Fethullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen eski HSYK üyesi Mustafa Kemal Özçelik, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda verdiği ifadede, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirtti ve itirafçı oldu.
Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünde 2001'de tetkik hakimi olarak görev yapmaya başladığını ifade eden Özçelik, İbrahim Okur'un tavsiyesi üzerine Ahmet Hamsici tarafından bu göreve getirildiğini kaydetti. Özçelik, bakanlığa geldikten sonra katıldığı sohbet grubunun Birol Erdem, İbrahim Okur, Ahmet Hamsici, Engin Durnagöl ve Hüseyin Yıldırım'dan oluştuğunu söyledi.
'TETKİK HAKİMLERİNİN ÇOĞU GÜLEN CEMAATİNE MENSUP'
Özçelik, Adalet Bakanlığı'na 2005'ten sonra gelen tetkik hakimlerinin çoğunun Gülen cemaati mensubu olduğunu, bu kişilerin bakanlığa getirilmesinde en çok İbrahim Okur, Ahmet Hamsici ve Birol Erdem'in etkisinin bulunduğunu kaydetti. Özçelik, "Kimlerin geleceğine bu kişiler karar veriyordu. Daha doğrusu bu kişiler refere ederdi, üst makamlar uygun görürdü" dedi.
Özçelik, Birol Erdem'in 2010'dan sonra cemaat ile ilişkisini tamamen kestiğini, HSYK üyesi olduğu dönemde cemaate karşı çıktığını, bunların herkes tarafından bilindiğini de dile getirdi.
'HİZMET HAREKETİ MENSUPLARININ ÖNÜNÜ AÇIN' FETVASI
Özçelik, Personel Genel Müdürü olduktan sonra sohbet toplantılarına sohbet abisi olarak meslek dışından birisinin geldiğini, bu kişinin gerçek ismini ve mesleğini söylemediğini, kendisiyle ilgili özel şeyleri de anlatmadığını belirtti.
Sohbet abisinin bakanlığa alınacak kişilerin cemaat mensubu olmasını istediğini kaydeden Özçelik, kendisinin de bu şekilde düşündüğü için buna karşı çıkmadığını anlattı. Özçelik, hakim-savcı alımı için yapılan mülakata giren adaylar arasında yer alan cemaatçilerin listesinin, o dönem daire başkanı olan cemaat üyesi Mustafa Babayiğit tarafından kendisine verildiğini de açıkladı.
'OKUR VE HAMSİCİ'NİN GAYRETİYLE YARGITAY'A SEÇİLDİM'
Yargıtay 18. Hukuk Dairesinde üye olarak göreve başladıktan sonra Yargıtay üyeleri Osman Yurdakul, Ömür Borazan, Hüseyin Güngör Babacan ile sohbetlere katıldığını anlatan Özçelik, himmet parasının sohbet abisi Yurdakul tarafından toplandığını kaydetti. Mustafa Kemal Özçelik, ifadesine şöyle devam etti:
"Yargıtay üyeleri arasında yapılanma hukuk ve ceza olarak ayrılmaktaydı. Her grubun bir abisi vardı. Bizim grubun abisi Osman Yurdakul'du. Hukuk dairelerinin sorumlusu ise Ali Akın'dı. Ali Akın'ın üzerinde İlyas Şahin vardı. İlyas Şahin'in üzerinde Faik isimli sivil kişi vardı. Bu kişi İlyas Şahin'in üzerinde mi aynı konumda mı bilemiyorum. Bu kişiyi bir defa yemekte gördüm. İsmini Faik olarak tanıtmışlardı ve bu kişinin Yargıtayın sivil imamı olduğunu o zaman anladım."
'KİME OY VERECEĞİMİZİ CEMAAT BELİRLİYORDU'
Yargıtayda daire başkanlığı seçimlerinde kime oy vereceklerini cemaatin belirlediğini de anlatan Özçelik, oy verilecek kişiyi sohbet abilerinin söylediğini, kendilerine bu bildiriyi Osman Yurdakul'un yaptığını aktardı. Özçelik, "Benim Yargıtay üyeliği yaptığım dönemde Gülen cemaatinin desteklemediği hiç kimse daire başkanı olamazdı. Bu nedenle başkan adayı mutlak suretle cemaatin onayını almak zorundaydı" dedi.
Özçelik, "Cemaat bu seçimde ılımlı solculardan oy alabileceğini düşünüp Yakup Ata'ya destek verdi. Biz de bu nedenle Yakup Ata'ya oy verdik. Ancak solun bir kısmı Yakup Ata'ya oy verip bize oy vermedi. Yakup Ata daha sonra bizden ayrılarak çoğunluk grubu olan Yargıda Birlik Platformunun adaylarıyla birlikte hareket etti." diye konuştu.
Özçelik, HSYK üyesi olduktan sonra sohbet toplantılarında, HSYK abisi Nazmi Dere'ye bin-bin 300 lira arasında himmet parası ödediğini söyledi.
'BYLOCK KURDURMADIM'
Nazmi Dere'nin kendi telefonuna 2015'te ByLock programını kurmak istediğini, haberleşmeyi bu program üzerinden yapacaklarını söylediğini aktaran Özçelik, bunu istemediğini, telefonunun da bu programa uygun olmadığını belirtti.
Özçelik, şöyle devam etti: "Bunların içinde olmaktan dolayı kendimden nefret ediyorum. Bu yapının gücünden korktuğum için bugüne kadar ifade veremedim. Çünkü yapı o kadar güçlüdür ki, bana ve aileme zarar verecekler korkusunu halen yaşıyorum. Buna rağmen bu yapının yapmak istediklerini gören ben ve diğer arkadaşlarım yapının çökertilmesi ve tüm detayların ortaya çıkması için yardımcı olmak istiyoruz. Benim gibi birçok arkadaşım aynı duygular içinde."
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi yaşananların kendisini çok etkilediğini dile getiren Özçelik, örgütün yapısıyla ilgili bildiklerini anlattığını, ileride "sivil imam" olarak bilinen insanların ortaya çıkarılması halinde teşhis ve yüzleştirme yaparak bu yapının tam olarak ortaya çıkarılmasını sağlayacağını ifade etti.