Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), kanun hükmünde kararname (KHK) ile üniversitelerde rektör seçimlerine son verilmesinin ardından yeni sistemin ayrıntılarını belirleyen bir dizi toplantı yaptı. Basına yansıyan bilgilere göre, toplantılarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın YÖK'ten gönderilen listeye göre 1 ay içinde atama yapması, yapmazsa YÖK'ün yeni bir liste sunması üzerinde görüş birliğine varıldı.
Yeni düzenleme üniversitelerde hem akademisyenler hem de öğrenciler tarafından tepkiyle karşılandı. Akademisyenlerin yeni sistemi eleştiren açıklamalarının yanı sıra, üniversite öğrencileri de düzenlemeyi kampuslerde protesto ettiler.
‘DÜZENLEME ARTAN OTORİTENİN BİR AYAĞI'
Üniversite Konseyleri Derneği Başkanı Yardımcı Doçent Doktor Ebru Aylar, rektörlük seçimlerinin bir tiyatro alanına dönüştüğünü ancak son müdahalenin Cumhurbaşkanı merkezli bir otoritenin artan etkisiyle ilişkili olduğuna dikkat çekiyor ve kurumların kadükleştirildiğini ifade ediyor:
"Şu anki değişikliğin sadece AKP'nin müsameresinin ortadan kaldırılması olduğu düşünülebilir. Ama unutulmamalı ki, bu müdahale Cumhurbaşkanı merkezli bir otoritenin sadece üniversite alanı değil, ülke çapında artan etkisinin bir ayağı ve devamı da gelecektir. Aslında üniversitelerde bu süreklilik, her yeni açıklanan KHK ile de hissediliyor. Üniversitelerdeki tüm kurullar, rektörlük makamı da dahil, kadükleşmiş ve diğer üniversite bileşenlerinin söz ve değerlendirmeleri ise tamamen etkisizleşmiş durumda"
‘ADAYLAR İKTİDAR İLE İYİ İLİŞKİLER GELİŞTİRMEYE ÇALIŞACAK'
Düzenlemenin Cumhurbaşkanını ve aracı bir kurum olarak YÖK'ü etkin kılmış gözüktüğünü belirten Aylar, durumun YÖK'ün hangi kriterlere göre belirleme yapacağı sorusunun akıllara getirdiğini belirtiyor. ÜKD Başkanına göre, adaylar artık süreklileşen biçimde iktidar ile iyi ilişkiler geliştirmek için çaba sarf edecek.
Aydar "Rektörlüğe dair kurgusu olanlar sadece rektörlük seçim sürecinde değil, süreklileşen şekilde YÖK ve siyasi iktidar ile iyi ilişkiler kurmaya ve bu ilişkilerini geliştirmeye çalışacaktır. Ve bu tutum ne yazık ki akademide yerleşik bir kültür ve aslında yeni bir akademisyen kimliği halini alacak. Buradaki muhalif konumdakilere ise yer olamayacak ne yazık ki" ifadesini kullanıyor.
DIŞARIDAN REKTÖR ATANMASININ ÖNÜ NEDEN AÇILDI?
Aracı bir kurum olarak YÖK'ün etkisini artması ne anlam ifade ediyor? YÖK üniversitelerdeki süreçte ne tür bir işlev üstleniyor?
Aylar bu soruyu "YÖK şu an AKP'nin yüksek öğretim alanına yönelik müdahalelerin önemli bir aracı haline gelmiş durumda. Bir süre öncesinde biz YÖK'ün kaldırılıp kaldırılmayacağı tartışmasını yürütüyorduk. Evet, belki YÖK işlevini tamamlar ve o süreçte kaldırılır. Ama yüksek öğretim sürecinde AKP belirlenimi YÖK dışında da başka araçlarla devam edebilir" sözleriyle yanıtlıyor.
‘YENİ ÜNİVERSİTE VE AKADEMİSYEN MODELİ REDDEDİLMELİ'