Independent’ta Mary Dejevsky imzasıyla yayımlanan haberde, Batı ülkelerinin Suriye’deki çatışmanın politikaları sonucunda bu kadar ağır hale geldiğini dürüstçe itiraf etmesi gerektiği vurgulandı. Suriye’de çatışmanın en önemli gelişmelerinin yaşandığını ancak Batı’nın bunu görmezden geldiğini belirten gazete, “Rusya ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad hala temel düşmanlar olarak gösteriliyor; evsiz aileler, hastanesiz doktorlar ve yemek bulamayan çocuklar ise eskisi gibi yardım istiyor” ifadelerine yer verdi.
Rusya’nın desteğini alan Suriye ordusunun Halep’in doğu mahallelerindeki ilerleyişi dikkate alınırsa Batı için hangi seçeneğin daha insancıl olacağının en önemli soru haline geldiğini kaydeden Mary Dejevsky, şöyle devam etti:
“ABD, Avrupa Birliği, İngiltere veya başka birine yeni anlaşma çağrısı yaparak daha fazla silah göndermek veya ‘ılımlı muhalefet’ olarak adlandırmayı tercih ettiğimiz kişilere yardım etmek için daha fazla özel birlik göndermek mi? Yoksa ihtiyacımız olan, ki şüphesiz en acımasız ve kalpsizce bir adım olacak, gitmek ve kaçınılmazın geç değil erken gerçekleşmesini sağlamak.”
‘AB VE İNGİLTERE SEÇİMİNİ YAPTI’
Yanıtın ortada olduğunu ifade eden Dejevsky, “İlk seçenekte yer alan tüm adımlar sadece Halep’in acısını uzatır. Daha fazla ölümü önlemek ve Avrupa’ya göç dalgasını azaltmak konusunda sadece ikinci seçenek yardımcı olur. Ayrıca ABD ve muhtemelen AB ile İngiltere görünüşe bakılırsa seçimini bu stratejiden yana yaptı ama şimdilik bunu kabul etmek istemiyor. ABD, Donald Trump’ın seçimleri kazandığı anlaşıldığı anda Suriye’de zaferden vazgeçti, zira yeni seçilmiş başkanın Suriye’deki çatışmaya ilgi duymadığı biliniyordu, giden idare ise Esad’ın ne olursa olsun kazandığına ve onu durdurma çabasının daha fazla kandan başka hiçbir sonuç vermeyeceğine karar verdi” yorumunda bulundu.
BM Güvenlik Konseyi’nde de devam eden tartışmalara rağmen herkesin Suriye’de rejim değişikliği olmayacağına karar verdiği belirtilen yazıda, “Kazanan taraf sivilleri korumaktan sorumlu olacak ve dünya, Suriye hükümetinin Rusya’nın yardımıyla düzeni sağlamakta ve vatandaşlarının temel ihtiyaçlarını karşılamakta başarılı olup olmayacağını, düşmanıyla karşılıklı suçlamalara son verip vermeyeceğini ve Halep’teki zaferin diğer yerlerdeki isyancıların hevesini kırıp kırmayacağını görecek. Ama her halükarda Halep’in geri alınmasıyla savaş bitmeyecek ve silahlı saldırılar son bulmayacak. Suriye birliğini korusa da merkezi hükümetin gücü ve elinde tuttuğu topraklar azalacak” uyarısında bulunuldu.
‘BATI ÇATIŞMAYI UZATTI, MALİYETİNİ ARTIRDI VE KARMAŞIK HALE GETİRDİ’
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD’li mevkidaşı John Kerry’nin uzun süredir elde etmeye çalıştığı siyasi çözüme bu koşullarda tekrar ihtiyaç duyulacağını kaydeden İngiliz gazeteci, “Herkesin kendi pozisyonunu güçlendirmeye çalıştığı anlaşma, Şam’ın Halep’teki nihai zaferi barış için büyük fırsatlar yaratıyor” diye yazdı.
Yeni anlaşmanın ardından Batı’nın Suriyeli muhalefete ihanet ettiği ve 1930’lu yıllarda olduğu gibi bir diktatörle barışmayı tercih ettiği yönünde suçlamaların yağacağı tahmininde bulunan Dejevsky, “Esad’a karşı çıkan muhalefet, üzerine aldığı görevi yerine getirmek için her zaman çok bölük pörçüktü. ABD, İngiltere ve diasporanın öğütlerine kapılan diğer ülkelerin muhalefete bu kadar yardım etmemesi gerekiyordu. Önümüzdeki aylarda Suriye’deki felaketten kimlerin sorumlu olduğu yönünde sorular sorulursa yanıt şöyle olmalı: Evet, her şeyi Esad başlattı ama biz, Batı, bu çatışmayı uzattık, maliyetini artırdık ve daha da karmaşık hale getirdik” yorumunda bulundu.