https://anlatilaninotesi.com.tr/20161213/halep-rusya-suriye-ordusu-1026299669.html
'Halep'te Rusya'nın stratejisi belirleyici oldu'
'Halep'te Rusya'nın stratejisi belirleyici oldu'
Sputnik Türkiye
Gazeteci-yazar Musa Özuğurlu, Suriye ordusunun Halep'in doğusunda kontrolü yeniden sağlamasıyla savaşın niteliğinin değiştiğini söyledi. Halep kazanımında... 13.12.2016, Sputnik Türkiye
2016-12-13T23:34+0300
2016-12-13T23:34+0300
2016-12-16T12:32+0300
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/i/logo/logo-social.png
rusya
türkiye
suriye
halep
rakka
idlib
lazkiye
palmira
el bab
deyr ez zor
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2016
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
programlar, haberler, rusya, suriye, halep, rakka, idlib, lazkiye, palmira, el bab, deyr ez zor, beşar esad, işid, nusra cephesi, el kaide, ypg, fetih el şam
programlar, haberler, rusya, suriye, halep, rakka, idlib, lazkiye, palmira, el bab, deyr ez zor, beşar esad, işid, nusra cephesi, el kaide, ypg, fetih el şam
'Halep'te Rusya'nın stratejisi belirleyici oldu'
23:34 13.12.2016 (güncellendi: 12:32 16.12.2016) Gazeteci-yazar Musa Özuğurlu, Suriye ordusunun Halep'in doğusunda kontrolü yeniden sağlamasıyla savaşın niteliğinin değiştiğini söyledi. Halep kazanımında Rusya'nın stratejisinin belirleyici olduğunu belirten Özuğurlu'ya göre, Rusya Ankara'yı Halep konusunda ikna etti, Türkiye'yi bölgede bir ortak olarak görmek istediğini gösterdi.
Suriye ordusu savaşın kilit noktası olarak addedilen Halep’te kontrolü yeniden kazanarak zaferini ilan etti. El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi (yeni ismiyle Fetih el Şam Cehpesi) ve müttefiki İslamcı grupların kentten çıkışı için müzakeler sayesinde on binlerce sivil de Halep’ten tahliye ediliyor. Muhalif gruplardan katliam iddiaları ortaya atılırken, Halep’ten çıkartılan siviller ile Suriye’den kutlama ve zafer görüntüleri geliyor.
Peki Halep’in Suriye ordusu tarafından alınması Suriye, Türkiye ve Rusya için ne anlama geliyor? Şam’da kısa süre öncesine kadar görev yapmış gazeteci ve yazar Musa Özuğurlu ile konuştuk.
'BUNDAN BÖYLE SAVAŞIN NİTELİĞİ DEĞİŞECEK'
Suriye ordusunun Halep kazanımı ile birlikte savaşın niteliğinin bundan böyle tamamen değişeceğini savunan Özuğurlu, "Bugüne kadar Halep üzerinde çok duruldu. Ordu birçok kez Halep’e girmek üzere çok büyük yığınaklar yaptı. Ancak ilk defa son birkaç ay içerisinde karar verildi ve Halep’in doğusu alındı” dedi. Bu kazanımda Rusya’nın etkisine özellikle vurgu yapan Özuğurlu, “Rusya’nın girmesinden sonra bir strateji çizildi. Daha öncesinde çok sayıda cephede çok sayıda çatışmalar devam ediyordu. Zaten bu nedenle daha önce Suriye ordusunun daha önce Halep’in saldırılar başladı başlayacak, son çatışmalar başlayacak haberlerinden sonra o operasyonlar gerçekleşmemişti. Fakat şimdi bunun olduğunu görüyoruz” tespitini yaptı. Özuğurlu, Rusya’nın Suriye sahasına girdikten sonra, IŞİD’e karşı saldırmıyor eleştirilerine karşın uzun dönemde çok ağır bir darbe vurduğunun da altını çizdi.
'TÜRKİYE, HALEP'TE ISRARCI OLMAMASI GEREKTİĞİNİ ANLADI'
Rusya’nın, Türkiye’nin Halep’teki nüfuzuna ilişkin sorunları ’güzellikle’ hallettiğini söyleyen Özuğurlu, “Hem Suriye ile ilgili olarak hem ikili ilişkiler açısından baktığınız zaman çok sayıda başlık var. Halep konusunda Türkiye’nin bugüne kadar neden ısrar ettiğine dair sorular mevcuttu. Türkiye artık Halep konusunda ısrarcı olmaması gerektiğini anladı. Bunda da iknayı Rusya yaptı ve güzellikle halletti. Eğer gerçekten Türkiye Halep konusunda Rusya’nın planlamış olduğu gidişata karşı çıkacak olsaydı bu çok daha farklı sonuçlar yaratabilirdi ki Türkiye’nin zaten böyle bir şansı da yoktu” dedi.
Rusya’nın Türkiye’nin hemen her manevrasına jestle karşılık verdiğini söyleyen Özuğurlu’ya göre, bu da aslında Rusya’nın bölge içerisinde, tüm küresel mücadele ilişkileri içerisinde Türkiye’yi bir kontrol altında tutma, daima kendisine yakın tutma stratejisinin bir sonucu. Bunun sadece Rusya’nın Türkiye’ye ihtiyacı olmasından kaynaklanmadığına vurgu yapan Özuğurlu, “Çünkü Halep içinde hatta bütün Suriye genelinde bakacak olursak, aslında bütün şartları saha belirliyor. Kim güçlüyse o ilerliyor. Bunun önüne de kimse geçemiyor. Dolayısıyla Rus ordusu girdikten sonra karar verdikten sonra Halep öyle ya da böyle alınacaktı. Aynı zamanda Türkiye’yi Rusya orada bir ortak olarak görmek ve göstermek istediği için bir jestte bulundu” değerlendirmesi yaptı.
'İDLİB'İ TEMİZLEMEYE KIRSALDAN BAŞLANACAK'
Halep’teki cihatçıların temizlenmesi Suriye savaşı açısından bir dönüm noktası olarak kabul edilse de özellikle ateşkes bölgelerinden taşınan cihatçıların toplandığı İdlib’in akıbeti hakkında rivayetler muhtelif. Öte yandan geçtiğimiz aylarda ordu kontrolüne geçen antik kent Palmira’da IŞİD’in ilerlediği haberleri geliyor.
Türkiye’nin Hatay sınırının hemen öteki tarafında olarak gösterilebilecek İdlib bölgesine yönelik bir operasyonun Suriye ordusu ve Rusya tarafından gündemde tutulduğunu ifade eden Özuğurlu şöyle konuştu: “Savaş özelinde bakacak olursak ordu bir strateji ile silahlı gruplar taktikte hareket ettikleri için zaman zaman silahlı grupların ilerlediği ya da bir yerleri ele geçirdiğini görmek mümkün. Ama bu genel gidişatı bozan bir durum değil. Suriye için öncelikli olay: Halep’in batısından itibaren İdlib’i kırsalıyla birlikte tamamen içine alacak, aynı zamanda güneybatıya doğru bir sarkma olduğu zaman Lazkiye kırsalını da içine alacak, büyük bir bölge, Hama’ya da sınır olan bir bölge Nusra dahil olmak üzere bir takım örgütlerin elinde. Burasının öncelikle kırsalından başlanacak temizlenmesine. Daha sonrasında da sıra kesinlikle İdlib’e gelecek. Bu 2011’den beri Şam’da dile getirilen bir şey.”
'ŞAM'IN ÖNCELİĞİ ÜLKENİN DOĞUSU DEĞİL BATISI'
Savaşın önünde sonunda İdlib’de sona ereceğine vurgu yapan Özuğurlu, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ‘Ya bu militanlar ölecek ya da Türkiye’ye yani geldikleri yere geri gönderilecek’ sözünü anımsattı. Bu sözlerin daha önceden stratejisi çizilmiş bir plana işaret ettiğini belirten Özuğurlu şu değerlendirmeyi yaptı: “Bunu savaşta daha önce çok gördük. Bazen bir bölgeye yönelik çok büyük bir yığınak yapılıyor. Herkes oraya gireceğini tahmin ediyor ama ters bir yerden de operasyon başlayabiliyor. Şu anda eğer Suriye’yi kabaca doğuya ve batıya bölecek olursak, doğusu şu anda çok da Şam’ın önceliği değil, bu nedenle Palmira’ya bugünlerde saldırı var tabii ki de direniş devam ediyor ama batısı çok daha önemli. İdlib’den başlayalım kuzeyden aşağıya doğru inelim Humus merkez var, Humus’la Hama arasında çok önemli stratejik önemli ilçeler var ki olayların en başından başladığı yerlerden. Burayı da en sona saklıyorlar. Devamında da Dera’ya kadar gidersek onun batısında da İsrail sınırındaki Kuneytra var. Burası çok önemli Suriye için. Dolayısıyla ben bu çizmeye çalıştığım alanda yani Halep’ten Lazkiye kırsalına kadarki alanda, bir şeyler olacağını düşünüyorum. Diğer yandan tabii ki Rakka duruyor, tabii ki Deyr ez Zor duruyor, tabii ki şu günlerde Palmira’da IŞİD’in bir saldırısı söz konusu.Burayı IŞİD’in aldığı ile ilgili şu an için gerçeği yansıtmıyor. Halen çatışmalar devam ediyor.”
'TÜRKİYE SADECE YPG VE IŞİD'E KARŞI SAVAŞMIYOR'
Türkiye’nin şu anda çoklu bir olasılıklar zincirinin oluşturduğu bir kimya içinde savaştığını söyleyen Özuğurlu, sadece YPG veya IŞİD’e karşı savaşılmadığını, bölgede bir nüfuz oluşturulmaya çalışıldığını da ifade etti. Bunun Kürt meselesine hatta Kuzey Irak’taki bir takım hesaplara kadar uzandığını ifade eden Özuğurlu, “Dolayısıyla bu çoklu olasılıklar içerisinde Türkiye’nin elinde somut birşey yok. Türkiye Rusya’nın kendisine ilk başta verdiği jest içinde o bölgede Bab dahil olmak üzere belki de bir ilerleme sağlamasına geçici olarak izin verilebilir. Güvenli bölge de olursa eğer Türkiye adıyla olmaz. Belki ‘Bir takım silahlı gruplar vasıtasıyla, burası kurtarıldı güvenli hale getirildi’ denilebilir. Ama adının ‘güvenli bölge’ olacağını ben zannetmiyorum” dedi.
Güvenli bölge isminin, Şam tarafından dile getirilen ‘Burası bizim egemenlik alanımızdır buna asla izin vermeyeceğiz’ söylemlerinin dışına çıkılması anlamına geldiği için mümkün olmadığını dile getiren Özuğurlu, böyle bir durumun ayrıca Moskova-Şam arasında söylem farkında neden olacağının altını çizdi. Buna karşın El Bab’a veya çerçevesindeki bir takım yerlere Türkiye’nin girişine vize verilebileceğini söyleyen Özuğurlu, “Şu ilan edilir: Biz hedefimiz olan IŞİD’i El Bab’dan çıkarttık.’ Ya da asıl sebep olan ‘Kürtlerin kantonlarını birleştirmelerine engel olduk’ denilebilir. Ondan sonra yavaş yavaş bir çekilme başlar gibi geliyor bana. Ama onun dışında Türkiye’nin çok daha somut uzun yıllar orada kalacak herhangi bir girişimini Rusya’nın da kabul edebileceğini zannetmiyorum. Türkiye’nin bu konuda çok istekli olduğunu da düşünmüyorum” değerlendirmesi yaptı.
'İDLİB SAVAŞI ZOR VE KANLI OLACAK'
Türkiye’nin güney hattında konuşlanan cihatçı grupların akıbetini ‘Ya teslim olacaklar ya da öldürülecekler’ diye özetleyen Özuğurlu, Suriye yönetiminin cihatçılara teslim olma seçeneği sunduğunu söyledi:
“Halep’ten yansıyan görüntülerde var. Bunları ele geçirdikleri zaman Suriye ordusu bir soru soruyor: ‘Aranızda herhangi bir şekilde devlete dönmek isteyen varsa, hemen kararını versin dönsün’ diye. Yok eğer savaşmak üzere İdlib’e gitmek isteyen varsa, oraya gönderiliyorlar. Yani eğer oraya savaşmayaca gideceksiniz, ya öleceksiniz, ya kendi geldiğiniz ülkeye gideceksiniz ya da ülke dışına çıkacaksınız. Bu da sınır olduğu için tabii ki Türkiye. Dolayısıyla bunları bekleyen akıbet bu. Ama Suriye yönetimi yabancı cihatçılarla ilgili olarak kesinlikle bir acıması yok. Ele geçirildikleri anda bunlar infaz ediliyorlar. Artık binlerce oldu militan sayısı söz konusu İdlib’te. Bu çok ciddi bir takım çatışmaları beraberinde getirecek. İdlib çok zor olacak. Çünkü hem sayı olarak fazlalar orada, hem de siviller var. Hem de muhtemelen Türkiye çok büyük itirazları olacak. Bir yandan kendi güvenliğini de düşünmek zorunda çünkü. Suriye içinde de bir takım politikaları var. Belki de daha zor olacak. Ama kanlı olacak gibi gözüküyor."