şabi komutanları, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’dan talep gelmesi durumunda, Irak IŞİD’den temizlendikten sonra birliklerini Suriye ordusunun yardımına gönderebileceklerini ifade etti. Bu konudaki tutumunuz nedir?
Irak anayasası, diğer ülkelerin işlerine siyasi ve askeri müdahalede bulunulmasına izin vermiyor. Ancak başkalarının bunu yapmasını yasaklayamayız. Eğer Iraklılar Suriye ya da başka bir ülkeye giderse, Irak anayasası bireylerin bunu yapmasına yasak getiremez. Ancak devlet buna müsaade edemez.
Musul’un özgürleştirilmesini hızlandırmak için operasyona Haşdi Şabi dahil edilebilir mi?
Haşdi Şabi, Iraklı bir örgüt. Önemli bir deneyime sahipler. Parlamento da Haşdi Şabi’ye devlet adına güç kullanma yetkisi verdi. Haşdi Şabi’nin desteğine ihtiyaç duymamız halinde, talep ederiz. Neden olmasın? Zira Haşdi Şabi, Irak ordusunun bir parçası.
‘RUSYA’NIN İSTİHBARAT ALANINDAKİ DENEYİMİNE İHTİYACIMIZ VAR’
Rusya ile terörle mücadele alanında yürütülen işbirliğini sormak istiyorum. Sizce bu işbirliği yeterli seviyeye ulaştı mı?
İstihbarat değişimi yapıyoruz, bunun daha iyi seviyeye çıkmasını umuyoruz. Rusya büyük bir devlet, savaş ve istihbarat toplama konusunda tarihi bir deneyime sahip. Rus istihbaratı dünyanın en iyilerinden biri ve terörle mücadelede istihbarata ihtiyacımız var. Rusya bu konuda bize büyük bir yardım sunabilir. Rusya, İran ve Suriye ile bu konuda yapılan bir anlaşma var ancak bu anlaşma uluslararası koalisyonla işbirliğinin yerini almıyor. Askeri potansiyelimizi güvenliğimizi artıracak bir ülkeyle işbirliği yapmaya ihtiyaç duyarsak, elbette işbirliği yapacağız. Umarız ki, Rusya ile işbirliğinin seviyesi artar.
‘EGEMENLİĞİMİZE ZARAR GELMEMESİ KAYDIYLA TÜRKİYE İLE İŞBİRLİĞİNDEN YANAYIZ’
Bağdat’ın tepkisine ve çağrısına rağmen Türk askerleri Irak topraklarındaki varlığını devam ettiriyor. Türk hükümetini birliklerini geri çekmeye zorlamak için ne gibi adımlar atmayı planlıyorsunuz?
Biz hala daha Türkiye’den Başika’yı terk etmesini talep ediyoruz. Türkiye’nin topraklarımızdaki varlığına karşı çıkıyoruz, bu durum egemenliğimizi ihlal ediyor. Bununla birlikte egemenliğimize zarar gelmemesi kaydıyla Türkiye ile işbirliği yapmaktan yanayız.
‘RUSYA-TÜRKİYE-İRAN İTTİFAKINA KATILMAK İSTİYORUZ’
Suriye’de çözümün arabulucuları Rusya-Türkiye-İran gibi ülkeler oldu. Arap ülkelerinden hiçbiri bu listeye dahil olmadı. Şu anda ya da terör sorunu çözüldüğünde, Irak bu üçlüye katılmak istiyor mu?
Neden olmasın? Birincisi Irak, Suriye’nin komşusu. İkincisi de Irak Arap Birliği’nde belirli bir ağırlığa sahip, aynı zamanda da terörün kurbanı. Kaldı ki, Suriye, Rusya ve İran’la da iyi ilişkilere sahibiz.
‘SURİYE’DE NORMALLEŞME SADECE SURİYE KRİZİNİ DEĞİL IRAK KRİZİNİ DE ÇÖZECEK’
Yani üçlü formata katılımınız konuşuluyor mu?
Bu fikir tartışılıyor ve genel fayda bakımından fikri destekliyoruz. Arabuluculuk yapıyoruz zira Suriye’de istikrarın sağlanması bize de etki ediyor. IŞİD, Irak’a Suriye’den geldi. Dolayısıyla Suriye’de normalleşme sadece Suriye krizini değil Irak krizini de çözecek.
Diğerleri gibi Ruslar da bizi iyi tanıyor. Komşu ülkelerde yaptığımız gibi Halep ve Suriye genelinde istikrar sürecinin hızlanması için de elimizden geleni yapıyoruz.
Irak, 2014 yılının başında büyük miktarda toprak ele geçiren IŞİD’i yok etmek için yürütülen operasyonun son safhasına geldi. Irak hükümeti, profesyonel askerlerden ve Şii milislerden oluşan 10 binlerce kişilik birlikleri IŞİD’in bu ülkedeki kalesi konumunda bulunan Musul’a intikal ettirse de, aylar süren operasyonlara rağmen kenti militanlardan henüz kurtarılamadı.