676 No'lu KHK ile yapılan düzenlemeden vazgeçilmesini ve rektör atamasında, adayların kurum içinden aldıkları oy sayısının esas alınmasının talep edildiği basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
‘ÜNİVERSİTENİN BİLİMSEL ÜRETİMDE BULUNABİLMESİNİN ŞARTI HEM PİYASADAN HEM DE DEVLETTEN ÖZERK BİR İŞLEYİŞE VE ÖZGÜRLÜK ALANINA SAHİP OLMASIDIR'
Üniversite, çıkarların ve baskının etkisi altında olmaksızın hakikati arayan bir kuruma duyulan ihtiyaçtan ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla ortaya çıkışından itibaren, kurumsal özerklik ve akademik özgürlük, üniversite kavramının birbirinden ayrılmaz iki temel niteliği olmuştur. Üniversitenin bilimsel üretimde bulunabilmesinin ve eleştirel düşüncenin gelişimine katkı sunabilmesinin ön şartı, hem piyasadan hem de devletten özerk bir işleyişe ve özgürlük alanına sahip olmasıdır.
Darbeci zihniyetle mücadele, demokratik kurum ve işleyişleri azaltmakla değil ancak çoğaltmakla yapılabilir. Bu sebeple, Boğaziçi Üniversitesi'nden, ODTÜ'den ve İTÜ'den meslektaşlarımız gibi bizler de 676 No'lu KHK ile yapılan düzenlemeden vazgeçilmesini ve rektör atamasında, adayların kurum içinden aldıkları oy sayısının esas alınmasını talep ediyoruz.